Translation of "Günleri" in Spanish

0.016 sec.

Examples of using "Günleri" in a sentence and their spanish translations:

Doğum günleri önemlidir.

Los cumpleaños son importantes.

Pazartesi günleri çalışmıyorum.

No trabajo los lunes.

Rüzgarlı günleri sevmiyorum.

No me gustan los días ventosos.

Pazar günleri dinlenirim.

Los domingos me relajo.

Onun günleri sayılı.

- Sus días están contados.
- Ella tiene los días contados.

Tom'un günleri sayılı.

Los días de Tom están contados.

Eğer felçli günleri saymazsak

si pudiéramos olvidarnos de la parálisis,

Mağaza Pazartesi günleri kapalıdır.

Los lunes la tienda está cerrada.

Pazar günleri kiliseye giderim.

Voy a la iglesia los domingos.

Eski günleri gerçekten özlüyorum.

Echo mucho de menos aquellos días.

Pazar günleri ne yaparsın?

¿Qué haces los domingos?

Pazar günleri çamaşır yıkarım.

Yo lavo la ropa los domingos.

Pazar günleri çalışır mısın?

¿Trabajas los domingos?

Pazar günleri sinemaya giderdi.

Solía ir al cine los domingos.

Pazar günleri kiliseye giderdim.

Yo solía ir a la iglesia los domingos.

Pazar günleri okula gitmem.

Los domingos no voy al colegio.

Kütüphane pazar günleri kapalıdır.

La biblioteca está cerrada los domingos.

O günleri nasıl unutabilirim?

¿Cómo puedo olvidar aquellos días?

Giriş pazar günleri ücretsizdir.

La entrada es gratuita los domingos.

Cumartesi günleri okula gitmem.

No voy a la escuela los sábados.

Pazar günleri genellikle uyurum.

Solía echarme una siesta los domingos.

Giriş pazar günleri bedava.

La entrada es gratuita los domingos.

Tiyatro pazar günleri açardı.

El teatro solía abrir los domingos.

Pazar günleri çalışmaya karşıyız.

Estamos en contra de trabajar los domingos.

O günleri hatırlayıp birazcık gülümseyelim

Recordemos esos días y sonriemos un poco

Hatırlayın o günleri haydi.. haydi.

recuerda esos días .. vamos

Artık Kanal D günleri başladı

Los días del canal D ya comenzaron

Pazar günleri genellikle ne yaparsın?

¿Qué sueles hacer los domingos?

Banka, Pazar günleri açık değil.

El banco no está abierto los domingos.

Sonunda tatil günleri sona erdi.

Ya se acabaron las vacaciones.

O Pazar günleri genellikle evdedir.

Ella generalmente está en casa los domingos.

O, Pazartesi günleri buraya gelirdi.

Solía venir los lunes.

Pazar günleri ne yapmak istersin.

¿Qué te gusta hacer los domingos?

Pazar günleri her zaman evdeyim.

Siempre estoy en casa los domingos.

Tiyatro cumartesi günleri bile açılırdı.

El teatro solía estar abierto incluso los sábados.

Ben Pazar günleri evde kalırım.

Me quedo en casa los domingos.

Müze Pazar günleri açık değil.

El museo no abre los domingos.

Pazar günleri ne zaman kalkarsın?

¿A qué hora te levantas los domingos?

Birlikte geçirdiğimiz mutlu günleri hatırlıyorum.

Recuerdo los días felices que pasamos juntos.

Onlar pazar günleri kiliseye giderler.

Van a la iglesia los domingos.

O, pazar günleri müzeye giderdi.

Ella solía ir al museo los domingos.

Pazar günleri asla evde değilim.

Los domingos nunca estoy en casa.

Pazar günleri çoğunlukla şekerleme yapardım.

Solía echarme una siesta los domingos.

Cumartesi günleri okulun var mı?

¿Tienes escuela los sábados?

Güzellik salonu cumartesi günleri doludur.

El salón de belleza está lleno los sábados.

Tiyatro sadece pazartesi günleri açardı.

El teatro solía abrir solo los lunes.

