Translation of "الخطورة ‬" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "الخطورة ‬" in a sentence and their turkish translations:

‫الأمر أصبح شديد الخطورة الآن.‬

Burası oldukça tehlikeli.

‫الأمر أصبح في غاية الخطورة الآن.‬

Bu gittikçe tehlikeli bir hâl alıyor.

لكون شيء مثل تغير المناخ مشكلة بهذه الخطورة،

iklim değişikliği gibi bir şey neden önemli bir sorun,

كبار المهندسين في ناسا في البداية شديد الخطورة.

olarak değerlendirildi .

‫من الخطورة بمكان‬ ‫أن يتواجد الجميع في مكان واحد.‬

Bütün bir popülasyonun tek bir yerde olması çok büyük bir risk.

‫الخطورة هي أن تقوم به‬ ‫عندما لا تكون واثقاً مما أمامك.‬

bu işin tehlikesi ileride ne olduğunu bilmemektir.

‫لدغة الأفعى المجلجلة هي تذكير مؤلم‬ ‫بحجم الخطورة ‬ ‫التي يمكن أن تكتنف مثل هذه المهمة.‬

Çıngıraklı yılan ısırığı böyle bir görevin ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatan bir gösterge.