Translation of "الكاميرا" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "الكاميرا" in a sentence and their turkish translations:

أريد هذه الكاميرا.

Ben bu fotoğraf makinesini istiyorum.

لأنّك إن كنتِ عاهرة، على الكاميرا أو بعيداً عن الكاميرا،

Çünkü kamera önünde ya da değil, fahişeyseniz,

عندما أكون خلف الكاميرا،

Ben kameranın arkasındayken

متى يساعدني استخدام الكاميرا،

Kameramı ne zaman ortaya çıkarsam bana yardımı olur

ولا بصوت قفل الكاميرا،

bir deklanşör sesi ile

وأذهب عبر الكاميرا ونقلها إليك

ve kamera karşısına geçip bunları size aktarıyorum

انظروا ، هل يمكنني تشغيل الكاميرا؟

bak kamerayı açayım mı?

هذه هي الكاميرا الوحيدة لدي.

Bu sahip olduğum tek kameradır.

اخترت أن ألتقط الكاميرا بدل السلاح.

elime bir silah değil bir kamera aldım.

يكمن السحر هنا في نظام الكاميرا.

Sihir burada, bu kamera sisteminde oluyor.

يمكن للمعلم فتح الكاميرا والميكروفون إذا وافق

onay verirlerse kamerısını ve mikrofonunu öğretmen açabiliyor

ثم أذهب إلى الكاميرا وأخبرك بهذا الموقف

Daha sonra kamera karşısına geçip sizlere anlatıyorum bu durumu

- سأعطيك هذه الكاميرا.
- سأعطيك آلة التصوير هذه.

Bu kamerayı size vereceğim.

لم تستطع أخذ الكاميرا أو الهاتف الخاص بك؟

kamera ya da telefonunuzu getiremeseniz?

لذا لا يتمكن نظام الكاميرا من رؤيته بشكل مباشر.

Yani bizim kamera sistemimiz aslında bunu doğrudan görüyor.

- ماذا فعلت بتلك الكاميرا؟
- ما الذي فعلته بآلة التصوير تلك؟

O kamera ile ne yaptın?

لأكون الحارس الوحيد الذي اقتربت الكاميرا منه على التلفاز تلك الليلة.

O gece TV'de yakın çekim yapılan tek güvenlik bendim.

في الكاميرا التي أستخدمها الآن ، ألتقط مقاطع فيديو بأخذ 25 إطارًا في الثانية

benim şu an kullandığım kamerada ben saniyede 25 kare görüntü alarak video çekiyorum

‫أحيانًا، إن كانت في مزاج مرح،‬ ‫لا يمكنك ترك الكاميرا هناك لفترة طويلة.‬

Bazen, oyuncu bir ruh hâlindeyken kamerayı çok bırakamıyordum.