Translation of "عمل" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "عمل" in a sentence and their turkish translations:

عمل العقل.

zihinsel bir aktivite olduğunu söyleyebiliriz.

‫عمل جيد.‬

İyi işti.

‫عمل جيد!‬

İyi iş!

عمل بجد.

O çok çalıştı.

إنه عمل، إنه عمل شاق بشكل جميل،

Çalışmak, sıkı çalışmak,

‫عمل رائع، نجحنا!‬

Harika işti, başardık!

‫حسناً، عمل جيد.‬

Tamam, iyi iş. Aferin.

عمل مثالي هندسيًا

Geometrik olarak mükemmel bir eser

أبحث عن عمل.

Ben iş arıyorum.

عمل طوال الأمس.

O, dün bütün gün çalıştı.

هذا عمل نافع.

- Bu yararlı bir iş.
- Bu faydalı bir eser.
- Bu faydalı bir çalışma.
- Bu yararlı bir çalışma.
- Bu faydalı bir iş.

إبحث عن عمل

Bir iş bul.

حديقتها عمل فني.

Onun bahçesi bir sanat eseridir.

لا يوجد عمل.

İş yok.

نحو خلق بيئة عمل

gördüğümüz felaketlerden kaçabileceğimiz

لكنني أبحث عن عمل.

Ama iş arıyorum yani.

وكانوا فريق عمل متفوق.

Harika ekip çalışanları olabilirlerdi.

‫اختيار جيد!‬ ‫عمل مضن.‬

İyi karardı! Zor iş.

ليس من عمل الناس،

Başkalarının emeğiyle bile değil,

لا يمكن عمل برنامج

bir böle program yapamıyor

ولذلك، أنشأ فريق عمل

Rektör, Project '87'deki sorunları ele almak için

العجلة من عمل الشيطان.

Acele işe şeytan karışır.

أجريتْ لي مقابلة عمل.

Bir iş için mülakata alındım.

عليهم عمل الشيء ذاته.

Onlar aynı şeyi yapmalı.

عندي عمل آخر الآن.

Şimdi başka bir işim var.

علينا عمل هذا بأنفسنا.

Biz bunu kendimiz yapmalıyız.

أستطيع مساعدتك لإيجاد عمل.

Bir iş bulmanıza yardımcı olabilirim.

لكن كيف يمكننا عمل ذلك ؟

Peki, bunu nasıl başaracağız?

عمل ريتش هناك لعشرين عامًا.

Rich 20 yıl fabrikada çalışmıştı.

لدينا نموذج مُجرب، خطة عمل،

Kanıtlanmış bir hareket planımız

باختصار ، إنه عمل فني كامل

yani kısacası tam bir sanat eseridir

بطاقة عمل تسمى رودولف فينتز

Rudolph Fentz isimli bir iş kartı, adresi

تم عمل ترميم مستمر عليه

Üzerinde sürekli restore çalışması yapıldı

عمل داروين يغير كل شيء.

Darwin'in yapıtı her şeyi değiştirir.

أبحث عن عمل يا سيدي.

Bir iş arıyorum, efendim.

هم يطالبون بساعات عمل أقل.

Daha kısa çalışma saatleri istiyorlar.

لست معتادا على هكذا عمل.

- Bu şekilde çalışmaya alışkın değilim.
- Bu tür işe alışkın değilim.

عمل سامي في مستشفيات مختلفة.

Sami birkaç farklı hastanede çalıştı.

عمل تقدم قليل بالغة الإنكيزية

O, İngilizcesinde az gelişme yaptı.

لذا، أصبحت بلا عمل ولا مال.

Ne bir işim ne de param vardı artık.

وكوني فنانًا يعد بمثابة أعظم عمل.

Ressam olmak dünyanın en güzel mesleği.

‫يمكننا عمل حساب للطبيعة في أسسها.‬

...merkezlerine doğayı yerleştirme gücüne sahibiz.

