Examples of using "بأكملها" in a sentence and their turkish translations:
Bütün gökyüzünü ışık kapladı.
Doküman tamamen Arapçaydı.
"Bütün tezi ben yazmıyor muyum?" diye.
Yani tüm solunum süresince hareket ediyor,
bunu yaparsan ormanın tüm sürecine müdahale etmiş oluyorsun.
Tom bütün öğleden sonrayı Mary ile geçirdi.
Bu tanı bütün ailemiz için bir trajediydi
dev çarpışma fikrini tamamen reddetmek isteyen bilim insanları vardı.
bütün okulda sadece iki öğrenci daha onunla birlikte.
o görüntüyü yaklaştırırsak aslında geminin yine 1 metre önümüzdeki görünen kısmı gibi yine tamamını görebiliriz diyor