Translation of "جيدة" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "جيدة" in a sentence and their turkish translations:

‫مذاقها سيئ، ولكن...‬ ‫بها بروتينات جيدة وطاقة جيدة.‬

Tadı oldukça kötü ama... ...iyi protein, iyi enerji.

كنت أملك شبكة جيدة من العلاقات، وسمعة جيدة...

İyi bir çevrem, iyi bir itibarım vardı. İyi olacağımı

- خطر له فكرة جيدة.
- خطر بباله فكرة جيدة.

Onun aklına iyi bir fikir geldi.

‫هذه سمكة جيدة.‬

Oldukça iyi.

‫قرارات جيدة اليوم.‬

Bugün iyi kararlar verdin.

وبنية تحتية جيدة.

davet ediyorum.

لكنها قصائد جيدة.

Ama iyi şiirler.

تبدو خطتك جيدة.

Planın muhteşem görünüyor.

هذه فكرة جيدة!

İyi bir fikir!

إنها فكرة جيدة.

- O harika bir fikir.
- Harika bir fikir.

هذه خطة جيدة.

Bu iyi bir plan.

إنها صفقة جيدة.

Bu gerçek bir pazarlık.

لدينا أخبار جيدة.

İyi haberimiz var.

تلك فكرة جيدة.

Bu iyi bir fikir.

في صياغة قصص جيدة.

iyi hikâyeler yapabilmek için bilmemiz lazım.

ليس لدي مهنة جيدة.

iyi bir mesleğim olmuyor.

‫ولكن هذه غنيمة جيدة.‬

Ama bunu bulmamız iyi oldu.

‫اتخذت قرارات جيدة اليوم.‬

Bugün iyi kararlar verdin.

‫الشمال، الجنوب.‬ ‫مؤشرات جيدة.‬

Kuzey, güney. İyi göstergeler.

‫الأمور جيدة حتى الآن.‬

Şimdilik iyi gidiyor.

الأم كانت بحالة جيدة،

Anne çok iyi gidiyordu,

لديها خوارزمية جيدة للغاية.

Çok iyi bir algoritmaya sahip olması.

قيادتها للدراجة النارية جيدة.

- O iyi motosiklet sürer.
- O iyi motosiklet kullanır.

يبدون في صحة جيدة.

Onlar sağlıklı görünüyorlar.

خطر لي فكرة جيدة.

Aklıma harika bir fikir geldi.

والدي في صحة جيدة.

Benim babam sağlıklı.

يبدو توم بحال جيدة.

Tom şimdi iyi görünüyor.

السيدة وود طباخة جيدة.

Bayan Wood çok iyi bir aşçı idi.

لدي حياة جيدة الان

Şimdi iyi bir hayatım var.

هل فكرّت بخطةٍ جيدة؟

İyi bir plan düşündün mü?

لدي فكرة جيدة أخرى.

Benim başka iyi bir fikrim var.

أُختي طابِعة جيدة جداً.

Kız kardeşim çok iyi bir daktilocu.

لدى توم درجات جيدة

Tom'un kafası sayılara iyi çalışıyor.

لدي وظيفة جيدة الان.

Artık iyi işim var.

وكانت هذه تعد دعاية جيدة.

Ayrıca, bu iyi bir pazarlamaydı.

فقط أُخبركم، بأنها فائدة جيدة.

Benden söylemesi, bu iyi bir yan etki.

‫هذا يعني...‬ ‫وجبة جيدة ومغذية.‬

Bu çok iyi ve besleyici bir yemek.

تنصرف إلى ترتيب مُناظَرة جيدة.

iyi bir tartışma ortamı yaratmaktan geçiyor.

والسعادة جيدة، إنها نمو للشخص.

Mutluluk güzeldir, bireysel bir açılım gibi.

ومع إضافة إرادة سياسية جيدة،

ve iyi bir siyasi azimle

تقدم الرومان في حالة جيدة

Romalılar sıkı bir formda ilerliyorlar.

هل هذا رفع معنويات جيدة؟

Bu iyi bir moral yükseltici mi?

