Translation of "تعلم" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "تعلم" in a sentence and their turkish translations:

هل تعلم

biliyormusunuz

التعليم تعلم.

Öğretmek öğrenmektir.

- أريد تعلم الإنجليزية.
- انا اريد تعلم الانجليزية

İngilizce öğrenmek istiyorum.

لكن هل تعلم؟

Fakat biliyor musunuz?

هل كنت تعلم؟

biliyor muydunuz?

أحب تعلم اللغات.

- Dilleri çalışmayı severim.
- Dilleri öğrenmeyi seviyorum.
- Dil öğrenmeyi seviyorum.

أريد تعلم الكورية.

Korece öğrenmek istiyorum.

أريد تعلم الرومانية.

Romence öğrenmek istiyorum.

هل تعلم لماذا؟

Nedenini biliyor musun?

هل أنت تعلم؟

Biliyor musun?

أريد تعلم اليابانية.

Japonca öğrenmek istiyorum.

أريد تعلم الأيرلندية.

Ben İrlandaca öğrenmek istiyorum.

أريد تعلم الإيندونيسية.

Endonezce öğrenmek istiyorum.

أريد تعلم الروسية.

Rusça öğrenmek istiyorum.

أريد تعلم العربية.

Arapça öğrenmek istiyorum.

أريد تعلم الكراتيه.

Karate öğrenmek istiyorum.

أنت تعلم كيف

Yöntemi biliyorsun.

أريد تعلم السويدية.

İsveççe öğrenmek istiyorum.

أريد تعلم الفارسية.

Farsça öğrenmek istiyorum.

لماذا تعلم ذلك؟

Onu neden biliyorsun?

وهل تعلم ماذا تعلمت؟

Ne öğrendim biliyor musunuz?

فكما تعلم، القصص والسياسيون

Biliyorsunuz, haber ve siyasetçiler de

ويمكننا تعلم إطار عملها.

ve bu çerçeveyi öğrenebiliriz.

ويمكنك تعلم كلا الشيئين

ve bu iki şeyi de günlük hayatta

حسنا ، هل تعلم ماذا؟

Ortada ne var peki biliyor musunuz?

هل تعلم ماذا سيحدث؟

işte ne olacak biliyor musunuz?

لا أريد تعلم الإنجليزية.

İngilizce öğrenmek istemiyorum.

تعلم لغة أجنبية صعب.

Yabancı dil öğrenmek zordur.

تعلم في مدرسة عمومية.

Bir devlet okulunda eğitim gördü.

هل تعلم كم الساعة؟

Saatin kaç olduğunu biliyor musun?

هل تعلم ماذا فعل؟

Onun ne yaptığını biliyor musun?

أريد تعلم الفرنسية حقا.

Gerçekten Fransızca öğrenmek istiyorum.

أريد تعلم لغة جديدة.

Yeni bir dil öğrenmek istiyorum.

أُحب تعلم اللغات القديمة.

Eski dilleri öğrenmeyi severim.

انا اريد تعلم الانجليزية

İngilizce öğrenmek istiyorum.

هل تعلم لماذا أتيت؟

Buraya gelme nedenimi biliyor musun?

ولكن تعلم التزلج , أصعب بكثير.

ancak snowboard öğrenmek daha zor.

فأنت تعلم بأنك لست معصوماً.

Yanılabileceğinizi biliyorsunuz.

أنّت تعلم، كل التكنولوجيا الحديثة--

Biliyorsunuz ki tüm bu yeni teknolojiler..

والانفتاح على تعلم شيء جديد.

ve yeni bir şey öğrenmeye hazır olmak.

هل تعلم ما حدث هنا؟

farkında mısınız burada ne oldu?

هل تعلم من يملك Google؟

Peki Google'ın sahibi kim biliyor musunuz?

عليك أن تعلم أنني أشخر

Benim horladığımı bilmelisin.

هل أنت تعلم ماذا تفعل؟

- Ne yaptığını biliyor musun?
- Yaptığın şeyi biliyor musun?

هل تعلم لماذا انا هنا؟

Neden burada olduğumu biliyor musun?

ظننتُكَ تحب تعلم أشياءَ جديدة.

Yeni şeyler öğrenmeyi seversin sandım.

هل تعلم أين وضعتُ مفاتيحي؟

Anahtarlarımı nereye koyduğumu bilmen için şans var mı?

هل تعلم من اشترى لوحتك؟

Tablonu kimin aldığını biliyor musun?

أنت لا تعلم بالقصة كاملة.

Sen bütün hikayeyi bilmiyorsun.

إنه يوم الإثنين, كما تعلم

Bugün pazartesi, biliyorsun.

هل تعلم .. يبدو كأنه شخصي

Biliyorsunuz bu kişisel.

هل تعلم أين يعيش طوم؟

Tom'un nerede yaşadığını biliyor musunuz?

كيف تعلم بملكية توم لهذا؟

Onun Tom'a ait olduğunu nasıl biliyorsun?

حسناً تعلم،هذا الشخص، وذلك الشخص"

bilirsin işte bu tip insanlar vardı.'' diye cevap veririz.

جدتي لم تكن تعلم أنني مثلية،

Eşcinsel olduğumu bilmiyordu.

