Translation of "والذي" in Turkish

0.043 sec.

Examples of using "والذي" in a sentence and their turkish translations:

والذي كان العمل.

kabul edilme yolları aradım

والذي سيلهمنا لنعمل.

umudu aramalıyız.

والذي جعل ذلك ممكنًا.

O vesile olmuş.

والذي يضر بصحة الجليد.

ve buzullarımızın sağlığına zarar verir.

والذي يعطي قيود بديلة،

ortak oldular.

والذي قد يجادلك الرأي.

meydan okuyabilecek biriyle konuşun.

والذي يمتد عبر 36 شركة،

onlarca milyar pazar geliri sağladığım

والذي يليه مضاعفًا 4 مرات،

ve bir sonraki dört

والذي منحني شعوراً مديداً بالاطمئنان.

bana uzun süren hoşnutluk hissettiriyordu.

والذي سيفسره معظمنا كرمز للحب،

çoğumuz bunu aşkın sembolü olarak yorumlar

والذي سوف يغطي كل السكان،

yüksek nitelikli karakteristik özelliklere göre

والذي يدعى خريطة المساحة المتساوية

eşit alan haritası olarak bilinen Gall-Peters projeksiyonunu kullanabilirsiniz.

والذي يضم عشرات الآلاف من الأشخاص.

e-Vatandaşlık adlı bir program başlattık.

والذي كان أسيراً في الحرب الفيتناميّة.

Amiral Stockdale'in tecrübesine dayandım.

بدأ اليساريون، والذي كان عددهم قليلاً،

O dönemde sol kesim küçüktü

فذهبت معه إلى اجتماعات، والذي كان يحدث،

Böylece onunla görüşmelere gittim ve olan,

والذي ندعي بأننا نريدهم أن يرونا إياه.

onları ayıplıyor ve sorunu kötüleştiriyoruz.

والذي قد أُبغض ومُحي ببعض الطرق المحددة.

LGBTQI kadınlarının cinselliği için bu ikiye katlanıyor.

والذي جعل ذلك ممكناً، هي فضيلة التحضر.

Bunu mümkün kılan, nezaket erdemiydi.

والذي يبلغ من العمر ثلاثة أعوام فقط.

Oğlan ancak üç yaşındaydı.

والذي يقودنا الى مجال الإمكانيات اللامتناهية والابتكار اللامتناهي.

sonsuz ihtimalin, sonsuz yaratıcılığın alanına,

والذي له مذاقٌ رائق وطريقة استخدام أسهل بكثير

Nikotin tuzunun tadı daha yumuşak, kullanımı çok daha kolay

والذي صممّ ليساعدنا على فهم كوكبنا بشكل أفضل.

yeni bir tür robot göstermek istiyorum.

والذي من الخطر تطبيقه ومن المكلف الإبقاء عليه.

ki hem yerleştirmesi zor, hem de koruması pahalı.

والذي يستخدم 3 وات فقط من الطاقة للتحكم

ki bu konsept kontrol etmek için sadece üç vat güç kullanıyor

والذي لا تعمل أي من المبادئ الأخرى بدونه.

saygı olmadan diğer ilkeler işe yaramaz.

موقف مميز ومتسق للغاية ، والذي أسميه "عقلية الفايكنج".

ifade ediyorlar ki buna 'Viking zihniyeti' adını veriyorum.

والذي وضع استراتيجية التوسع العثماني الأول في أوروبا

ve ilk Osmanlı arazilerini Avrupa`ya taşımış Sultan I Murat da

الاجتماع السنوي الاول لمؤسسة العرين الانسانية والذي اقيم

ilgili birçok soru sordu. 2000 yılının Ekim ayında, Humus'taki Bab Amr Stadyumu'nda

والذي يشير إلى إزالة حساسية حركة العين وإعادة المعالجة.

göz hareketleriyle duyarsızlaşma ve yeniden işleme metoduna yönlendirildik.

والذي قمت به هو أنني زدت من ثقة فريدا.

ve tek yaptığım Freda'nın özgüvenini arttırmaktı.