Tom pazartesi günleri ne yapar?

¿Qué hace Tom los lunes?

Cumartesi günleri asla alışverişe gitmem.

Nunca voy de compras los sábados.

Buraya genellikle salı günleri gelir.

Ella suele venir aquí los martes.

Onlar cuma günleri balık yerler.

Comen pescado los viernes.

Pazar günleri çalışmak zorunda değilsin.

No tienes que trabajar los domingos.

Pazar günleri asla boş değilim.

Nunca estoy libre los domingos.

Bankalar cumartesi günleri açık değildir.

Los bancos no abren los sábados.

Anne pazar günleri kurabiyeler pişirir.

Mi madre hace galletas los domingos.

Buraya sadece pazartesi günleri gelirim.

Sólo vengo aquí los lunes.

Her hafta Pazartesi ve Salı günleri piyano eğitimi, Çarşamba ve Cuma günleri dans.

Cada semana ensayo piano el lunes y el martes, y baile el miércoles y el viernes.

Pazar günleri her zaman evde değildir.

Él no siempre está en casa los domingos.

O, pazartesi günleri her zaman evdedir.

Siempre está en casa los lunes.

Okul Cumartesi günleri öğleden önce biter.

La escuela acaba antes del mediodía los sábados.

Ah, o bana eski günleri hatırlatır.

¡Ah, eso me recuerda a los viejos tiempos!

O, Pazartesi günleri her zaman evdedir.

Siempre está en casa los lunes.

Bir siyasetçi olarak onun günleri sayılı.

Sus días de político están contados.

Kız arkadaşı ile Cumartesi günleri buluşmaktadır.

Él se ve con su novia los sábados.

Pazar günleri her zaman evde değilim.

- No siempre estoy en casa los domingos.
- No siempre estoy en la casa los domingos.

O, pazar günleri nadiren dışarı çıkar.

Ella raras veces sale los domingos.

Pazar günleri her zaman evde değiliz.

No siempre estamos en casa los domingos.

Pazar günleri çoğunlukla onunla tenis oynardım.

Yo a menudo solía jugar tenis con él los domingos.

Pazartesi ve Cuma günleri İngilizce çalışırım.

Estudio inglés los lunes y los viernes.

Müzenin Pazartesi günleri kapalı olduğunu anlıyorum.

Tengo entendido que el museo está cerrado los lunes.

Bu mağaza pazar günleri açık mı?

¿Esta tienda abre los domingos?

Cumartesi günleri, genellikle bu parkta yürürüz.

Acostumbramos caminar en este parque los sábados.

Pazar günleri büyük ebeveynlerimi ziyaret ederim.

Los domingos visito a mis abuelos.

Pazar günleri hariç her gün çalışırım.

- Trabajo todos los días, excepto en domingo.
- Trabajo cada día, salvo los domingos.

Allah o günleri bir daha göstermesin.

Dios no quiera que esos días se repitan.

Hatırlayalım o günleri canımızı sıkmaya değmez be

recordemos que no vale la pena molestarse esos días

O, Pazar günleri her zaman evde kalır.

Siempre se queda en casa los domingos.

Ben genellikle Pazar günleri çalışmak zorunda değilim.

Normalmente no tengo que trabajar los domingos.

Giriş ücreti 6 £ ama Pazar günleri ücretsiz.

La entrada cuesta seis euros, pero los domingos es gratis.

Biz pazar günleri hariç her gün çalışırız.

Trabajamos todos los días, excepto los domingos.

Tom ve Mary genellikle Pazar günleri dinlenirler.

Normalmente Tom y Mary descansan los domingos.

Biz cappuccino içtik ve eski günleri anımsadık.

Bebimos capuccinos y rememoramos.

Tatillerde, ben günleri hiçbir şey yapmadan geçirdim.

Pasé días sin hacer nada en las vacaciones.

Birçok katolik Cuma günleri niçin balık yer?

¿Por qué muchos católicos comen pescado los viernes?

Tom Pazar günleri neredeyse her zaman evdedir.

Tom casi siempre está en casa los domingos.