Translation of "Salonu" in Spanish

İzleyici salonu doldurdu.

El público llenó el auditorio.

Spor salonu nerede?

¿Dónde está el gimnasio?

Sinema salonu doluydu.

- La sala de cine estaba petada.
- La sala de cine estaba repleta.

Okulun spor salonu genişletildi.

El gimnasio de la escuela fue extendido.

Burası Roma'da bir konser salonu.

Aquí, en Roma, hay una sala de conciertos.

Güzellik salonu cumartesi günleri doludur.

El salón de belleza está lleno los sábados.

Bu yeni bir sinema salonu.

Es un nuevo cine.

Açık bir ev, bir konser salonu

es una casa abierta, una sala de conciertos

Kasabada eski bir sinema salonu var.

Hay un viejo cine en la ciudad.

10 gün süresince bir topluluk salonu oluşturulur,

se levanta un edificio comunal que permanece en pie 10 días.

Bu kentte üç tane güzellik salonu var.

En esta ciudad hay tres salones de belleza.

Evimin önünde büyüleyici bir pasta salonu var.

Frente a mi casa hay una pastelería encantadora.

Ben gittiğimde konferans salonu mağara gibi ve karanlıktı.

Pero cuando aparecí, el aula era cavernosa y oscura.

Büyük salonu, ünlü bir şampiyonlar grubunu eğlendirdiği Lejre'nin yakınında duruyordu.

Su gran salón estaba cerca de Lejre, donde entretuvo a una famosa banda de campeones.