ولدَت صبيا في صحة جيدة.

Sağlıklı bir bebek doğurdu.

انها لا جيدة ولا سيئة.

O, ne iyi ne de kötüdür.

السيارة قديمة و لكنها جيدة.

Araba eski ama iyi.

لن أكون جيدة بما فيه الكفاية

Güzelliği dıştan içe tanımlayan bir sektör için

جميعنا نريد الحصول على أيام جيدة.

Hepimiz her gün güzel bir gün geçirmek isteriz.

على الورق، بالطيع، أنا بحالة جيدة:

Kağıt üzerinde daha iyiydim tabii ki:

لكن لا يوجد طريقة جيدة لقياسها

ancak ne ölçüde olduğu hala saptanamamıştır.

خبير آخر ادعى أنها فكرة جيدة

iyi olacağını iddia eden bir uzman vardı.

قال نكات رائعة وسأل أسئلة جيدة.

harika espriler yapıyor ve çok güzel sorular soruyordu.

‫حجمها كقطة منزلية،‬ ‫ستكون وجبة جيدة.‬

Ev kedisi büyüklüğündeki dişi kolugo doyurucu bir yemek olacaktır.

كانت الصورة ذات نوعية جيدة حقا

görüntü gerçekten kaliteli

مبيعات السيارات اليابانية في الخارج جيدة.

Japon arabaları yurt dışında iyi satılır.

- الرياضة جيدة لصحتك.
- الرياضة مفيدة للصحة.

Spor sağlığınız için faydalıdır.

لو كنت بصحة جيدة لكنت سعيدا.

Sağlıklı olsam, mutlu olurdum.

ما يحتاجه حقاً هو وظيفة جيدة.

Onun en çok ihtiyacı olan iyi bir iştir.

هذه الفتاة كانت دائماً جيدة ومُطيعة.

Bu kız hep iyi ve saygılıydı.

- هل أنت صحي؟
- هل صحتك جيدة؟

Sağlıklı mısın?

ولكن أيضًا وببساطة فعندما تكون بصحةٍ جيدة،

hem de sağlıklı olduğunuz zaman

وحتى لو لدينا ظروف محيطة جيدة جداً،

koşullar çok iyi olsa bile

لأنها تعلمت أنه حتى تكون زوجة جيدة،

çünkü ona "iyi eş materyali"ne sahip olmak için Nijerya'da

حيث يمكنهم الحصول على نوعية تعليم جيدة

iyi bir eğitim alabilmeleri için

كانت الشركة في ذلك الوقت جيدة للغاية،

O zamanlar şirket çok iyi gidiyordu, ama temelde

أعتقد أنها جيدة جدًا في الواقع ، القصيدة.

Aslında şiir oldukça iyi bence.

المتاجر المحلية تقوم بمتاجرة جيدة مع السياح .

Yerel mağazalar turistlerle iyi iş yapar.

فكرة جيدة أن نلعب الشوقي بعد الغداء.

Akşam yemeğinden sonra şogi oynamak bizim için iyi bir düşünce.

أنا متأكد أني سأجد هدية جيدة لتوم.

Tom için güzel bir hediye bulacağımdan eminim.

حصلت على علامة جيدة في مادة الإنجليزية.

O, İngilizcede iyi dereceler aldı.

وأنت ستقوم بفعل أشياء جيدة مثل هذه،

böylelikle daha iyi şeyler yapacaksınız.

جاك: حسناَ، أترون؟ إنكم جميعاَ تملكون أصواتاَ جيدة.

J: Tamam. Gördünüz mü? Herkesin sesi iyi.

وانتهيت من المدرسة الثانوية، أنا بدأت مدرسة جيدة.

ve liseyi bitiriyorum, iyi bir okula başlıyorum.

الأولى، هي أنني سيئة بالتحدث، أنا جيدة بالتحدث؛

Birincisi, konuşmakta iyiyim, konuşmakta kötüyüm.

متى تكون الصور النمطية البصرية جيدة أو سيئة؟

Görsel bir klişe ne zaman iyi veya kötü?

