Examples of using "ألم" in a sentence and their turkish translations:
ve biz bilmiyor muyduk?
Size öyle söylemedim mi?
günah değil miydi?
hala öğrenemedik mi?
Öyle büyük bir acı
Onları tanımıyor musunuz?
- Bir şey unutmuyor musun?
- Bir şey unutmuyor musunuz?
Onu söylemedim mi?
Bir şey unutmuyor muyuz?
Artık bana aşık değil misin?
İnsanları muazzam sonuçlardan
Sırtımda bir ağrım var.
Omuzlarımda bir ağrı var.
Birisi polis çağırdı mı?
Göğsümde bir ağrım var.
Bir mide ağrın var mı?
hırs ve ego günah değil miydi?
Proje olunca öldürmüyor muydu peki virüs?
Seni birisiyle konuşurken mi duydum?
fakat İslamiyet hoşgörü dini değil miydi?
Tom ağrıyan bacağını ovaladı.
Pencereleri kapatmak aklına gelmedi mi?
Pencereleri kapatmak aklına gelmedi mi?
Onu yapmamanı istemedim mi?
Kızının bir mide ağrısı var.
- Küçük ayak parmağımda ağrı var.
- Küçük ayak parmağımda bir ağrı var.
Bir diş ağrısı beni uykumdan mahrum etti.
siz şey demiyor muydunuz yahu az önce de söylemiştim sinirlendim biraz
O belli ki acı çekiyordu.
Onun acı çektiği belliydi.
Daha önce tanışmadık mı?
Hiç böyle bir acı hissetmemiştim.
kötü alışkanlık; sokaktan edineceği sigara ve alkol değil miydi?
en son 780.000 yıl önce olmadı mı bu?
Karnım ağrıyor.
Ayağımda bir ağrı var.
hikâyenizi taşıyan yeri kaybetmenin verdiği ızdırabı bilirsiniz.
Sana yolda hızlı gitmenin tehlikeli olduğunu söylememiş miydim?
Endişe etme. Her şeyin iyi gideceğini söylemedim mi?
henüz acının var olmadığı bir yere ayak basmadım ama aynı zamanda
- Sana daha önce söyledim!
- Sana daha önce dedim!
etmemesinden değil buralarda hâlâ acıların bulunmasından dolayıydı.
Bob buraya geldi, değil mi?
Nasıl yani? Ay'a gidilmemiş de bunların tamamı bir stüdyoda mı çekilmişti?