Translation of "Olacaktır" in Spanish

0.011 sec.

Examples of using "Olacaktır" in a sentence and their spanish translations:

Iyi olacaktır.

La llenan.

Sonuçlar olacaktır.

Habrá consecuencias.

Ve yanıltıcı olacaktır.

e ilusoria.

Birçok şey olacaktır.

Se convertirá en muchas cosas.

Bir sorun olacaktır.

Habrá un problema.

Kaçınılmaz sonuçları olacaktır.

Habrá consecuencias inevitables.

Plan başarılı olacaktır.

El plan funcionará.

Büyük bir mesafe olacaktır

habrá una gran distancia

İmparator, Devletin sembolü olacaktır.

El emperador será el símbolo del estado.

Önümüzdeki kış sert olacaktır.

El próximo invierno será duro.

Şimdiye kadar orada olacaktır.

Ya estará ella allá.

Seni gördüğüne memnun olacaktır.

Estará contento de verte.

O şimdilik yeterli olacaktır.

Eso será suficiente por ahora.

Her şey yardımcı olacaktır.

Cualquier cosa ayudará.

Bizim zafer ebedi olacaktır.

Nuestra gloria será eterna.

Aynı kalite ve etkinlikte olacaktır.

tanto en países del primer mundo como del tercer mundo.

Mutluluğumuz koşulların keyfine kalmış olacaktır.

Nuestra felicidad siempre dependerá de las circunstancias.

Arkadaşlarınızı savunmanız daha kolay olacaktır.

es fácil para ti abogar por apoyo.

Bu ilaç size yardımcı olacaktır.

- Esta medicina te ayudará.
- Esta medicina le va a ayudar.

Bu pusula gezinde faydalı olacaktır.

- Esta brújula te será útil en el viaje.
- Esta brújula os será útil en el viaje.
- Esta brújula le será útil en el viaje.
- Esta brújula les será útil en el viaje.

O, iyi bir koca olacaktır.

- Él será un buen marido.
- Será un buen marido.

Bu yasanın yoksullara faydası olacaktır.

Esta ley beneficiará a los pobres.

Tom Mart ayında otuz olacaktır.

- Tom tendrá treinta años en marzo.
- Tom cumple treinta años en marzo.

Bunların nadir ve değerli çıktıları olacaktır

que producen resultados únicos y valiosos,

Bu, geceyi geçirmek için yeterli olacaktır.

Y esto debería servir para pasar la noche.

öğretmenler gelecek nesil sizin eseriniz olacaktır

los maestros de la próxima generación serán tu obra maestra

Doğum günün için bir bisikletin olacaktır.

Recibirás una bicicleta para tu cumpleaños.

Öylesine bir plan kesin başarısız olacaktır.

Un plan así está destinado a fallar.

Onun öğüdü size çok yararlı olacaktır.

- Su consejo te resultaría muy útil.
- Su consejo te resultaría muy útil a ti.
- Su consejo os resultaría muy útil.
- Su consejo os resultaría muy útil a vosotras.
- Su consejo os resultaría muy útil a vosotros.
- Su consejo le resultaría muy útil a usted.
- Su consejo les resultaría muy útil a ustedes.

O, on dakika içinde burada olacaktır.

Estará ahí en diez minutos.

Ona rica ederseniz, size yardımcı olacaktır.

- Si se lo pides, te ayudará.
- Te ayudará si se lo pides.

Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.

Donde hay vida, hay esperanza.

Kesinlikle önerin hakkında şüpheler var olacaktır.

- Ciertamente habrá dudas sobre tu propuesta.
- Ciertamente habrá dudas sobre su propuesta.

Yanlış anlaşılabilen herhangi bir şey olacaktır.

Todo lo que puede ser malentendido será malentendido.

Toplumda konuşmak onun için zor olacaktır.

Va a ser difícil para él hablar en público.

Bu hap al. Uyumana yardımcı olacaktır.

Toma esta pastilla. Te ayudará a dormir.

Biz geldiğimizde Tom zaten uykuda olacaktır.

Tom ya estará dormido cuando lleguemos.

Her zaman benim gibi insanlar olacaktır.

Siempre habrá gente como yo.

İnsanlar bir şeyi geri alırsa, mutlu olacaktır.

Los hombres estarán felices si recuperan algo.

Bu, hayatımın en iyi anılarından biri olacaktır.

Este será uno de los mejores recuerdos de mi vida.

Bu sözlük sizin için çok yardımcı olacaktır.

Este diccionario te será de mucha ayuda.

Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.

- Deberemos seguir el plan por nuestro propio beneficio.
- Será por nuestro mutuo beneficio seguir el plan.

Kamera en az $500'a mal olacaktır.

La cámara costará al menos 500 dólares.

Yalnız kulaklarımıza ulaşan başka tonlar da olacaktır.

Pero existen otros tonos que llegan a nuestros oidos tambien.

Bu kararın geniş ve ciddi sonuçları olacaktır.

Esa decisión tendrá amplias y serias consecuencias.

