Translation of "وجدت" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "وجدت" in a sentence and their turkish translations:

وجدت حلا!

Bir çözüm buldum!

‫انظر، وجدت واحدة.‬

Bakın, bir tane var.

وجدت أن ثُلثنا --

üçte birimizin

وجدت له عملا.

Ona bir iş buldum.

أخيراً، وجدت وظيفة.

Sonunda bir iş buldum.

أنا وجدت البناء.

Binayı buldum.

وجدت الوقت لأستمع إليها،

Onu dinlemek için zaman ayırdım,

لقد وجدت هذا التوضيح.

Bunun aydınlatıcı olduğunu düşünüyorum.

وجدت مطعما مكسيكيا جيدا.

İyi bir Meksika restoranı buldum.

وأخيرًا وجدت مفاتيحها المفقودة.

Sonunda kayıp anahtarını buldu.

أنا وجدت ذلك أيضا.

Ben de bunu buldum.

وجدت ليلى رجلا آخر.

Leyla başka bir adam buldu.

كصحفي، وجدت نفسي أدير العدسة

Bir gazeteci olarak kamerayı çevreye tutar halde buldum kendimi,

من خلال التفكك، وجدت الترابط.

Bu kopuklukta bağlantı buldum.

وجدت أخيرا في هاجن ، ألمانيا

Almanya'nın Hagen kentinde sonunda bulundu

‫وجدت هذه المنطقة المميزة جدًا‬

Büyük bir yosun ormanının koruduğu

وجدت لي رباط عنق جميل.

O, benim için güzel bir kravat buldu.

وجدت من تجربتي على الأقل،

En azından kendi deneyimlerimden çıkardığım sonuç,

عندما دخلت الغرفة، وجدت كلبًا.

Odaya girdiğimde bir köpek buldum.

وجدت ورقة برتقالية مكومة في مطبخي.

mutfakta buruşuk, turuncu bir kâğıt parçası buldum.

وجدت أن هؤلاء الرجال الصغار ممزقون

doğdukları ülkenin kültürü ile

لكن في النهاية، وجدت مبدأ أساسيا.

Ama sonunda temel, belli başlı bir prensip keşfettim.

وجدت نفسي أحاول التواصل مع آنا،

Anna'ya ulaşma çabasıyla

لقد أدركت أنني وجدت شيئاً مهماً.

Önemli bir şeyler bulduğumu fark ettim.

‫أعتقد أنني وجدت عنكبوت الرتيلاء هناك.‬

Sanırım tarantulayı bulduk.

إذا وجدت فقط استمارة ويب عامة،

Sadece genel bir web formu görüyorsanız,

وجدت للتو في الجهود الدولية تركيا

Hemen uluslar arası girişimlerde bulundu Türkiye

انظر ، لقد وجدت هذا لأن الأطفال

Bakın bunu ben buldum çocuklar diye

لقد وجدت الفندق مزدحم بالسياح الاجانب .

Oteli yabancı turistlerle dolu buldum.

هل وجدت ما كنت تبحث عنه؟

Aradığın şeyleri buldun mu?

قطعاً، لقد وجدت هذا من تجربتي.

Kendi deneyimlerimden, kesinlikle bunu öğrendim.

و أخيرا وجدت حذاءا على مقاسي.

Sonunda uygun bir çift ayakkabı buldum.

وجدت أنها ملاحظة تركها لي أحد طلابي،

bir öğrencimin notu olduğunu fark ettim.

تقاعدت سيسيل، لكنها وجدت هدفًا جديدًا لحياتها،

Cecile emekli oldu ancak Kongo mültecilerini

وعندما وجدت نفسي في تلك لحظات النفاق

Kendimi bu ikiyüzlülük anlarında yakaladığımda

وجدت قوات حنبعل نفسها تقاتل العواصف الثلجية

Hannibal'in kuvvetleri kendilerini ağır tipilerle savaşır halde buldular.

في أبحاثي الخاصة، وجدت أن الكلمات جوهرية.

Kendi araştırmalarımda, sözcüklerin çok önemli olduğunu gördüm.

لقد وجدت أخيرا ميزة لنفسي في النملة.

sonunda karıncada da kendime göre bir özellik buldum yani

هل وجدت كثيرا من الجزائريين في ألمانيا؟

Almanya'da çok Cezayirli buldun mu?

