Translation of "الأشياء" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "الأشياء" in a sentence and their turkish translations:

فكرة تنظيم الأشياء

Nesneleri düzenlerken

بسبب الأشياء التي لم تحققها وليس بسبب الأشياء التي حققتها."

yapmadığınız şeyler için üzüleceksiniz."

وكل الأشياء التي ترونها.

baktığınız şeylerde yani.

من الأشياء التي تعلمتها

bir psikolog olarak öğrendiğim şeylerden biri şu;

عندها تتوالى الأشياء الرائعة.

güzel şeyler oluyor.

توقفت عن ملاحظة الأشياء.

Bir anda etrafa bakmayı bıraktım.

وفيها الكثير من الأشياء.

Onlara bir sürü şey eklediler.

لا تلمس هذه الأشياء.

Bunlara dokunmayın.

هل تلك الأشياء لك؟

Bunlar senin eşyaların mı?

هل هذه الأشياء لك؟

Bunlar sizin mi?

الأشياء الاخرى أهم بكثير،

diğer şeyler daha önemlidir,

تعرّفْ على الأشياء الخطيرة لديك.

Kırmızılarınızı bilin.

أفعل تلك الأشياء. (أعمال روتينية)

böyle işler yapıyorum.

كل هذه الأشياء قابلة للقياس.

Bunların hepsi ölçülebilir.

قمنا بجمع الأشياء من الدولة.

Devletten bir şeyler topladık.

كل البشر يريدون نفس الأشياء

Tüm insanlar aynı şeyleri istiyor,

أحد الأشياء التي أحلم بها

Benim hayalimdeki şeylerden bir tanesi

لدي الكثير من الأشياء لأفعلها.

Yapacak çok şeyim var.

لا تَقُل مِثل هذهِ الأشياء.

Böyle şeyler söyleme.

أحضرلي الأشياء التي طلبتها منك.

İstediğim o şeyleri bana getir.

- كان سامي يحبّ الأشياء الرّفيعة في الحياة.
- كان سامي يحبّ الأشياء الممتازة في الحياة.
- كان سامي يحبّ الأشياء الجميلة في الحياة.

Sami hayatın güzel şeylerinden zevk alıyordu.

عملي باختصار، جعلكم تستبعدون الأشياء الخاطئة.

İşim, özetle, yanlış şeyleri dışarıda bırakmanızı sağlamak.

جميع هذه الأشياء تتم بطريقة إلكترونية.

Bunların hepsi online olarak yapılan şeyler.

كرجلٍ، لم أعرف الأشياء التي أجهلها.

Bir erkek olarak neyi bilmediğimin farkında değildim.

الأشياء الباردة التي كنت تتدحرج عليها،

üzerinde yuvarlandığın serin şeyde,

وقدرتنا على تطويع الأشياء بطرق إبداعية.

bir kanıtı.

فالمراهقون مُنفعلون ويحبون تجربة الأشياء الجديدة.

Gençler düşünmeden davranırlar ve yeni şeyler denemeyi severler.

وعدة الأشياء هذه وتخيل هذه المدينة،

Bu parçaların seti, şehrin bu hayal gücü,

نبدأ مع أكثر الأشياء قيمةً، الحياة.

hepsinin en önemlisi olan yaşam ile başlıyoruz.

لكن الأشياء الصغيرة هي التي تهم.

Ancak önemli olan bu küçük şeyler.

شكلت هذه الأشياء سحابة أورت هناك

işte bu cisimler orada oort bulutunu oluşturdu

تحتاج إلى فرصة لإنجاز بعض الأشياء

Bazı şeyleri başarabilmek için şans lazım ya

لا تقلق بشأن الأشياء الغير مهمة.

- Önemsiz şeyler için endişelenme.
- Önemsiz şeyler için endişelenmeyin.

ينبغي على الناس تعلم هذه الأشياء.

Bunları insanların öğrenmesi lazım.

لست أحسن في تذكر الأشياء مني.

Sen işleri hatırlamada benden daha iyi değilsin.

غالبًا يُفضل توم عمل الأشياء بنفسه

Tom neredeyse her şeyi kendisi yapmayı seviyor.

توقعاتنا عن قدرتنا عن الأشياء التي نريدها

İstediğimiz şeyleri elde edebilme yeteneğimize dair beklentilerimiz

التي يمكنها أن تدمر الكثير من الأشياء،

bu tür siyah topların yanında

كما تفعل جميع الأشياء الأخرى من ملكيته،

Sahipliğindeki diğer tüm nesneler gibi,

والتي هي تحريك ووضع الأشياء الضخمة الثقيلة،

büyük ve ağır nesneleri ayakta hareket ettiriyorum;

لذا عليك فقط أن تعطي الأشياء أولوياتها.