أن تكون الرسالة مكتوبة بجمل مكتملة وبقواعد جيدة؛

doğru dilbilgisiyle tam cümleler hâlinde yazılacak,

طفلة بصحة جيدة وخالية من أي عيب خلقي.

ufacık bir noksanlığı dahi olmayan ultra sağlıklı bir insan,

ذكريات جيدة ويأخذون الذكريات على محمل الجد ، وينقلونها.

güzel anıları var ve anıları ciddiye alıyorlar ve onları başkalarına aktarıyorlar.

يقول "لقد كانت مزحة جيدة" ، "حسنًا ، سوف نتركك".

"Çok güzel bir şakaydı" diyor, "peki, seni bırakacağız".

فكرَت في طريقة جيدة لربح المال من الإنترنت.

İnternette para yapmanın iyi bir yolunu düşündü.

لنذهب إلى المسرح مبكرا كي نجد مقاعدا جيدة.

İyi koltuklar edinebilmemiz için tiyatroya erken gidelim.

اننا لن نحصل على مدرسة جيدة أو درجات سيئة

iyi bir okula gidemememiz ya da kötü notlar almamız değil,

فكرت أن كوكب الأرض لم يكن في حالة جيدة.

dünyanın pek de iyi durumda olmadığını düşünmüştüm.

إنها قاعدة جيدة من حيث أنها تحافظ على الانسجام

Güzel bir kural aslında, ortamdaki uyumu korur

لذا أنا على دراية جيدة بهذا النوع من الوقود.

Bu tarzda bir motivasyona aşinayım.

بالعلق والثعابين والبعوض ، والردع الطبيعية جيدة لأي جيش غازي

sülükler, yılanlar ve sivrisineklerle, işgalci herhangi bir ordu için iyi doğal caydırıcılar.

قال إنني بصحة جيدة وممارسة الرياضة لسنوات وتحدى الفيروس

Ben yıllardır sağlıklıyım ve spor yapıyorum dedi ve virüse meydan okudu

ورغم أن علاماتي كانت جيدة لم يكن لدي أي دافع.

ve notlarım iyi olmasına rağmen hiçbir şeye hevesim yoktu.

عندما عبرت نهر نيمن في يونيو ، كانت قواتها جيدة للغاية ،

Niemen Nehri'ni Haziran ayında geçtiğinde, askerleri o kadar iyi ortaya çıktı

وقيادة جيدة - فشلت محاولتان للتخفيف من حامية سان سيباستيان المحاصرة.

iyi yönetilen birliklerle karşı karşıyaydı - San Sebastian'ın kuşatılmış garnizonunu kurtarmak için iki girişim başarısız oldu.

- أنتَ تبدو بحالة جيداً جداً.
- أنتِ تبدين بحالة جيدة جداً.

Çok iyi görünüyorsun.

وبالتالي، أنا لدي جينا جيدة وبالتأكيد ليس هناك شيء يستدعي القلق

Çok iyi genlerim var, bu konuda endişelenmeme kesinlikle gerek yok."

سبقتها شعبيةٌ جيدة حظيت فيها اسماء في اوساط السوري خصوصاً في

Daha önce Suriyeli çevrelerde özellikle kadının toplumdaki rolünü harekete geçirmek için

هل حركة الهواء جيدة حولكم لإزاحة أي جزيئات من الفيروس بعيدا؟

Etrafınızda virüs partiküllerine dağıtabilecek, iyi bir hava akışı var mı?

‫الأماكن المظلمة الرطبة جيدة دائماً ‬ ‫للعثور على الزواحف المرعبة.‬ ‫سنذهب إلى هناك.‬

Karanlık ve rutubetli yerler börtü böcek bulmak için her zaman iyidir. Biz de oraya gidiyoruz.

‫كما هي فرصة جيدة لتقوية العلاقات‬ ‫التي تحفظ شمل هذه الأسرة الكبيرة.‬

Bu kadar büyük bir aileyi bir arada tutan bağları da sağlamlaştırmak gerek.