Translation of "Avcı" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Avcı" in a sentence and their spanish translations:

Avcı, tilkiyi yakaladı.

El cazador atrapó al zorro.

Yerleşik avcı-toplayıcıların olması,

descubiertos hace 20 o 25 años;

Peki o zavallı avcı?

¿Y qué del pobre cazador?

Avcı uçağı bombalarını bıraktı.

El avión de combate arrojó sus bombas.

Fil avcı tarafından öldürüldü.

El cazador mató al elefante.

Avcı geyiğin derisini yüzüyordu.

El cazador estaba despellejando al ciervo.

Avcı bir tilki vurdu.

El cazador le disparó a un zorro.

Yerleşik avcı-toplayıcıların yerleşim yerleri.

Campamentos de cazadores-recolectores

Avcı ve avın şartları eşitleniyor.

El predador y la presa están igualados.

Avcı toplayıcıyız avı toplayıcı nedir?

somos cazadores-recolectores ¿Qué es el cazador-recolectores?

Ve insanlar avcı toplayıcı ise

y si las personas son cazadoras recolectoras

Avcı bir geyiğe ateş etti.

El cazador le disparó a un ciervo.

Avcı bir ayıya ateş etti.

El cazador disparó a un oso.

Avcı ayının izlerini takip etti.

El cazador siguió las huellas del oso.

Bütün dünyada insanlar hâlâ avcı-toplayıcıyken,

cuando alrededor del mundo las poblaciones eran todavía cazadores o recolectores,

Bu bölüm, avcı-toplayıcı topluluklardan tarıma,

Un capítulo sobre la transición en las sociedades cazadoras-recolectoras

Avcı oluyor ve o karıncayiyeni öldürüp

se convierte en cazador y mata a ese oso hormiguero

Avcı kuşa nişan aldı fakat ıskaladı.

- El cazador le apuntó al pájaro, pero falló.
- El cazador le apuntó al ave, pero falló.

- Doğanlar avcı kuşlardır.
- Doğanlar yırtıcı kuşlardır.

Los halcones son aves de presa.

Tom avcı bıçağı ile Mary'yi bıçakladı.

Tom apuñaló a Mary con un cuchillo de cazador.

Koca gözlerini hedefinden ayırmayan saldırgan bir avcı.

Un cazador agresivo con sus ojos puestos en el premio.

Bu beyaz avcı örümcek kendine eş arıyor.

Esta araña dama blanca busca pareja.

Tom geceyi eski bir avcı kulübesinde geçirdi.

Tom pasó la noche en una vieja chabola de caza.

Kurt kırmızı başlıklı kızı yedi. Avcı kurtu vurdu.

El lobo se comió a Caperucita Roja. El cazador le pegó un tiro al lobo.

- Kartal avcı bir kuştur.
- Kartal yırtıcı bir kuştur.

El águila es un ave rapaz.

Avcı bir yol biliyorsa av kırk yol biliyordur.

Si el cazador conoce un camino la presa conoce cuarenta.

Köpeği dâhil etmiyoruz: Avcı-toplayıcılar tarafından zaten önceden evcilleştirilmişti.

Excluimos al perro; fue domesticado antes por los cazadores-recolectores.

Yani insanlar avcı toplayıcıyken bu yapıyı mı inşa etti?

Quiero decir, ¿la gente construyó esta estructura cuando eran cazadores-recolectores?

Kırkayağın avcı olarak temel görevi böcek popülasyonlarını kontrol altında tutmaktır.

El papel principal del ciempiés como depredador es mantener a raya la población de insectos.

Bu defa o yumurta bırakacak. Etrafta daha az avcı var.

para poner sus propios huevos. Con menos depredadores a la vista,

Av ya da avcı ol, ama avcıyı ava götüren köpek olma.

Sé cazador o sé presa, pero no seas el perro que lleva al cazador a su presa.

Bir kurnaz avcı, Christopher Columbus bir zamanlar kırmızı bir başlık giydi ve ormana gitti. Şüphesiz, o büyük kötü kurdu cezbetti, onu yakaladı, ve bağıran kurdu gemisine geri götürdü.

Un astuto cazador, Cristóbal Colón, una vez se puso una caperuza roja y se adentró en el bosque. Sin dudarlo, atrajo al Gran Lobo Malvado, lo atrapó y se llevó a rastras al lobo que gritaba de vuelta a su barco.