Translation of "أمطرت" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "أمطرت" in a sentence and their turkish translations:

إن أمطرت فلن أذهب.

Yağmur yağması halinde, gitmem.

أمطرت بغزارة طوال اليوم

Bütün gün boyunca şiddetli yağmur yağdı.

لن نذهب إن أمطرت.

Yağmur yağmış olsa gitmeyiz.

أمطرت مطراً خفيفاً البارحة.

Dün hafif bir yağmur vardı.

لن نذهب إن أمطرت غدًا.

Yarın yağmur yağarsa, biz gitmeyiz.

أمطرت ملكية بوربون المستعادة الألقاب والأوسمة

Berthier'e unvanlar ve şerefler yağdırdı

خذ مظلة معك في حال أمطرت.

Yağmur yağmaya başlar diye yanına bir şemsiye al.

إذا أمطرت غداً سأبقى في المنزل.

- Yarın yağmur yağarsa evde kalacağım.
- Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağım.

هل ستبقى في المنزل إذا أمطرت غداً؟

Yarın yağmur yağarsa, evde kalır mısın?

سأذهب إلى هناك حتى و لو أمطرت.

Yağmur yağsa bile oraya gideceğim.

حتى و لو أمطرت، سأذهب للسباحة غدا.

Yağmur yağsa bile, yarın yüzmeye gideceğim.

- هطل الكثير من المطر هذه السنة.
- أمطرت بكثرة هذا العام.

Bu yıl çok yağmur vardı.