وهذا يقود إلى إدراكي الثالث، والذي استعرته من أينشتاين:

Böylece Einstein'dan ödünç aldığım üçüncü farkındalığım oluştu.

‫والذي بدوره يغير أساس الكثير‬ ‫من حيوات المخلوقات البحرية.‬

Bu durum da pek çok deniz canlısının hayatındaki kilit olayları belirler.

والذي يجب أن يكون مضغوطًا، أو قابلًا للضغط، وخفيفًا،

sonuçta bunların da kompakt olması lazım, katlanabilir ve hafif.

مصطفى الكاظمي رئيس المخابرات السابق والذي عاد ليحيي الامال

için umutlar canlandırmak döndü Mustafa El-Kazemi, eski istihbarat şefi

والذي كان مكافأتي المباشرة وكان يخبرني، "أنت تقوم بشيء جيد"

Bu benim hızlı ödülümdü ve bana "İyi gidiyorsun," diyordu.

والذي هو ضروري للغاية لجعل الأمر ينجح على نطاق عالمي.

denklik konusundan veya iklim adaletinden bahsetmiyor.

والذي بقي على قيد الحياة لسنوات في معسكر نازي للمعتقلين.

uzun yıllar hayatta kalmayı başaran bir nörolog ve psikiyatrist.

والذي قمنا به هنا، هو أننا ألفنا تجربة جديدة كلياً

ve burada Venüs sinekkapanının

المتعة الشائع عند الشيعة والذي فيه يتمتع الرجل بمدةٍ معينةٍ

olan muta'a evliliğine benzer bir versiyonda gördüler ki, erkeğin kadınla

ورفيقي في السلاح لمدة ستة عشر عامًا والذي اعتبرته صديقي المفضل ".

ve on altı yıl boyunca en iyi arkadaşım olarak gördüğüm bir silah arkadaşımı kaybettim . "

لكنه ظل في الميدان ، موجهًا الهجوم ... والذي كان ، في النهاية ، ناجحًا.

ancak sahada kalarak saldırıyı yönetti ... ki bu sonuçta başarılı oldu.

أكثر تابع موثوق به، والذي أقام معه صداقة متينة، مدركًا أهمية

en güvenilir vasalı seçti ve daha sonra onunla dostane bir ilişki kurdu

والذي تسبب بدمارٍ هائلٍ في المدينة على مدار ثلاثة ايامٍ في

bu da yılın Ekim ayında bin sekiz yüz yetmiş yıl

الدقيقة المتمثلة في فرض "قانون الوساطة" الخاص به على سويسرا ، والذي نفذه

. Paris'te tanıştıklarında birbirlerine ısındılar; Napolyon

تم تبرير قرارهم عندما فاز الفيلق السادس بعمل رائع في Elchingen ، والذي

emirleri görmezden gelmeye teşvik etti. Kararları, Altıncı Kolordu Elchingen'de

أن يغنيها Bodvar Bjarke في صباح آخر موقف لـ Hing Hrolf ، والذي

önce tartıştığımız Hing Hrolf'un son standının sabahında Bodvar Bjarke tarafından söylenmesi

‫هذا الشرير الصغير جداً وغير المرئي تقريباً‬ ‫والذي يولد وهو غاضب ويقتل الآلاف.‬

Doğuştan öfkeli, binlerce leşi olan, neredeyse görünmez, ufak bir gulyabani.

الراسي عند مصب نهر الدانوب، والذي أخبرهم أنه يمكنهم التحرك في اتجاه أعلى النهر.

Tuna nehrinin ağzında demir atmış səlib donanması ilə əlaqəni möhkəmləndirdilər, onlara artıq yuxarı doğru hərəkət edə biləcəklərini söylədilər.

والذي شهد تقدم القوات الفرنسية لمسافة 100 ميل تقريبًا عبر الجبال في 8 أيام فقط.

Fransız birliklerinin dağlardan sadece 8 günde neredeyse 100 mil ilerlediklerini gören ünlü Alpler geçişini planladı .

على تدخل روماني طويل المدى في أيبيريا، والذي أصبح ممكنا بفضل نجاح غانيوس في معركتي

...müdahil olma konusunda kararlılığıydı. Bu durum Gnaeus'un...