يريدون تعلم إدارة ومباشرة الأعمال التجارية،

İşletmecilik ve girişimcilik öğrenerek

نحن نفكر فيه كونه، كما تعلم:

olarak düşünmüyoruz, şöyle diyoruz:

إذا الإرهابي استطاع تعلم عدم الكره

bir terörist, çocuğu öldürüldüğünde bile

الطفل لديه دورة رقص ، تعلم البيانو

çocuğun dans kursu var, piano öğreniyor

هل تعلم شركات الرسوم المتحركة هذه؟

Bildiniz mi bu animasyon şirketlerini?

هل تعلم كم ينخفض ​​تلوث الهواء؟

Hava kirliliğinde ne kadar azalma var hiç biliyor musunuz?

من المستحيل تعلم الإنجليزية في شهر.

Bir ay içinde İngilizce öğrenmek imkansızdır.

هل تعلم من هو مخترع المجهر؟

Mikroskopu kimin icat ettiğini biliyor musun?

هي لا تعلم أين تبحث عنه.

O onu nerede arayacağını bilmiyor.

ربما أنت تعلم أين هي كتبي.

Belki kitaplarımın nerede olduğunu biliyorsun.

تعلم الطاعة قبل أن تعطي الأوامر.

Emirler vermeden önce itaat etmeyi öğrenmelisin.

المشاركة الفعالة في تعلم قوة الخيال

hayal gücünün öğrenme sürecine aktif katılımı,

ينبغي على الناس تعلم هذه الأشياء.

Bunları insanların öğrenmesi lazım.

بدء توم تعلم الفرنسية السنة الماضية.

Tom, Fransızca öğrenmeye geçen yıl başladı

بالطبع تعلم الكثير عن روّث الدجاج.

tabi tavuk gübresini biliyorsun.

أنت تعلم أنّي أحبّه، أليس كذلك؟

Onu sevdiğimi biliyorsun, değil mi?

دخلت ليلى فخّا بدون أن تعلم.

Leyla bilmeden bir tuzağa düştü.

أراد توم تعلم الغناء باللغة الفرنسية.

Tom, Fransızca şarkı söylemeyi öğrenmek istedi.

حيث -كما تعلم- يبذل الناس قصارى جهدهم

İnsanlar diğer insanları hoş karşılamak

حيث حاولت أن تعلم شيئاً لشخص ما

bir durumda bulunduysanız

بدأت رحلة تعلم اللغات معي باللغة اليهودية،

Benim dil öğrenme yolculuğum İbranice ile başladı,

الأمر لا يعتمد فقط على تعلم المحتوى،

Sadece dersi öğrenmekle ilgili değildi,

لكن كما تعلم، لم نفعل هذا مجددّا.

Ama sonuç olarak tekrar yapmadık.

أنت تعلم بأنك بدوت نوعاً ما كميكانيكي.

biraz mekanik ses verdiğini biliyorsun.

تعلم كيف يتكيف مع الحياة قليلاً منه

ondan biraz hayata uyum sağlamayı öğrendi

اذا انت تعرف؟ لن اخبر. أنت تعلم!

yani biliyorsunuz değil mi? Anlatmayacağım. Biliyorsunuz!

هل تعلم أن التجارة العالمية قد توقفت؟

Farkında mısınız dünya ticareti durudu

هل تعلم كم الوقت الأن في بوسطن؟

Boston'da saatin kaç olduğunu biliyor musun?

ينفق توم ساعة يوميا في تعلم الفرنسية.

Tom Fransızca çalışarak yaklaşık olarak günde bir saat harcar.

هل تعلم أي كتاب تريد أن تقرأه؟

Hangi kitabı okumak istediğini biliyor musun?

عندما نتحدث عن العقل، يجب عليك أن تعلم

biz beyin hakkında konuşurken, şunu bilmelisiniz,

حتى ذلك الحين لم تعلم أمي بوجودها أصلا.

O zamana kadar annem böyle biri olduğunu bilmiyordu.

أو تحاول تعلم العزف على آلة موسيقية جديدة

ister yeni bir müzik aleti öğrenmeye çalışıyor olun,

يريدون الحصول على فرصة في تعلم الزارعة الحديثة.

Modern tarımı öğrenme şansına sahip olmak istiyorlar.

أنت تعلم، الفضول هو ما يستدرج الناس للحديث.

İnsanları açmak çok merak uyandırıcı.

‫إنها تعلم أن هناك صيد سهل في الظلام.‬

Hava kararınca kapkaçın daha kolay olduğunu biliyorlar.

‫لكن الأم تعلم أن الأسرة قريبة من الماء.‬

Ama dişi lider yakında su olduğunu biliyor.

تعلم ، هناك صور التقطتها مع زوجتك أثناء العمل

hani karınla aslında iş yerindeyken çekildiğin karşılıklı attığın fotoğraflar var ya hani

لم تقل الدولة أن القوة تعلم هؤلاء المعلمين

devlet zorla o öğretmenlere ders verin demedi

تعلم بعض النّساء ما يردنه منذ سنّ مبكّر.

Bazı kadınlar, erken yaşta ne istediklerini bilirler.

هل تعلم على كم ناشر عرضت كتابها هاري بوتر؟

Harry Potter'ı kaç yayın evine götürdüğünü biliyor musunuz?