Translation of "سحب" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "سحب" in a sentence and their turkish translations:

‫تتكتل سحب العواصف...‬

Fırtına bulutları toplanıyor.

يتم سحب المياه

su çekiliyor

سحب المباني بالكامل عن طريق السحب

binaları komple bir şekilde sürükleyerek götürüyor

عندما يتم سحب الحشرات التي تصطادها

avladıkları böcekler ortalıktan çekilince

هنا يحب النمل سحب هذا التفشي

işte karıncalar bu salgıyı çek seviyor

قلت له "بني، أي سحب، لا يوجد غلاف جوي في الفضاء"

"Oğlum" dedim, "uzayda atmosfer yok, ne bulutsusu?"

القوات على الساحل للقيام بهجمات تحويلية ؛ بينما سحب نابليون المزيد والمزيد من الوحدات

sahtekarlık amaçlı saldırılar yapmak için kıyıya asker çıkarmayı başardı ; Napolyon ise

وفي 13 يونيو، أول هجوم لهم مع تم سحب سلم تحجيم واحد بسهولة.

Ve 13 Haziran, ilk saldırı ile ilgili Tek bir ölçekleme merdiven kolayca püskürtüldü.

في يوم ما قال أحدهم، "معلمي، هذا سديم". كلمة سديم قريبة من كلمة سحب في التركية**

Bir tanesi bir gün dedi ki, "Öğretmenim, bu bulutsu" dedi.