Translation of "العملية" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "العملية" in a sentence and their turkish translations:

وخلال هذه العملية،

Bu sırada,

وسهلت علينا العملية.

baş rahibenin yanına gittim.

وطالما نتابع هذه العملية

Ve bu süreci takip ettiğimiz sürece

ولم تكن العملية خياراً،

Ameliyat bir seçenek değildi

توضيح تلك العملية الفكرية فقط

Sadece bu düşünme sürecini hesaplamak

في الغرب، كانت العملية ناجحة.

Batıda, operasyon başarılıydı.

هي ما شكّل حياتي العملية.

hayatımın işini şekillendirdi.

قد يؤدي إلى إعادة إجراء العملية.

bunun sonucunda ise yeniden ameliyat olmaları gerekiyor.

إجمالًا، تستهدف العملية خفض نسبة الكربون.

Yani süreç karbon negatif.

مرحبا، هذه العملية الجراحية للدكتور يامادا.

Merhaba, bu Dr. Yamada'nın cerrahı.

أي دفع العملية العلاجية إلى مستوى الدوائر.

Yani, devre seviyesinde maruz bırakma terapisi.

لكن لم تتواجد الإبرة اللازمة لهذه العملية.

Fakat bunun için gereken iğne yoktu.

لكن كيف يتم استغلال ذلك في الحياة العملية؟

peki bu bilgiler günlük hayatta nerelerde kullanılıyor?

هذا يعني أنها تتحرك خلال العملية التنفسية بأكملها،

Yani tüm solunum süresince hareket ediyor,

أحضرت أمي الإبرة إلى طبيبها وقام بإجراء العملية.

Annem iğneyi doktora götürdü ve doktor da işlemi gerçekleştirdi.

ولكن قد يكون هناك مُبررات أيضًا لإجراء العملية.

ama bazen ameliyat etmek de gerekli olabilir.

إذا كانت هناك علامة المرض في هذه العملية

Eğer bu süreç içerisinde hastalık belirtisi olursa

فقبل أو خلال أو حتى بعد العملية أو الاختبار

Prosedür ya da test sırasında, öncesinde

لقد كان هذا السؤال الجوهري محورياً في حياتي العملية.

Bu önemli soru hayatım boyunca işimin merkezi oldu.

وأنت تجري العملية معتمداً على الضوء المنعكس عن الأسطح."

kapatarak yarım saat geçirdiniz."

مُوجّهًا ومراقبًا الطبيب المحلي خلال إجراء العملية خطوة بخطوة.

oradaki doktoru işlemin her aşamasında adım adım yönlendirebilir.

الابتكار هو العملية التي نقوم من خلالها بحَل مشاكل البشر،

İnovasyon, insani sorunları çözdüğümüz işlemdir;

قررت إعادة هندسة العملية من خلال بعض أدوات العمل الكلاسيكية.

bazı klasik işletme yetileriyle bu süreci yeniden düzenlemek istedim.

ر.ه: في الواقع، في شركتي الأولى-- كنا مهوسون بسير العملية.

RH: Bildiğin üzere ilk şirketim-- sürece çok saplantılıydık.

وفي الآونة الأخيرة، سيسمع الكثير منكم عن العملية الآلية الحاسوبية،

Son zamanlarda ise robotik cerrahiyi tanıyor olacağız,

في هذه العملية نال سمعة كقائد منظم وحاسم وتكتيكي لامع.

Bu süreçte organize ve kararlı bir komutan ve parlak bir taktikçi olarak ün kazandı.

وبالطبع كما تعرفون، تٌقام اجتماعات للحملات الخاصة بهذه العملية الانتخابية

ve tabii biliyorsunuz bu süreçte seçim kampanyalarında mitingler gerçekleşiyor

الآن، يسمحُ جزء من هذه العملية لكم بالاعتراف عندما تكونون مخطئين

İşin bu kısmında, yanılınca bunu kabul etmeniz gerekli.

وتُذكِّرني بأن هذه العملية كان لها الفضل في إكسابي فن خوض المخاطر.

Bu sürecin bana risk almayı öğrettiğini hatırlatıyor.

إنها ليست الهدف النهائي, ولكن العملية للوصول إلى هناك هي ما يهم.

Nihai hedef bu değil, fakat oraya ulaşma süreci önemli.

سارت العملية بشكل جيد. لكن الجرح أصيب بالعدوى ومات لانز بعد تسعة أيام.

Operasyon iyi geçti. Ancak yara enfeksiyon kaptı ve Lannes dokuz gün sonra öldü.