Examples of using "سحب" in a sentence and their turkish translations:
Fırtına bulutları toplanıyor.
su çekiliyor
binaları komple bir şekilde sürükleyerek götürüyor
avladıkları böcekler ortalıktan çekilince
işte karıncalar bu salgıyı çek seviyor
"Oğlum" dedim, "uzayda atmosfer yok, ne bulutsusu?"
sahtekarlık amaçlı saldırılar yapmak için kıyıya asker çıkarmayı başardı ; Napolyon ise
Ve 13 Haziran, ilk saldırı ile ilgili Tek bir ölçekleme merdiven kolayca püskürtüldü.
Bir tanesi bir gün dedi ki, "Öğretmenim, bu bulutsu" dedi.