Translation of "عشر" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "عشر" in a sentence and their turkish translations:

الفتاة : أربعة عشر

Kız: On dört.

عمري إثنا عشر.

- On iki yaşındayım.
- 12 yaşındayım.

إشترىته عشر دولار

Onu on dolara aldım.

- مر على موتها عشر سنين.
- إنها ميتة منذ عشر سنوات.

- O, on yıldır ölüdür.
- On yıldır aramızda değil.

التقينا منذ عشر سنوات،

Neredeyse 10 yıl önce tanıştık

اللجنة تشمل عشر اعضاء.

Komisyon 10 üyeden oluşuyor.

سأعود في عشر دقائق.

10 dakika içinde döneceğim.

عمري تسعة عشر عاماً.

- Ben 19 yaşındayım.
- On dokuz yaşındayım.
- 19 yaşındayım.

بلغ سامي السّادسة عشر.

Sami on altı yaşına girdi.

- سينطلق القطار خلال عشر دقائق.
- القطار سينطلق في غضون عشر دقائق.

Tren on dakika içinde hareket edecek.

- هؤلاء الأولاد يبلغون ستة عشر عاماً.
- هؤلاء الصبية يبلغون ستة عشر عاماً.

Bu oğlanlar on altı yaşındalar.

يعني عشر إلى مائة كلمة.

On üzeri yüz anlamına geliyor bu kelime.

الرقم إثنا عشر عدد زوجيّ.

On iki, çift bir sayıdır.

تنافس عشر فرق على الجائزة.

On takım ödül için yarıştı.

"كم عمرك؟" "ستة عشر عاماً"

"Kaç yaşındasın?" "On altı yaşındayım."

سأكون جاهزة خلال عشر دقائق.

On dakika içinde hazır olacağım.

أنا فوق ثمانية عشر عاماً.

18 yaşın üzerindeyim.

استلم الجائزة أحد عشر طالباً.

- On bir öğrenci mükafat aldı.
- On bir öğrenci ödülü aldı

سيكون هناك بعد عشر دقائق.

On dakika içerisinde orada olacak.

دعني أنم عشر دقائق أخرى.

On dakika daha uyuyayım.

في خمس أو عشر سنوات

Beş ya da on yıl içinde

أنا متحمّس لبلوغ الثّامنة عشر.

18 yaşına girmek için sabırsızlanıyorum.

تزوّج سامي اثنة عشر مرّة.

Sami on iki kere evlendi.

- كان فاضل يبلغ سبعة عشر سنة آنذاك.
- كان عمر فاضل سبعة عشر سنة آنذاك.

Fadıl o zaman yaklaşık on yedi yaşındaydı.

لذا عندما أصبحت في السابعة عشر،

17 yaşına geldiğimde

عودوا بأذهانكم إلى القرن السادس عشر.

Zihninizi 16. yüzyıla götürün,

كان أبي مريضًا لمدة عشر سنوات،

Babam on yıldır hasta

يتكون المجلس من إثنا عشر عضواً.

- Komite on iki üyeden oluşuyor.
- Komite on iki üyeden oluşmaktadır.

هيلين في السابعة عشر من عمرها.

Helen on yedi yaşında .

عمر أخي جاك أربعة عشر سنة.

Erkek kardeşim Jacques on dört yaşında.

الكنيسة بُنيت في القرن الخامس عشر.

Kilise on beşinci yüzyılda inşa edilmiştir.

هناك اثنا عشر شهرًا في السنة.

Bir yılda on iki ay var.

عمر أبي خمسةَ عشر عامًا فقط.

Benim babam sadece on beş yaşında.

وأمها تحفظ عشر دولارات كل أسبوع للطعام -

annesi her hafta yiyecek için on dolar birktirirmiş,

الذي كان بعمر عشر أشهر ذاك الوقت.

alma izni vermeleri için yalvardım.

والتي بدأت في القرن السادس عشر كإهانة.

ki bu sıfatlar hakaret olarak kullanılmaya 16. yüzyılda başlandı.

النجم الفيلسوفي الألماني في القرن الثامن عشر.

18. yy meşhur Alman filozofu.

سيصبح عمرها سبعة عشر عاماً السنة المقبلة.

Gelecek yıl o on yedi olacak.

لاكتشاف الكويكب من سبع إلى عشر سنوات ،

bir asteroit bulmak için yedi ila on yıl

تبعد مسافة عشر دقائق بالسيارة عن هنا.

Yaklaşık on dakikalık sürüş mesafesinde.

كنت بالرابعة عشر من عمري في بيته نتناقش

14 yaşlarımdayken Okuloma'nın evinde tartışıyorduk.

لذا فإنّ نقص النوم سيُهرم الرّجل عشر سنواتٍ

Yani az uyku, bir erkeği bu önemli sağlık açısından

في السابع عشر من تشرين الأول عام 2009،

17 Ekim 2009'da

حطّم كريستوفر هذا السحر عن الأشهر الإثنا عشر؛

Christopher bu 12 haftalık süreci atlattı;

مؤخراً أعطيت طالب جامعي بالثامنة عشر، حق الكلام.

