Translation of "بأكملها" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "بأكملها" in a sentence and their turkish translations:

إن السماء بأكملها مليئة بالضوء.

Bütün gökyüzünü ışık kapladı.

كانت تلك الوثيقة بأكملها بالعربيّة.

Doküman tamamen Arapçaydı.

"الست انا التي ستكتب الأطروحة بأكملها؟"

"Bütün tezi ben yazmıyor muyum?" diye.

هذا يعني أنها تتحرك خلال العملية التنفسية بأكملها،

Yani tüm solunum süresince hareket ediyor,

‫أنك ستتدخّل في طبيعة الحياة‬ ‫في الغابة بأكملها.‬

bunu yaparsan ormanın tüm sürecine müdahale etmiş oluyorsun.

توم أمضى فترة بعد الظهر بأكملها مع ماري.

Tom bütün öğleden sonrayı Mary ile geçirdi.

كان هذا التشخيص فاجعًا ذو أثر على العائلة بأكملها.

Bu tanı bütün ailemiz için bir trajediydi

كان بعض العلماء يريدون رفض فكرة الاصطدام العملاق بأكملها.

dev çarpışma fikrini tamamen reddetmek isteyen bilim insanları vardı.

سيجد اثنين فقط من الطلاب الآخرين في هذه المدرسة بأكملها.

bütün okulda sadece iki öğrenci daha onunla birlikte.

إذا قمنا بتكبير الصورة ، يمكننا أن نرى السفينة بأكملها مرة أخرى مثل تلك التي تظهر أمامك مترًا واحدًا

o görüntüyü yaklaştırırsak aslında geminin yine 1 metre önümüzdeki görünen kısmı gibi yine tamamını görebiliriz diyor