ألفي عام من عمل الحبل السري

göbeklitepeyi yapan insanlar 2000 yıl

أيمكنك عمل قائمة بالمسائل التي ستناقش؟

Tartışılacak konuların bir listesini yapar mısın?

لا تؤجل عمل اليوم إلى الغد.

- Bugünün işini yarına bırakma!
- Bugünün işini yarına erteleme!

الأحد ليس يوم عمل بالنسبة لي.

Pazar benim için bir iş günü değil.

عمل توم ذات مرة كمرشد سياحي .

Tom bir zamanlar bir turist rehberi olarak çalıştı.

غدا هو أول يوم عمل لي.

Yarın ilk iş günüm.

غالبًا يُفضل توم عمل الأشياء بنفسه

Tom neredeyse her şeyi kendisi yapmayı seviyor.

عمل سامي كدليل سياحي في مصر.

Sami, Mısır'da bir tur rehberi olarak çalıştı.

ربما علينا إعادة التفكير بطريقة عمل ذلك

bunu nasıl yaptığımızı tekrar düşünmeyi isteyebileceğimizi söylüyorum.

فحين يكون لدى أي رجل إجتماع عمل،

Bir erkek iş görüşmesine gideceği zaman

ولا أستطيع عمل أكثر من 10 حلقات.

10 bölümden fazla bir şey yapamam ben, diyor.

‫عمل جيد.‬ ‫المهم هو ألا نستسلم قط.‬

İyi işti. Asla pes etmiyoruz.

‫تذكر، هذه هي مغامرتك.‬ ‫يمكنك عمل هذا! ‬

Unutmayın, bu sizin maceranız. Bunu yapabilirsiniz!

‫يمكننا عمل هذا بطريقتين.‬ ‫إما باستخدام عصا.‬

Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır...

يمكنُ لنظامنا عمل ذلك دون تدخل جراحي.

Bizim sistemimiz bunu cerrahi girişim olmadan yapabilir.

عمل والدي في وظيفة جزئية وتدرب كأستاذ،

Babam yarı zamanlı çalışıp öğretmenlik eğitimi gördü

عمل حوالي 10000 عامل في نفس الوقت

aynı zamanda 10 bin civarı işçi çalıştı

تخفيض ساعات عمل العمال إلى 8 ساعات

işçiler 8 saate indirilen çalışma saatlerini

عمل في عدد قليل من الوظائف الصغيرة

Birkaç küçük işte daha çalıştı

بالطبع لا عمل ولا إنترنت ولا شيء.

E tabi o zaman işkur yok internet yok bişey yok

أسس نابليون وبرتييه علاقة عمل فعالة للغاية

kısa, yazılı emirlere dönüştürme yeteneğine sahipti . Napolyon ve Berthier

لكن عبقريته كانت في عمل الأركان والإدارة ،

Ancak dehası, iyi bildiği gibi, ordu komutanlığı için değil

- ما مجال عمل خالتك؟
- ماذا تعمل عمتك؟

Teyzen ne iş yapar?

لا يوجد عمل غبي، فقط أناس أغبياء.

Aptal işler yoktur, sadece aptal insanlar vardır.

بقي فاضل في القاهرة و عمل هناك.

Fadıl kaldı ve Kahire'de çalıştı.

فكرة عمل شيء بشكل سيء تُحررك لتبدأ بالعمل.

Kötü yapmak, harekete geçmenizi sağlar.

مجموعة عمل في زونجولداك ورقصت بأغاني في المتنزهات.

parklarda benim şarkılarla dans eden dünya güzeli ergenlerle tanıştım.

كأُنثى، إذا عبرتِ عن غضبك في اجتماع عمل،

Bir kadın olarak, bir iş toplantısında öfkenizi dile getirdiğinizde

‫لا أستطيع عمل كتل جليدية صلبة من...‬ ‫هذا!‬

Böyle bir şeyden sağlam kar ve buz blokları... ...yapamam!

‫ربما يمكننا استخدام الشمس الساطعة. ‬ ‫يمكننا عمل ذلك.‬

Belki çok güçlü olan güneşi kullanırsak bunu yapabiliriz.