O yüzden bunu öncelik yapmanız lazım.

أيضا، الأشياء السيئة يمكن أن تحدث سريعا،

Ayrıca, kötü şeyler çok hızlı olabilir

معظمنا يفضل التفكير في الأشياء الأقرب فالأقرب،

çoğumuz yakınımızdaki şeyleri düşünmeyi tercih ederiz;

كيف يمكن أن تتجاهلي الأشياء التي قيلت؟

Söylenen şeyleri nasıl göz ardı edebildin?

لورين: وهكذا بعد حديثنا، أدهشتني بعض الأشياء.

LA: Ve sohbetimizden sonra bazı şeyler beni şaşkınlığa uğrattı.

أحد الأشياء التي تجعل هذا المكان مهمًا

burayı önemli yapan şeylerden bir tanesi de

ستفعل نفس الأشياء مرة أخرى ولكن أحببنا

yine aynı şeyleri yapacaktı ama biz sevdik

لاحقًا ، يسمح هذا بنقش الأشياء في ذاكرتنا

daha sonrasında bu hatırlattığı şeylerin hafızamıza kazınmasını sağlıyor

أراك ترى الأشياء الثمينة الخاصة بك أيضا

bakın değerli eşyalarınıda görüyorsunuz

علينا القيام بهذه الأشياء لكي نبقى أقوياء

sağlam çıkmak için bunları mutlaka yapmalıyız

هناك بعض الأشياء التى من الصعب ترجمتها.

Tercüme etmesi zor olan bazı şeyler vardır.

الإيثار من الأشياء التي لن يمكنك تجاهله،

Diğerkâmlık, asla pişman olmayacağınız bir şey,

- لا أحب اللعب معه. نحن نفعل دائماً الأشياء ذاتها.
- لا أحب اللعب معه. نحن نفعل دائماً الأشياء نفسها.

Onunla oynamayı sevmiyorum. Her zaman aynı şeyleri yapıyoruz.

لكن كان هناك بعض الأشياء الصغيرة التي تحدث

Ancak bana her şeyin normal olmadığını gösteren

كنت أبكي تقريبًا كل يوم ، من أبسط الأشياء

En küçük şeylere bile her gün ağlıyordum

لكن كيف تكون ردة فعلنا على هذه الأشياء

bu olaylara verdiğimiz tepkiler

يمكن أن يكون فعل هذه الأشياء مكلفاً قليلاً

ama bu tür şeyleri yapmak daha pahalı olurdu.

بفعل الصحافة غير المسؤولة والتي تهول من الأشياء

sorumsuz ve sansasyonel haber anlayışı da

ترتبط كل تلك الأشياء في المقابل بتجارب حسية،

Sonuç olarak duyusal deneyimler ile ilişkililer;

أحد الأشياء الأساسية التي علينا فهمها هو السطح،

Anlamak istediğiniz önemli şeylerden biri yüzey,

كل هذه الأشياء راودت الفكر البشري أول الأمر.

Hepsi ilk olarak insanların akıllarında tasavvur edildi.

كل الأشياء التي ينتقدها لا تزال مستمرة اليوم

bütün eleştirdiği şeyler günümüzde hala devam ediyor

لماذا ستحمرني أمي ، لا تلعب بهذه الأشياء القذرة

annem ne kızardı bana yahu oynama o pis şeylerle diye

إذن ما هي الأشياء التي خرجت من البطن؟

peki göbeklitepede çıkan şeyler ne için yapıldı?

ولكن من الضروري الحديث عن الأشياء غير الطبيعية

Ama anormal olan şeyleride bir konuşmak gerekiyor

فقط الأشياء التي أملكها في ثقة لك جميعًا.

sadece hepinize güveniyorum.

إن اعتنيت بالأشياء الصغيرة، ستعتني الأشياء الكبيرة بأنفسها.

Eğer küçük şeyleri halledersen, büyük şeyler kendiliğinden hallolur.

لدي الكثير من الأشياء الأخرى أريد القيام بها.

Yapmak istediğim bir sürü başka şeyler var.

بعض الأشياء الأخرى مطلوبة لدينا كرتان حمراوان وقلم حبر.

Birkaç malzeme daha gerek, iki kırmızı topumuz ve bir kalemimiz var.

المكافات لكي أصفها ببساطة هي كل الأشياء التي تريدها

kabaca ifade edersek, ödüller hayatı yaşamaya değer kılan

و محاولة التعلم أكثر قليلا حول الأشياء بصفة عامة

matematik zihnimden çıkmama ve gerçek matematikçilerle

بالمقارنة مع الأشياء الأخرى التي يمكن فعلها في المدرسة."

okulda yabancı dil görmek zaman kaybı.''

