Examples of using "صعبًا" in a sentence and their turkish translations:
Bunu yapmak da zordu.
Onunla konuşmak çok zordu.
o kadar zor durumdayken
gerçekten çok zordu.
onunla baş etmen çok zor,
Bunlar hakkında konuşmak oldukça güç,
Bu da zor, hem de çok zor olabiliyor.
Sara ile ilk çalışmaya başladığımda, çok zordu.
Osmanlı İmparatorluğu henüz Kosova savaşında zor ama önemli bir zafer kazandı
Görüntü sakindi, ancak 1968 ABD için zor bir yıldı.