مرحبًا عزيزتي ، أليس لديك أي قوة عمل أخرى؟

Ula gardaşım başka işiniz gücünüz yok mu?

فأنا متأكد من أنه بعد عمل هذه التمارين

eminim ki bu alıştırmaları yaptıktan sonra

وبدأت في عمل دورات من أجل خلق أنشطة.

Etkinlikler yapmaya, kurslar açmaya başladım.

‫عمل جيد!‬ ‫النجاة في هذه الصحراء ليس بالأمر السهل.‬

İyi iş! Bu çölde hayatta kalmak kolay değil

‫ولكن يمكنني عمل هذا بطريقتين.‬ ‫وعليك أن تختار أيهما.‬

Ama bunu yapmanın birkaç farklı yolu var. Buna siz karar vereceksiniz.

فريقنا كان قد عمل بجد في السنوات القليلة الماضية،

Ekibimiz son birkaç yıldır çok yoğundu,

وبالنظر إلى عمل فيليكس غونساليس توريس/ (Felix Gonzalez-Torres).

Feliz Gonzalez-Torres'in bu eserine baktığınızda

‫لكن بعد فهمهم أهميته،‬ ‫أوقف السكان المحليون عمل المدخنة.‬

Ama bacanın önemini kavrayan yerel halk bacayı devre dışı bırakmış.

متى رأيته لأوّل مرّة؟ حدث ذلك خلال عمل عسكري،

Onu ilk kez nerede gördün? Askerî bir operasyon sırasında

لقد عمل باسانج في بناء الطرق لمدة 53 عامًا.

Sherpa 53 yıldır yollar inşa ediyor.

وسألتهم، "ما الذي علي القيام به لأحصل على عمل لديكم؟"

ve sordum "Sizinle çalışmak için ne yapmalıyım?"

أخبرني: إنهم يبحثون عن معدين، ورتبت لك مقابلة عمل هناك.

Orada bir hazırlık elemanı arıyorlar, orada sana bir görüşme ayarladım, dedi.

التقيت المحامي القديم الجيد الذي عمل في رابطة دليل الكلاب.

Rehber Köpekler Derneği için çalışan o dünya güzeli âmâ avukatla tanıştım.

إنّها تعطينا الكثير من المعلومات الجديدة حول طريقة عمل أجسامنا.

Vücudumuzun nasıl çalıştığıyla alakalı bize birçok veri veriyorlar.

لأنه عمل كل يوم منذ أن بلغ من العمر 16

Çünkü 16 yaşından beri her gün çalışıyor

عمل معه لمدة 17 عامًا حتى استولى الفرنسيون على ميلان

Milano Fransızlar tarafından ele geçirilinceye kadar 17 sene boyunca yanında çalıştı

عمل لبعض الوقت للبابوية في روما من نهاية هذه المعاهدة

Bu antlaşmadan sona Roma'da papalık için bir süre çalıştı

في معركة أبو قير ، عمل مشاة لانز مع فرسان مراد

Aboukir Savaşı'nda Lannes'ın piyadeleri , Osmanlı ordusunu ezici bir yenilgiye uğratmak için

عمل سابقاً سفيراً لحكومة الوفاق الاخوانية في اليونان وطرد من

Türkiye arasındaki deniz sınırı sınırını belirleme anlaşması sonucunda Yunanistan'dan

إطعام شخص خلال شهر رمضان الكريم عمل ذو ثواب عظيم.

Ramazanışerifte birini doyurmak çok sevaptır.

كان لدي عمل في غرفة المسكن واضطررت لإغلاقه في فترة الكساد،

ve yurt odamdan yaptığım işi çöküşte kapatmak zorunda kalmıştım

‫ماذا تعتقد؟ هل نحاول عمل فخ كما ينبغي،‬ ‫ببعض اللحم المتعفن...‬

Ne diyorsunuz? Çürümüş etle düzgün bir tuzak mı kuralım