Examples of using "التحدث" in a sentence and their turkish translations:
yavaş konuşmak.
Konuşabilirsin.
tecavüz ve cinsel istismar hakkında
Baş hemşire ile konuşmak istiyorum.
sonsuza dek konuşacağımız bir şeyler.
Onunla konuşmak çok zordu.
Kimle konuşmak istiyorsun?
topluluk karşısında konuşma heyecanı geliyor.
Tom benimle konuşmayı reddetti.
Müdürle konuşmak istiyorum.
"Fransızca konuşmayı biliyor musun?" "Hayır, ama İngilizce ve Almanca konuşabiliyorum."
Renk teorisinden bahsedebilirim;
İngilizce konuşmak kolay değildir.
Onunla yalnız konuşmak istiyorum.
Tüm arkadaşlarım Fransızca konuşabilir.
Tom neden benim ile konuşmak istiyor?
Öyleyse biyoloji hakkında mı konuşuyorum yoksa jeoloji hakkında mı?
Annemlerle konuşmak en kötü kısımdı.
Diğeriyse iç-konuşma.
Olumsuz olan öz-konuşmayı bırakın.
seks ve vücut bölümleri hakkında konuşmayı öğretirsek,
fiilen Fransızca işlendiğine bağlı.
Sohbeti güzel biriydi,
de konuşamıyoruz... neyse...
Üzgünüm ama o konuda konuşmak istemiyorum.
Fransızca konuşabilen birini istiyorum.
Acil bir konu hakkında seninle konuşmam gerek.
Seninle başka bir şey hakkında konuşmak istiyorum.
Tom kendisi hakkında konuşmayı sevmiyor.
Hislerim hakkında konuşmakta sıkıntı yaşıyorum.
Affedersiniz, sizinle kısa bir süre konuşmak istiyorum.
Şimdi gerçekten onun hakkında konuşmak istiyor musun?
Hepimizin kafasında bu olumsuz iç-konuşma var.
herkesle konuşabilirler, konuşurlar da,
Bursa'da bir Tedx konuşması bana teklif edildiğinde,
Tüm bu yatırımcılarla konuşma sürecinde,
Burada da kişisel deneyimlerime dayanarak konuşabilirim.
Korkarım ki Tom seninle konuşmak istemiyor.
Tom onu tekrar tekrar söylemek zorunda değildi.
Sami, Berberidir ama Berberice konuşamaz.
Biriyle konuşmak istiyorsanız
Programla alakalı her şeyi söylemektense, ki söyleyeceğim,
mümkün olduğu kadar çok sayıda insanla
"Kimer dilini akıcı olarak konuşmayı öğrendim" dedim.
Şimdi meşgul, bu yüzden seninle konuşamaz.
O bu konuda konuşmamı istemiyor.
- İngilizce konuşabiliyor musun?
- İngilizce konuşabilir misin?
- İngilizce konuşur musun?
İngilizce konuşmak eğlenceli.
Topluluk karşısında konuşmanın bir eğitimi olmalı dedim
Tom Mary'yi John'la konuşmaktan vazgeçirmeye çalıştı.
Konuşmak istediğin başka biri var mı?
en kötü ihtimalle podkastlarımız hakkında konuşurduk.
Tom dün tartıştığımız hakkında konuşmamı istemiyor.
Dedi ki ''Zaten topluluk karşısında konuşma heyecanı duymanın
Yeni plan hakkında onunla konuşmalıyım.
Renk ilişkilendirilmelerinden bahsedebilirim; kültürden kültüre,
genel konular hakkında biraz daha fazla bilgi sahibi olmaya çalışmak zorundaydım.
Değil mi? Hepimizin kafasında dönen bir iç-konuşma kaseti var."
Onlarla konuşmamı istiyor musun?
Kulağa oldukça kaba gelebilir
topluluk karşısında konuşma heyecanımı kontrol altına alabilmek için
"Üç bina arasında konuşamazsak Ay'a nasıl gideceğiz?"
Ben sorumlu kişiyle konuşabilir miyim?
yani hocam, ben de şu sahneye çıktığımda