Examples of using "السلاح" in a sentence and their turkish translations:
Hatta bazen silahlanıyorlar bile.
Tom silahı yere koydu.
elime bir silah değil bir kamera aldım.
gazı olan karbondioksitin yol açtığı dünyayı öldürmekle tehdit ederek
Napolyon'un 'silahlı bir ulus' umudu Müttefiklere direnmek gerçekleşmemişti.
ve on altı yıl boyunca en iyi arkadaşım olarak gördüğüm bir silah arkadaşımı kaybettim . "