فكّروا أيّ من هذه الأشياء هو السبب وتخلّصوا منهم.

Bunlardan hangisi olduğunu bulun ve bunlara son verin.

كل تلك الأشياء هي جزء من هذه الكلمة الآن،

Tüm bunlar şu an bu kelimenin bir parçası,

هل تعلمون بأن أبسط الأشياء تشكل الكثير من التغيير؟

Beyler, biliyorsunuz ki tek bir şey bile büyük bir fark yaratır.

بدأت بأخذ ملاحظات عن الأشياء السخيفة التي كنت أقولها.

söylediğim gülünç şeyleri not almaya başladım.

وأحد الأشياء التي نستطيع فعلها لإيقاف الحروب وإحلال السلام

Barış sağlamak ve savaşları durdurmak için yapabilceğimiz şeylerden biri de

الآن، القصص قوية شديدة الوضوح، و تجلب الأشياء للحياة

Hikâyeler güçlüdür, canlıdır ve bir şeyi hayata geçirir.

هو أحد الأشياء القليلة التي يمكنُ أن تغير العالم.

dünyayı değiştirebilecek nadir şeylerden biridir.

هناك العديد من الأشياء التي لا نعلم عنها بعد.

Hâlâ hakkında bilmediğimiz pek çok şey var.

في العادة، تكون الأشياء المتكلمة أناسًا وليست آلات، صحيح؟

Genelde konuşanlar insandır makineler değildir.

حين تكون شاباً، تعتقد أنّه من السهل تحطيم الأشياء.

Gençken yıkmayı daha kolay buluyoruz.

هناك بعض الأشياء التي يمكن للجميع أن يبدأ فيها.

herkesin başlangıç olarak yapabileceği şeyler var.

نحن لا نضمن الأشياء التي يمكننا فعلها عندما نعرفها.

onunla yapabileceğimiz şeyleri dâhil etmiyoruz.

تحدثنا عن أفلامه العديدة ونظرنا إلى الأشياء التي انتقدها.

bir çok filminden bahsettik eleştirdiği şeylere baktık

اثنان من الأشياء المميزة عنها هما الانبهار بمشاهد الموت ،

Onunla ilgili ayırt edici şeylerden ikisi, ölüm sahnelerine,

الآن بعد فعل هذه الأشياء، في الحقيقة أدركت الآتي:

Şimdi bunları yaptıktan sonra, gerçekten şunu fark ettim:

الجانب الذي يخص هذه الأشياء كأنه في وضع الانتظار.

Bunlarla ilgili olan taraf sanki stand-by modunda.

قلت أني قد جربت كل هذه الأشياء، ورأيت فائدتها،

Dedim ki bunların hepsini ben uyguladım, faydasını gördüm,

جميع الأشياء التي لا أود القلق بشأنها للمضي قدماً

İleriye dönük gidişat hakkındaki her şey için endişelenmek istemedim.

ماهي الأشياء التي لا أود القيام بها بعد الآن ؟

Artık yapmak istemediğim şeyler neler?

بل هو السبب بأنه هناك الكثير من الأشياء التي تريدها ،

ayrıca istediğin pek çok şeyin sana ulaşılmaz

و في التحدث مع بعض الرياضيين الحقيقيين حول الأشياء الجارية.

genel konular hakkında biraz daha fazla bilgi sahibi olmaya çalışmak zorundaydım.

أو يعيد تسليط تركيزك إلى أي الأشياء حقًا ذات أهمية.

yönlendirmenin işleri basitleştiren bir yanı var.

إن المعنى هو ما يتبقى عندما تنجلي الأشياء عن حقيقتها".

Anlam, her şey soyup çıkarıldığında geriye kalan şeydir."

للتغلب على كل الأشياء التي قال الناس أنها خطأ بي.

sorunları aşmak için çalışabileceğim en sıkı şekilde çalıştım.

قد تكون الأشياء التي تظنون أنكم على دراية تامة بها

bildiğinizi düşündüğünüz şeyler,

ماذا لو عرفنا جميعًا تكلفة الأشياء في الرعاية الصحية مُسبقًا؟

Sağlık harcamalarında neyin ne kadar olduğunu baştan bilsek ne olurdu?

تجاه الأشياء التي لا تعني أي شيء لنا في دنيتنا.

güçlü duygular sergilemiyoruz.

كان (دالاس) يقول لي بعض الأشياء -- كان طوله 183 سم --

Dallas'ı - boyu 182 cm -