Translation of "ليلًا" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "ليلًا" in a sentence and their turkish translations:

‫البحر ليلًا...‬

Geceleri deniz...

‫لكن ليلًا،‬ ‫تتحرك.‬

Ama geceleri... ...hareket hâlindedirler.

‫ليلًا، تجمع المياه بينها.‬

Geceleri, su onları bir araya getirir.

‫لكن ليلًا...‬ ‫الوضع مختلف.‬

Ama geceler... ...ayrı bir hikâye.

‫ولا تخرج للأكل إلا ليلًا.‬

Sadece geceleri otlamaya çıkarlar.

‫لكن بسبب رؤيتها الضعيفة ليلًا...‬

Ama gece iyi göremediklerinden...

‫لكن ليلًا، تكون عدائية جدًا.‬

Ama geceleri şaşırtıcı derecede vahşi bir ortam oluşur.

‫تبيت ليلًا هنا كل عام.‬

Her yıl geceyi burada geçirirler.

‫وبشواربها الحساسة، يمكنها الصيد ليلًا.‬

Hassas bıyıkları sayesinde geceleri de avlanabiliyorlar.

‫تصطاد الأسود ليلًا بشكل أساسي.‬

Aslanlar ağırlıkla gece avlanan yırtıcılardır.

‫لعدم قدرته على الرؤية ليلًا...‬

Piton gece göremediğinden...

إلى أين تذهب الشمس ليلًا؟

Güneş gece nereye gider?

‫يعتمد نجاح الفهود ليلًا على القمر.‬

Çitanın gece başarısı Ay'a bağlıdır.

‫ليلًا،‬ ‫تحيا ظلال الأدغال بوحوش مذهلة.‬

Geceleri... ...ormanın ağaç örtüsü fantastik yaratıklarla canlanır.

‫فسّر كشف حديث طريقة تغذّيها ليلًا.‬

Yeni bir keşif, geceleri nasıl beslendiklerini ortaya çıkardı.

‫إنسان الغاب.‬ ‫سبب استيقاظه ليلًا غامض.‬

Bir orangutan. Gece yarısı ayakta ne işi var, bilinmez.

‫كثير من الحيوات هنا تنشط ليلًا.‬

Buradaki yaşam çoğunlukla geceleri hareketleniyor.

‫ما تفعله ليلًا لم يُصوّر من قبل.‬

Karanlıkta yaptıkları şeyler hiç filme alınmamıştı.

‫90 بالمئة من صيد الأسود يحدث ليلًا.‬

Aslanlar, avlarının yüzde 90'ını geceleri öldürür.

‫كثير من الصبار لا يزهر إلا ليلًا.‬

...pek çok kaktüs sadece gece çiçek açar.

‫على اليابسة ليلًا،‬ ‫نظرها أسوأ من نظرنا.‬

Geceleyin karada... ...görüşü bizden kötüdür.

‫مئات ساكنات الأرض الصغار...‬ ‫التي تستيقظ ليلًا...‬

Yüzlerce minik bahçıvan... ...geceleri uyumayıp...

‫وكلما ازداد حجمها، صارت أكثر يقظة ليلًا.‬

Ve ne kadar büyük olurlarsa o kadar gececiye dönüşüyorlar.

‫أُثبت الآن أن ثلث صيد الفهود يحدث ليلًا.‬

Çitaların üçte bir oranda geceleri ava çıktığı artık kanıtlandı.

‫تسافر ليلًا مسافة 40 كيلومترًا‬ ‫بحثًا عن الطعام.‬

Geceleri 40 kilometreye kadar yol teperek yemek arar.

‫ليلًا، حتى الشعاب المرجانية‬ ‫يكون لها جانب مظلم.‬

Gece olunca, mercanların bile karanlık yüzü ortaya çıkıyor.

‫اعتقد قليل من الناس‬ ‫أن الفهود يمكنها الصيد ليلًا.‬

Çitaların karanlıkta avlanabileceğine çok az kişi inanırdı.

‫ليلًا،‬ ‫يمكنها أخذ ما تشاء من فاكهة الغابة كلها.‬

Geceleyin, ormanın meyveleri tamamen onlara kalır.

‫البخار الذي يتكتل نهارًا‬ ‫يخلق العواصف التي تستمر ليلًا.‬

Gün içinde biriken buhar gece boyu devam eden fırtınalar doğuruyor.

‫لدى ضفادع الشجر المنقّطة طريقة مبتكرة‬ ‫لرؤية بعضها ليلًا.‬

Benekli ağaç kurbağaları, geceleri birbirlerini dâhiyane bir şekilde görüyor.

‫ثمة الكثير من المساعدين نهارًا،‬ ‫لكن العمل لا يتوقف ليلًا.‬

Gündüzleri bolca yardım alıyorlar ama çalışmalar gece de devam ediyor.

‫باستغلال الضوء الصناعي،‬ ‫يمكن للقروش هنا الصيد لوقت طويل ليلًا.‬

Yapay ışıktan faydalanan köpek balıkları, gece geç saatlere kadar avlanabiliyor.

‫تحدد دورة القمر نغم الكثير من الملاحم‬ ‫في البحر ليلًا.‬

Ay döngüsü, geceleyin denizde yaşanan pek çok dramın ritmini belirler.

‫حتى صغارها عليها قطع تلك الرحلة‬ ‫إن أرادت النجاة ليلًا.‬

Geceden sağ çıkabilmek için en ufakları bile bu yolu kat etmeli.

‫مسكة لا يمكن لشيء الإفلات منها.‬ ‫تعج الأدغال بخطوات الحشرات ليلًا.‬

Hiçbir kurtçuk bu sondadan kaçamaz. Yağmur ormanını geceleyin böcekler basar.

‫إلا أن التي تعيش في المناطق الحضرية‬ ‫تنشط ليلًا لتجنّب البشر.‬

...şehir bölgelerinde yaşayanlar insanlardan kaçınmak için gececi olur.

‫تعني الشمس الحارقة أن كثيرًا‬ ‫من حيوانات الصحراء لن تخرج إلا ليلًا.‬

Kavurucu güneş, çoğu çöl hayvanının sadece gece dışarı çıkması anlamına gelir.

‫وهي تُجبر الحيوانات‬ ‫على إيجاد طرائق جديدة للنجاح ليلًا.‬ ‫"مدن لا تنام"‬

Hayvanları, geceyle başa çıkmak için yeni yöntemler bulmaya itiyor. UYUMAYAN ŞEHİRLER

‫حيث توفّر مدننا مواطنًا‬ ‫لكل أنواع الحياة البرية‬ ‫ليس فقط ليلًا بل وأيضًا نهارًا.‬

Şehirlerimizin her türden vahşi yaşama yuva olduğu bir gelecek. Sadece geceleri değil, aynı zamanda... ...gündüzleri de.