أنا وجدت بعض لحم البقر المجفف المملح.

Ben biraz kurutulmuş tuzlu sığır eti buldum.

كلما وجدت شيئًا يعجبني، وجدته غاليا جدا.

Ne zaman hoşuma giden bir şey bulsam, hep pahalı olur.

وجدت أنني لم أحاول مجاراتهم أو مواكبتهم أيضًا،

onların hızına ayak uyduramayacağımı da anladım.

♪ لم تكن، لم أترك عندما وجدت ♪

♪ Yoktun, bırakamadım bulunca ♪

وجدت نفسي ملقاة في الطرف الآخر من المعادلة،

kendimi denklemin diğer tarafında buluyorum

‫وجدت بوابة معدنية ضخمة‬ ‫حاولت تسلقها والقفز فوقها‬

Büyük bir metal kapı buldum, tırmanıp atlamaya çalıştım,

ولكن عندما ذهبت متخفيا وجدت بعض من الأشخاص

Tebdil-i kıyafet hayatımda bir sürü farklı karakter gördüm,

ولفترةٍ مؤقتة بدل الانفصال نهائياً الفكرة وجدت استحساناً

itmiştir. Mahran, ikiyüz yirmi evlilik sözleşmesinin Mısır'da son zamanlarda yapılan bir deney

إذا وجدت نفسك في حفرة، توقف عن الحفر.

Kendini bir çukurda bulursan kazmayı bırak.

وجدت مناصرين الذين لديهم نفس الفكرة في نفس الوقت،

benimle aynı fikre sahip destekçiler buldum

لكنني كنت أتذكر كيف وجدت الراحة في تلك الرسائل،

Bu mektupları, aklımda büyükannemle yazdığım için

وجدت فريقَا من ذوي الكفاءة العالية والعلماء المتفانين هناك.

Orada çok yetenekli ve özverili bilim insanlarından oluşan bir ekip buldum

لقد شاهدت ما يفعلونه، ومن ثَم وجدت ذلك الشئ،

ne yaptıklarına baktın ve sonra şunu buldun

من فضلك لا تضر هذه الأعمال ، حتى لو وجدت

Lütfen bulursanız bile o eserleri kesinlikle zarar vermeyin

إذا وجدت العمل وأخذه إلى الدولة ، فلا توجد عقوبة

eseri bulursanız ve bunu devlete götürürseniz cezası yok

- وهي صفة يحتاجها بشدة ، لكنها وجدت نقصًا في المعروض.

- çaresizce ihtiyaç duyduğu, ancak yetersiz kalan bir nitelik.

العراق وعندها وجدت الصين الطريق مفتوحاً امامها لتستحوذ على

ve ardından Çin, projeyi devralmanın yolunu buldu

- عثرت على كرة في الحديقة.
- وجدت طابة في الحديقة.

O, bahçede bir top buldu.

لقد وجدت اجنحة الفندق واسع ، الأرائك مريحة ، الشطائر وفيرة.

Ben, suitleri ferah, kanapeleri geniş sandviçleri bol buldum.

لأنّي وجدت نفسي في أكثر الأوضاع إثارة للشفقة على الإطلاق..

Çünkü kendimi o ana kadar ki en içler acısı halde buldum.

تساءل ديما: "أيمكن أن يكون...؟". "هل وجدت "الصائب" الصحيح أخيرًا؟"

" Olabilir miydi...? Dima merak etti. Sonunda doğru Al-Sayib aldım mı?

لكن هذه المرة عند رؤيتي لتلك الكلمات وجدت ما يستحق المشاركة.

Ama bu sözleri gördüğüm an bunlarda paylaşmaya değer bir şey gördüm.

حتى إذا وجدت أنك قد تضطر إلى إعطاء سعر أكثر من هاتفك

Bulsan da telefona verdiğin fiyattan daha fazla bir fiyat vermek zorunda kalabilirsin

- كان غاضبًا لأنه وجد الباب مغلقًا.
- كانت غاضبةً لأنها وجدت الباب مغلقًا.

Kapıyı kilitli bulduğuna kızmıştı.

‫إن وجدت إحدى عقارب "بارك"،‬ ‫وهي عقارب صغيرة، فهي شديدة السمية‬ ‫ويمكن أن تقتلك.‬

Küçük akreplerden birine denk gelirseniz çok zehirlidirler ve sizi öldürebilirler.