Translation of "تحب" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "تحب" in a sentence and their turkish translations:

هي تحب الفراولة وأختها تحب التفاح.

O çilek, kız kardeşi de elma sever.

تحب البرتقال.

O portakalları seviyor.

- هل تحب التفاح؟
- هل تحب أكل التفاح؟

Elma sever misiniz?

- هل تحب كرة المضرب؟
- هل تحب لعب التنس؟

Tenisi seviyor musun?

تحب المطر ، صحيح؟

- Yağmuru seviyorsun, değil mi?
- Yağmurdan hoşlanıyorsun, değil mi?

لندا تحب الشوكولاتة.

- Linda çikolata seviyor.
- Linda çikolataya bayılır.
- Linda çikolata sever.

لم تحب زوجها.

O, kocasını sevmiyordu.

هي تحب الحيوانات.

O, hayvanlara düşkündür.

هل تحب ذلك؟

O hoşuna gidiyor mu?

تحب الفساتين الزرقاء.

O, mavi elbiseleri sever.

إنها تحب الركض.

O koşmayı sever.

إنها تحب القراءة.

O okumayı sever.

إنها تحب الأطفال.

O, çocukları sever.

هل تحب البرتقال ؟

O, portakal sever mi?

هل تحب البرتقال؟

O, portakalları sever mi?

هل تحب الفرنسية؟

Fransızcayı seviyor musun?

أنت تحب التفاح.

Sen elma seversin.

إنها تحب المثلجات .

O dondurma seviyor.

هل تحب الجري؟

Koşmayı sever misin?

‫هل تحب أمك؟‬‎

Anneni seviyor musun?

هي تحب المطر.

- O yağmurdan hoşlanır.
- O, yağmurdan hoşlanır.

- إنها تحب توم.
- إنها تعشق توم.
- هي تحب توم

O Tom'u seviyor.

أنت تحب أمك النيّقة.

Kılı kırk yaran annenizi seviyorsunuz.

ليس عليك أن تحب

sevmek zorunda değilsin

- ماذا تحب؟
- ماذا تُفضّل؟

Ne seversin?

تحب لوسي لعب التنس.

- Lucy tenis oynamayı seviyor.
- Lucy tenis oynamayı sever.

لعلمك، إنها تحب الحيوانات.

O, hayvanları seviyor, biliyor musun?

تحب بتي الموسيقى الكلاسيكية.

- Betty klasik müziği sever.
- Betty klasik müzik sever.
- Betty klasik müzikten hoşlanır.

تقول أنها تحب الأزهار.

O, çiçekleri sevdiğini söylüyor.

هل تحب أكل السمك؟

Balık yemekten hoşlanır mısın?

إنها تحب مدرستها كثيراً.

O okulunu çok seviyor.

ابنتي تحب صفار البيض.

Kızım yumurta sarısını seviyor.

إنها لا تحب السوشي.

- O, suşi sevmez.
- Suşi sevmez.

هل تحب كره القدم؟

Futbol sever misin?

هل تحب سان فرانسيسكو؟

San Francisco'yu sever misiniz?

تحب ماري مشاهدة التلفاز.

- Mary TV izlemeyi seviyor.
- Mary TV izlemeyi sever.

- أنت تحب اللغة الإنجليزية ، أليس كذلك؟
- إنك تحب الإنجليزية، أليس كذلك؟

İngilizceyi seviyorsun, değil mi?

ماري تحب اليابان، أليس كذلك؟

Mary Japonya'yı sever, değil mi?

هل تحب لعب الكرة الطائرة؟

Voleybol oynamaktan hoşlanır mısın?

إنها لا تحب الفلفل الأخضر.

O, yeşil biberlerden nefret ediyor.

إنها تحب السباحة في الصيف.

O yaz aylarında yüzmeyi seviyor.

هل تحب ذلك أم لا؟

Bundan hoşlanıyor musun yoksa hoşlanmıyor musun?

هي تحب توم, ليس أنا

- O, Tom'u sever, beni değil.
- O beni değil, Tom'u sever.

ظننتُكَ تحب تعلم أشياءَ جديدة.

