Examples of using "العواصف" in a sentence and their turkish translations:
Fırtına bulutları toplanıyor.
solar fırtınalar çıkıyor
solar fırtınaları ise bilim insanları
Hannibal'in kuvvetleri kendilerini ağır tipilerle savaşır halde buldular.
solar fırtınaları biz çok hissetmiyoruz
Yani o dev fırtınalar gelince,
Gün içinde biriken buhar gece boyu devam eden fırtınalar doğuruyor.