Translation of "ساعات" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "ساعات" in a sentence and their turkish translations:

تخفيض ساعات عمل العمال إلى 8 ساعات

işçiler 8 saate indirilen çalışma saatlerini

- أدرس ثلاث ساعات في اليوم.
- أدرس لمدة ثلاث ساعات كل يوم.
- أذاكر ثلاث ساعات يومياً.

Her gün üç saat çalışırım.

استمر خطابه لثلاثة ساعات.

Onun konuşması üç saat sürdü.

انتظرت لساعات و ساعات.

O saatlerce bekledi.

تحوّلت الدّقائق إلى ساعات.

Dakika saatlere dönüştü.

إني أنتظرك منذ خمس ساعات.

Ben 5 saattir sizin için bekliyordum.

مشيت لأكثر من أربع ساعات.

Dört saatten daha fazla bir süredir yürüyorum.

‫حسناً، سنضع هذا‬ ‫ونتركه لبضع ساعات،‬

Pekâlâ, şimdi bunu kurup birkaç saat bırakacağız.

خلال ساعات القوات النمساوية تقصف بلغراد.

Saatler sonra Avusturyalı güçler Belgrad'ı bombardımana tuttu.

سفينة الشحن وصلت مبكرة باربع ساعات.

Kargo gemisi dört saat erken geldi.

كنت هنا البارحة لمدة ثلاث ساعات.

Dün üç saat boyunca buradaydım.

نمضي معظم ساعات يقظتنا منغمسين في العمل.

Uyanık olduğumuz saatlerin çoğunu işte geçiririz.

وبالربيع الماضي، حظيت بزيارة لمدة ثلاث ساعات.

Geçtiğimiz bahar üç saat süren telafi edici bir görüşmemiz oldu.

‫سنتركه لبضع ساعات ‬ ‫ونتفقده قبل الفجر مباشرة.‬

Bunu birkaç saat açık bırakıp alaca karanlıkta kontrol edeceğiz.

‫تبقت ساعات على تحول الظروف للوضع المثالي.‬

Doğru şartların oluşmasına birkaç saat daha var.

‫إنها تسير منذ أكثر من 4 ساعات.‬

Dört saati aşkın süredir yürüyorlar.

أرادوا فقط العمل 8 ساعات في اليوم

sadece günde 8 saat çalışmak istiyorlardı

يغني له ، لتمضي ساعات قبل تجمع الجيش.

ordunun toplanmasından önceki saatleri geçmesi için ona şarkı söylemesini

مع شخص جديد يأتي كل ثمان ساعات.

her sekiz saatlik vardiyada yeni biri geliyor.

كما أمضى ساعات عديدة على هذا العرض التقديمي.

ve o PowerPoint sunumuna çok vakit harcayarak tüketti.

‫مرت 3 ساعات حتى الآن،‬ ‫ولم يحركها شي،‬

Üç saat oldu  ve hiçbir şey bunu tetiklememiş.

حين أحتاج إلى النوم أربع ساعات وسط اليوم؟

hem de gün ortasında dört saat boyunca uyumam gerekirken?

‫6 جراء حديثة الولادة،‬ ‫عمرها بضع ساعات فقط.‬

Altı yeni doğmuş yavru. Birkaç saatlikler.

اشتريت ساعات مزيفة خلال إجازة في جزر الكناري.

Kanarya adalarında tatildeyken sahte saatler almıştım.

بعد عدة ساعات من عرقلة عملي من قبل CBP،

CBP'nin engellemeleriyle geçen birkaç saaten sonra

أنهى توم كتابة التقرير في أقل من ثلاث ساعات.

Tom üç saatten daha az bir süre içinde raporu yazmayı bitirdi.

استغرق جيش لونجوس عدة ساعات للإنتشار في جميع أنحاء الميدان

Arazi boyunca, Longus'un birliklerinin pozisyon alması bir kaç saat alıyor.

‫يمكن للواحد أكل 20 كيلوغرامًا من اليقطين‬ ‫خلال بضع ساعات.‬

Her biri birkaç saat içerisinde 20 kilo bal kabağı yiyebilir.

إذا شرحنا كل شيء هنا ، فإن هذا الفيديو يستغرق ساعات

hepsini burada anlatırsak bu video saatler sürer

عندما دخلت الغرفة كان قد مضى على ابني ساعات يكتب.

Ben odaya girdiğimde oğlum birkaç saattir yazı yazıyordu.

أمضيت ساعات و أنا أمشي ذهابا و إيابا في الشّارع.

Bu caddede aşağı yukarı yürüyerek saatler harcadım.

انتقل سامي إلى مكان يبعد ستة ساعات عن مكان عمله.

Sami çalıştığı yerden altı saat uzağa taşındı.

وكان جزء من واجبي بعد ساعات الدوام المدرسي أو أثناء الإجازة

Benim okul saatlerinden sonraki veya tatil sırasındaki görevim

‫كان الشخص الـ6 الذي يتعرض للنهش‬ ‫في حصار استمر 10 ساعات...‬

Gubbi'yi acilen götürürken bir sakinleştirici atışı daha yapılıyor.

‫هذه ساعات الليل الأخيرة،‬ ‫لكن أدغال "آسيا" لا تزال غارقة في الظلمة.‬

Gecenin artık son saatleri. Ama Asya'nın yağmur ormanları hâlâ karanlığa gömülü.

بينما كان الجيش العثماني على بعد ساعات فقط، حان وقت الاستعداد للمعركة...

Ve Osmanlı ordusu sadece birkaç saat uzaklıkta olduğu için savaşa hazırlanma zamanı gelmişti.

في عدة ساعات من القتال العنيف ، المعقل تغير اليدين أكثر من مرة.

Birkaç saat süren yoğun dövüşlerde, birden fazla kez el değiştirdi.

لقد كان توم يتدرب على عزف البيانو لساعتين أو ثلاث ساعات يوميا

Tom günde iki ya da üç saat piyano çalışıyor.

في أقل من ثلاث ساعات من القتال، تم القضاء على الجيش الروماني بأكمله

Üç saatten kısa süren muharebede, koca Roma ordusu darma duman oldu.

بقيادة فرقة الجنرال سوشيت. لمدة ست ساعات ، انخرطت قواته في قتال غاضب من

ve General Suchet'in tümeni önde oldu. Altı saat boyunca, birlikleri platodaki köyler için

في الواقع ، إذا احتسبنا جميع الأفلام ، يبدو أن الفيديو الخاص بنا يستغرق 5 ساعات.

aslında bütün filmleri sayarsak videomuz 5 saate uzayacak gibi duruyor

‫لكن خلال ساعات النهار وأثناء قيامه بعمله‬ ‫وقع عالم الأحياء البحرية‬ ‫"ريتشارد فيتزباتريك" فريسة قنفذ بحري غاضب.‬

Ama deniz biyoloğu Richard Fitzpatrick öfkeli bir denizkestanesinin saldırısına uğradığında gündüz vakti işini yapıyordu.