Examples of using "لديه" in a sentence and their turkish translations:
Planları var.
Onun iki evi var.
Onun bir köpeği var.
Onun kendi arabası var.
Ukrayna vatandaşlığı var.
Tom'un bir arabası var.
Tom'un dokunulmazlığı var.
Kız arkadaşın var mı?
Tom'un parası var.
Onun kaç tane kitabı vardır?
Pirinci var mı?
Ama büyük bir sorunu var.
9 tane çocuğu oldu
herkesin bir hayali var ya hani
Mahalleden bir arkadaşı var
manyetik kutbu vardı
manyetik alanı var fakat
- Her problemin bir çözümü vardır.
- Her sorunun bir çözümü vardır.
Dört kapılı bir arabası var.
Onun çok sayıda kitapları var mı?
- Bill'in çok arkadaşı var.
- Bill'in birçok arkadaşı var.
- O aşırı para harcıyor.
- Onun bir sürü parası var.
- Tom'un gri saçı var.
- Tom'un saçları kır.
Tom'un yüzlerce kitabı var.
Bu adamın bir atı vardır.
Evimin çatısı yok.
Bu, kariyeri olan bir atlet.
şöyle bir melodisi vardı hani
Yani devasa bir rakibi vardı zaten
Fransa başbakanının bir sözü var
Bilirsiniz her insanın
Onun geçindirecek büyük bir ailesi var.
Öğrencilerinin yanında kötü bir ünü var.
Onun bir arabası var.
Onun içinde yaşadığı bir evi yok.
Onun, tahminen, elli bin yeni var.
Bay Suzuki'nin üç kızı var.
İnsan konuşma yetisine sahiptir.
Herkesin kendi görüşü var.
Tom'un kötü bir baş ağrısı vardı.
Her birinin kendi arabası var.
- O adam çok küfürbazdır.
- O adamın bozuk bir ağzı var.
Herkesin güçlü ve zayıf yönleri vardır.
Hiç kimsenin fazla bir iştahı yoktu.
O adamın çok borçları var.
O yeni bir arabaya ve eski bir arabaya sahiptir.
ve yine Parkinson hastası olabilirdi."
Küçük bir düğün olacağını düşündüm.
farklı fikirlere sahip insanlar için de.
%100 mahkumiyet oranına sahipti,
Ancak paniklediği belli olan parsın başka düşünceleri var.
Fakat avcının inanılmaz bir kabiliyeti var.
"Komşumun benimkinden çok daha büyük bir aracı var."
çocuğun dans kursu var, piano öğreniyor
karıncaların bilinmeyen bir özelliği daha var
- Onun bankada çok parası var.
- Onun bankada bol parası var.
Hiç kız arkadaşı yok.
Onun aylık geliri 2.000 dolar.
Onun üç oğlu var.
Tom bu hastalığa karşı bağışıktır.
Sami'nin bir kız kardeşi var.
Farklı hormonlarımız, farklı cinsel organlarımız
Memeliler arasındaki en düşük sindirim oranına sahipler.
Hasdrubal mevcudiyetinde 15.000 askere sahip.
yoksulluğun önemli olmadığını ileri sürebilirsiniz.
İşte, internetin böyle ilginç bir yönü var.
özel dersi. Çocuğun oyun oynamaya vakti yok
Fakat kurnaz Kartacalı generalin bir planı vardı.
Mike'ın Şikago'da yaşayan bir arkadaşı var.
- O her sabah yürümeyi kural olarak benimsemiştir.
- O, her sabah bir yürüyüşü kural olarak benimsemiştir.
Bende onun sahip olduğu kitapların sadece yarısı var.
- Bir tavşanın uzun kulakları vardır.
- Tavşanların uzun kulakları vardır.
Kaybedecek bir şeyi olmayan birine meydan okuma.
Bilgisiz bir millet güçsüz bir millettir.
Bankada onun çok parası vardı.
Tom'un 2.30'da dişçi randevusu var.
Ama aslında oldukça şaşırtıcı bir eğriye sahip.
Metabolizmaları da inanılmaz yavaş.
ve anladım ki büyük ihtimalle omurgasının alt tarafında
yani çok bir mantığı yoktu ama
Fakat Kartacalı generalin endişelenmek için sebepleri vardı.
Onun için daha fazla zamanı olmasını diledi.
Herkesin hem güçlü hem de zayıf noktaları vardır.
Kimliğin var mı?
Biri siyah, diğeri beyaz iki kedi besler.
Beyninizin uyarılmasını arttıran bu alanlara sahip olması nedeniyle
Gençken ne kadar yaşayacağını bilmesinin hiçbir yolu yoktu.
normal bedene kıyasla beş kat daha fazla kana sahip.
arka bahçelerinde 30 dönüm asfalt olması demek.