Yeni şeyler öğrenmeyi seversin sandım.

إنها تحب أن تمشي معي.

O benimle yürümekten hoşlanır.

ماري تحب أن تسعد زوجها.

Mary kocasını memnun etmeyi sever.

هل تحب الذهاب إلى السينما؟

Tiyatroya gitmekten hoşlanıyor musun?

اجلس في أي مكان تحب.

İstediğiniz yere oturun.

كيف تحب أن تشرب قهوتك .

Kahveni nasıl içmeyi seviyorsun?

إنها تحب البرتقال، أليس كذلك؟

O, portakalları sever, değil mi?

لماذا تحب ارتداء القبعات كثيرا؟

Neden bu kadar şapka takmaktan hoşlanıyorsun?

عاشت في "بيرث" كانت تحب التزلج

Perth'te yaşıyor ve kaykay yapmayı seviyordu.

تبينت أن طفلتي تحب موسيقى الريغي،

Kızımın regi sevdiği ortaya çıktı,

عامل الناس كما تحب أن يعاملوك

- Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma.
- Sana davranılmasını istediğin gibi davran.

ظننتك قلت أنك لا تحب توم.

Ben senin Tom'dan hoşlanmadığını söylediğini düşündüm.

- تحب آن الشوكولاتة.
- آن تعشق الشوكولاتة.

Ann çikolatayı sever.

- هل تحب ذلك؟
- هل يعجبك ذلك؟

Ondan hoşlanıyor musun?

هي تحب ان تغمس الدونات بالشاي.

O bir çayın içine simit daldırmayı seviyor.

يمكنك اختيار أيا كان ما تحب.

Ne hoşuna giderse seçebilirsin.

توم يحب ماري، ولكنها تحب جون.

Tom Mary'yi seviyor ama Mary John'ı seviyor.

‫الطحالب تحب البيئة‬ ‫المظلمة الرطبة لتنمو فيها.‬

Yosun karanlık, nemli ortamlarda büyür.

‫تحب العقارب الشجيرات الصغيرة ‬ ‫والاختباء أسفل الصخور.‬

Akrepler her zaman küçük çalıların ve taşların altına saklanmayı severler.

ربما تحب مشاهدة برنامج " الرقص مع النجوم"،

belki de "Dancing with the Stars" hoşunuza gidiyordur veya

نعرفُ أن الناس تحب أن تخبز معًا،

İnsanların birlikte yemek pişirmeyi sevdiklerini biliyoruz

ونعرفُ أن الناس تحب القيام بالتحديات معًا،

ve birlikte zor olan şeyleri yapmayı da.

إذا كنت تحب دولتك ، فلن تضر دولتك

Devletini seviyorsan devletine zarar vermeyeceksin

أختك تحب مشاهدة مبارزة السومو على التلفاز.

Kız kardeşin, TV'de sumo güreşi izlemeyi seviyor.

أي فصل من فصول السنة تحب أكثر؟

En çok hangi mevsimi seversin?

"أعتقد أن تحب عملك." "بخلاف ذلك، اكرهه."

"Ben senin işinden hoşlandığına inanıyorum"."Tam tersine, ondan nefret ediyorum.

تحب الموسيقى أكثر من أي شيء آخر.

Müziği başka bir şeyden daha çok seviyor.

أنا أُحب الكلاب, ولكن أُختي تحب القطط.

Ben köpekleri severim, ama kız kardeşim kedileri sever.

- افعل ما تريد.
- افعل ما تشاء.
- افعل ما تحب.

Sevdiğin şeyi yap.

- سيسعدني مساعدتك أي وقت تحب.
- سيسعدني أن أساعدك في أي وقت.

Size yardım etmekten her zaman mutlu olacağım.

- يمكنك اختيار أيا كان ما تريد.
- يمكنك اختيار أيا كان ما تحب.

Her istediğinizi seçebilirsiniz.

- أي لون تفضل؟ الأزرق أم الأحمر؟
- أي لون تحب أكثر؟ الأزرق أم الأحمر؟

Hangi rengi daha çok seversin, maviyi mi yoksa kırmızıyı mı?