Yakın zamanda 18 yaşında bir üniversite öğrencisine ödev verdim.

عاد إلى البيت لأول مرة منذ عشر سنوات.

On yıldır evine ilk defa dönüyor.

هذا الرسم يعود تاريخه الى القرن الخامس عشر.

Bu çizim on beşinci yüzyıla dayanır.

وأصبحت أحد الأصناف التجارية الأساسية في القرن التاسع عشر

ve tadı o kadar hoşuna gidiyor ki

قبل سحق منفى تشارلز الثاني عشر في معركة بولتافا.

Daha sonra Poltava Savaşı'nda XII. Karl'ın ordusunu ezdi

اربعة عشر يوماً بعد التعرض للاصابة. وتتمثل الاولية منها

on dört gün sonra ortaya çıkmaya başlarlar . Birincisi

عام الفين وثمانية عشر بلغ الناتج القومي لها اربعمائة

Yılın 2018 yılında gayri safi milli hasıla

الاحتباس الحراري. ورغم ان الثاني عشر من ديسمبر الفين

, iklim değişikliğiyle mücadelede hala tarihi bir gün olmasına rağmen,

عشنا في أوساكا عشر سنوات قبل مجيئنا إلى طوكيو.

Tokyo'ya gelmeden önce Osaka'da on yıl yaşadık.

برمجتُ أول لعبة حاسوب لي في سن الثانية عشر.

Ben ilk bilgisayar oyunumu on iki yaşındayken programladım.

عاش أبي في ناجويا لأكثر من خمسة عشر عاماً.

Babam on beş yıldan daha fazla bir süre Nagoya'da yaşadı.

أتت إلى طوكيو عندما كان عمرها ثمانية عشر عاماً.

O, 18 yaşındayken Tokyo'ya geldi.

بعد عشر دقائق من الضربة القاضية، استعاد الملاكم وعيه.

Nakavttan on dakika sonra boksör yeniden bilincini kazandı.

تعلمت العزف على الغيتار عندما كان عمري عشر سنوات.

On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.

كنت في السابعة عشر من عمري عندما اخترت حياتي المهنية.

Kariyerimi seçtiğimde 17 yaşındaydım.

وهناك تطوعت مع فتيات تترواح أعمارهن بين الخامسة والسابعة عشر،

ve orada 5 ila 17 yaşındaki kızlar için gönüllü oldum

الفيروس حيث يقول العلماء انها بين اربعة واربعة عشر يوماً

, bilim adamlarının dediği gibi, dört ila on dört gün arasında

للعراق منافع تقدر بنحو خمسة عشر مليار دينارٍ شهرياً بالاضافة

milyon tona ulaşacak. Ekonomistler, Irak limanının üçten fazla sağlamanın yanı sıra ,

لتكون الركيزة الاولى للمشروع ففي اواخر عام الفين واثنى عشر

Irak hükümeti Yunan şirket ile sözleşme imzaladı ve amaç limanın doğu dalgakıranını

موسوعة جينيس للارقام القياسية بطولٍ وصل الى ستة عشر كيلو

. On altı kilometre uzunluğunda rekorlar

بالعمل على المشروع بالكامل جاء العام الفين واربعة عشر واشتعل

çalışma talepleri artıyor.Projenin tamamında 2000 yılı geldi ve alevlendi

واربعة عشر مليار دولار. وفي الفين وعشرين الذي شهد انتكاسةً

414000000000 dolara ulaştı. Küresel bir ekonomik

مئتين وخمسين الف حالة بنسبة ثمانية عشر بالمئة من اجمالي

toplam sayısının bu dönemde dramatik bir şekilde arttığı

خمسة عشر الى عشرين سنتيمتراً. كما ان الاعتماد المستمر على

mevcut seviyesinden yaklaşık

لهذا الغاز. تليها الولايات المتحدة بنحو خمسة عشر فاصل تسعة

dahil feci sonuçlara yol, anlamına gelir

إننا نتحدث لساعة، وقتي المتاح هنا هو خمسة عشر دقيقة.

Biz bir saat konuşuyoruz, burada on beş dakika sürem var.

والدته في القصر باعتباره الخدامة لمستقبل لويس الثامن عشر. كان والده

, sarayda gelecekteki Onsekizinci Louis için oda hizmetçisi olarak görev yaptı; babası

ورفيقي في السلاح لمدة ستة عشر عامًا والذي اعتبرته صديقي المفضل ".

ve on altı yıl boyunca en iyi arkadaşım olarak gördüğüm bir silah arkadaşımı kaybettim . "

في سن الخامسة عشر ، تم إرساله إلى المدرسة العسكرية في باريس ،

birkaç hafta önce mezun olan genç bir Napolyon Bonapart'ı kaçırarak

القذافي عام الفين واحد عشر دخلت ليبيا في حالةٍ من الفوضى

durduralım, Libya ezici bir kaos durumuna girdi. Bir

الاخرس اسماء الاسد من الولادة وحتى الحكم في الحادي عشر من

Akhras, Esad'ın doğumundan iktidara gelene kadar,

المناسبة في اغسطس من عام الفين وثمانية عشر عندما اعلن عن

fırsata 2000 yılının Ağustos ayında duyurulduğunda sahip oldu.

