Translation of "ضعف" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "ضعف" in a sentence and their turkish translations:

كلما ضعف غروره أكثر.

egosu da bir o kadar zayıf oluyor.

لكل شخص نقطة ضعف.

Herkesin zayıf noktaları vardır.

استغلّ جون ضعف بيل.

John Bill'in zayıflığından istifade etti.

كل شخص لديه ضعف وقوة.

Herkesin güçlü ve zayıf yönleri vardır.

هذه الصورة هي نقطة ضعف للمتطرفين.

Bu fotoğraf aşırı uçların kriptoniti.

للتعامل مع نقاط ضعف نوع 2a.

tüm bu Tip 2a zayıflıklarıyla başa çıkabilmek için.

وهذا ما يقرب ضعف سكان الولايات المتحدة.

Neredeyse ABD nüfusunun iki katı.

ويحتاج إلى 2.5 ضعف وزنه في اليوم.

ve ağırlığının 2.5 katı kadar günlük besin ihtiyacı vardır

نحصل على 10٪ ضعف مغناطيسي كل عام

biz her yıl %10 manyetik zayıflaşıyoruz

‫لتدرك مدى ضعف حياة هذه الحيوانات البرية.‬

Bu vahşi hayvanların hayatlarının ne kadar hassas olduğunu fark ediyorsun.

أفترض أن البصقة كانت بالنسبة لي نقطة ضعف.

Sanıyorum benim kriptonitim tükürüktü.

يشكل المدار الذي يليهما ضعف حجمهما ب3 مرات،

bir sonraki gezegenin üç defa dönüyor olması

تستطيع النملة أن ترفع أكثر من خمسين ضعف وزنها.

Bir karınca kendi ağırlığının 50 kat fazlasını kaldırabilir.

إن التواصل مع بعضنا البعض بكل ما نحمله من ضعف،

Birbirimizle savunmasızlıkla iletişim kurmak

قد أطلق أكثر من 12 ضعف من الكربون في الجو

şu anda bizlerin atmosfere salınımını yaptığımız

‫وفي الواقع، تدرك مدى ضعف حياتنا جميعًا‬ ‫على هذا الكوكب.‬

Ve bu gezegende hepimizin hayatının ne kadar hassas olduğunu.

وإحدى نقاط ضعف العلم هي أن الناس هم مَن يقومون بإنجازه،

Bilimin zayıf yönlerinden biri ise, yine insanlar tarafından yapılması,

وجد سوشيت أن قواته تعاني من ضعف الإمداد وعدم الانضباط وانخفاض الروح المعنوية.

Suchet, birliklerinin yetersiz tedarik edildiğini, disiplinsiz olduğunu ve morallerinin düşük olduğunu gördü.

قرر البريتور الروماني استغلال ذلك من خلال تعبئة كل سفينة من سفنه بأكثر من ضعف الفيلقيين

Romalı Praetor, her gemiye normalin 2 katı lejyoner yerleştirerek gemilerin bordalama işlevlerini arttırmaya karar verdi.