Translation of "فلن" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "فلن" in a sentence and their turkish translations:

وإلا فلن ننجح.

yoksa başaramayacağız.

إن أمطرت فلن أذهب.

Yağmur yağması halinde, gitmem.

لا تخف. فلن أؤذيك.

Korkma! Seni incitmeyeceğim.

فلن تستطيع متابعة توظيف ذلك المشروع،

Breakthrough Starshot'ın uygulanmasına devam etmezler.

وإلا فلن يكون هناك أي احتمال

yoksa imkanı yok çıkıcak

إذا كنت تحب دولتك ، فلن تضر دولتك

Devletini seviyorsan devletine zarar vermeyeceksin

إذا لم يكن لديك أب ، فلن تكون

Babanız olmazsa siz olmazsınız

لا فائدة من البكاء، فلن يسمعك أحد.

Ağlamanın yararı yok. Hiç kimse seni duymaz.

‫إن صادفت وحيد قرن غاضب، فلن تستطيع الهرب.‬

Öfkeli bir gergedanla karşılaşırsanız pek kaçma şansınız olmaz.

‫وإن كانت الإضاءة خافتة جدًا‬ ‫فلن ترى فريستها.‬

Çok karanlık olursa avlarını göremezler.

إن لم تسرع، فلن تصل أبدا إلى القرية.

Acele etmezsen, asla köye ulaşmazsın.

وتنفيذها بلا عيب ... لأنه إذا حدث خطأ ما ، فلن

uygulaması gerekecekti ... çünkü bir şey ters giderse, astronotların

وبالمعدل الذي نسير به، فلن نتمكن من توفير هذا العدد.

Bu oranda devam edersek, bu sayıya ulaşamayacağız.

إذا أخبرت الشخص الذي تعتقد أنه الحالة ، فلن يتم قبوله

eğer ki böyle olduğunu düşündüğünüz kişiye durumu anlatırsanız kabullenmeyecektir

الارض بشكلٍ نهائي. اما العسل فلن نجده نهائياً في المستقبل

şey. Bala gelince, yakın gelecekte onu hiç bulamayacağız

إذا كان الاستراحة تحدث في تلك المرحلة ، فلن يهتز المكان الآخر

e kırılma o noktada oluyorsa başka yer sallanacak değil ya

لأنه إذا ذهبت إلى الماضي وقتلت والدك ، فلن تكون كذلك. هذا يعني مفارقة.

Çünkü geçmişe gidip babanızı öldürürseniz siz olmazsınız. İşte bu da paradoks demektir.

قلت يا الله، إن لم أحل هذا، فلن أكون ناجحًا في حياة العمل،

Allahım dedim, ben bunu çözemezsem iş hayatında başarılı olamayacağım,

إذا لم تكن قد أرهقت عقلك بالفعل ، فلن تشعر بأي تعب في الوقت الحالي.

Eğer ki beyninizi zaten zorlamadıysanız şu an bir yorgunluk hissetmiyeceksiniz