لماذا اتت سيرة المصاعد? ساخبرك الان. في اواسط القرن التاسع عشر

Asansörler neden çıktı? Sana şimdi söyleyeceğim. On dokuzuncu yüzyılın ortalarında,

مع اواخر العام الفين واربعة عشر جاء حيدر العبادي للحكم في

2000 yılının sonunda El-Abadi Irak'ta iktidara geldi

اليوم هو الثامن عشر من يونيو و هو عيد ميلاد موريل!

- Bugün Haziran'ın 18'i ve bugün Muiriel'in doğum günü!
- Bugün 18 Haziran ve Muiriel'in doğum günü!

في 2019، على وشك أن نبدأ بأنقرة، سأفتح عشر مدارس أخرى.

2019'da başta Ankara olmak üzere, on tane daha okul açacağım.

عدتُ إلى البلدة التي وُلدتُ فيها لأول مرة منذ عشر سنوات.

10 yıldır ilk kez memleketime gittim.

بعد عشر سنوات ، رافق الجنرال روشامبو إلى أمريكا ، كجزء من الدعم الفرنسي

On yıl sonra, Fransızların Kurtuluş Savaşı'nda sömürgecilere verdiği desteğin bir parçası olarak, General Rochambeau'ya Amerika'da eşlik etti

سلطة الدولة في ليبيا كلها بحلول عام الفين واربعة عشر عاد المشير

çatışma arenasına dönüştürdü. 2000 yılına kadar emekli

لندن الى سيدة القصر الجمهوري في الثامن عشر من ديسمبر من ذات

aynı yılın onsekiz Aralık'ında bir kız Londra'dan Lady Başkanlık Sarayına

من العيش في الظل انهتها وفاة انيسة عام الفين وستة عشر لتخرج

Gölgelerde yaşamaktan, Anisa'nın iki bin on altı yıldaki ölümünü sona erdirdi, böylece

وخمسة عشر ما زال يوماً تاريخياً في مكافحة تغير المناخ بعد توقيع

küresel ısınma oranını sanayi öncesi değerlere kıyasla iki santigrat derecenin altında

"تشانغ ون شوان " البالغ من العمر عشر سنوات هو واحد من هؤلاء الطلاب.

10 yaşındaki Chang Wenxuan, bu öğrencilerden biri.

أعرف أن كان هنالك الكثير مما دور في عقلي الصغير ذو عشر سنوات.

10 yaşındaki küçük aklımdan çok şey geçiyordu.

في القرن الثالث عشر، ظهرت قوة جديدة على السهوب المنغولية بقيادة جنكيس خان

13.yy da moğol steplerinden halkını savaş ve fetihler için mobilize eden Cengiz Han tarafından

في فرنسا ، يعود لقب مارشال أو ماريشال إلى القرن الثالث عشر على الأقل.

Fransa'da Mareşal veya Maréchal unvanı en azından 13. yüzyıla kadar uzanıyor.

في فرنسا ، يعود لقب المارشال أو ماريشال إلى القرن الثالث عشر على الأقل.

Fransa'da Mareşal veya Maréchal unvanı en azından 13. yüzyıla kadar uzanıyor.

انه امرٌ طبيعي. لكن ما رأيك اذا اخبرتك انها بنيت في القرن عشر.

. Ama size 19. yüzyılda inşa edildiğini söylersem ne düşünüyorsunuz? O zamanlar çölde ve güneşin

في عام 1258، ساروا في بغداد بخمسة عشر تومًا، أي ما يعادل 150،000 جندي

1258 de Bağdata 15 tümenle harekete geçtiler.Sayıları 150 bini buluyordu.

لم يتغير الهيكل العام لنظام بيرتييه إلا قليلاً على مدار الثمانية عشر عامًا التالية ،

Berthier'in sisteminin genel yapısı, önümüzdeki 18 yıl içinde çok az değişti

فاز جوميني بالشهرة كواحد من أعظم المفكرين العسكريين في القرن التاسع عشر ، وخدم ناي

yardım etti. Jomini, 19. yüzyılın en büyük askeri düşünürlerinden biri olarak ün kazandı ve

ادّعى سامي أنّه ممرّض في مستشفى بالقاهرة عندما كان في سنّ السّادسة عشر فقط.

Sami henüz on altı yaşındayken bir Kahire hastanesinde hemşire olarak çalışıyordu.

في الواقع قد تم تشخيص جين، حين كانت في سن الثامنة عشر ونصف، باضطراب نفسي

Jane'e on sekiz buçuk yaşında, adına borderline denilen