Belki de geleceğin sosyal medyası daha iyi olacaktır.

Por eso, quizá las redes sociales sean mejores en el futuro.

Kurtarma ekibi çağırmaktan başka çok az seçeneğiniz olacaktır.

No tendrán muchas más opciones que llamar al rescate.

Pek çok insanın uykusu için bu optimal olacaktır.

Eso es lo óptimo para el sueño de la mayoría de la gente.

şu an sahip olduğumuzdan çok daha iyi olacaktır.

será mejor de lo que tenemos ahora.

Sizi hasta edebilecek bir sürü şeyle dolu olacaktır.

Está llena de cosas que pueden enfermarlos.

Bu pek hoş kokmayacak ama serinlememe yardımcı olacaktır.

No va a oler muy bien, pero me refrescará un poco.

Her zaman savaş vardı ve her zaman olacaktır.

Siempre ha habido guerras y siempre habrá.

Kışın gelmesi ile, dağlar yakında karla kaplı olacaktır.

- El invierno está al caer, pronto las montañas se cubrirán de nieve.
- El invierno está por caer, pronto las montañas se cubrirán de nieve.

Yarından itibaren, bu e-posta adresi geçersiz olacaktır.

A partir de mañana, esta dirección de correo electrónico será inválida.

- Önünde sonunda pişman olacaktır.
- Eninde sonunda pişman olacak.

Lo lamentará tarde o temprano.

Belki bu onun için tam olarak aynı olacaktır.

Quizás sea lo mismo para él.

Yarının toplam güneş tutulması, güney yarımküreden görünür olacaktır.

El eclipse de sol total de mañana será visible desde el hemisferio sur.

O kararın geniş kapsamlı ve ciddi sonuçları olacaktır.

Esa decisión tendrá amplias y serias consecuencias.

Çok su içmek sizin sulu kalmanıza yardımcı olacaktır.

Tomar mucha agua va a ayudar a mantenerte hidratado.

şeklinde bir yönelimle bilinçaltı zihninizi tekrar tekrar eğitmek olacaktır.

como "Cuando prejuzgo a alguien, pienso en algo que lo contrarreste".

Sadece birkaç Türk hikayeyi anlatabilecek kadar canlı kalabilmiş olacaktır

pocos turcos viven para cruzar el Danubio y contar la historia.

Ev kedisi büyüklüğündeki dişi kolugo doyurucu bir yemek olacaktır.

Del tamaño de un gato doméstico, sería una comida decente.

Görevi, gelecekteki iniş yerleri için Ay'ın yüzeyini incelemek olacaktır.

Su trabajo consistiría en estudiar la superficie de la Luna en busca de futuros lugares de aterrizaje.

Böyle bir ekonomik program yoksulların pahasına zenginlere yardımcı olacaktır.

Un programa económico como ese va a ayudar a los ricos a costa de los pobres.

Bunun sonsuza kadar sürmeyeceğini bilmek insanlara güven verici olacaktır.

las personas entenderían que esto no durará para siempre.

İyi bir arkadaş iyi ve kötü günde yanında olacaktır.

Un buen amigo estará a tu lado en los buenos momentos y en los malos.

Saatler bu hafta sonu bir saat geri alınmış olacaktır.

Este fin de semana los relojes se retrasarán una hora.

Bu riskli dinlenme yeri jeladaları karanlığın tehlikelerinden korumaya yeterli olacaktır.

Este precario lugar de descanso debería bastar para proteger a los gelada del peligro de la oscuridad.

Hangi otoyola karar verirsen ver, arabalarla ve kamyonlarla dolu olacaktır.

Sea cual sea la autopista por la que te decidas, va a estar abarrotada de autos y camiones.

Eğer ona adil bir şekilde davranırsan, o sana adil olacaktır.

Si lo tratas justamente él será justo contigo.

Güneş yaklaşık 5 milyar yıl içinde kırmızı bir dev olacaktır.

El Sol se convertirá en una gigante roja en unos cinco mil millones de años.

Her zaman asla öğrenemeyeceğim şeyler olacaktır, benim önümde sonsuzluğum yok.

Siempre habrá cosas que nunca aprenderé, ¡no tengo toda la eternidad ante mí!

- O, iyi bir koca olacaktır.
- O iyi bir koca olacak.

- Él será un buen marido.
- Será un buen marido.
- Él va a ser un buen marido.

- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- Hayat varken ümit vardır.

- Mientras hay vida, hay esperanza.
- Mientras haya vida, habrá esperanza.
- Mientras haya vida, hay esperanza.
- Donde hay vida, hay esperanza.

Dünden önceki gün çarşamba ise yarından sonraki gün pazar olacaktır.

Si anteayer fue miércoles, pasado mañana será domingo.

Bu çok uzun süre işe yaramayacaktır ama biraz olsun yardımcı olacaktır.

No me permitirá seguir demasiado tiempo, pero me ayudará un poco.

Eğer demliğe biraz daha çay yaprakları koyarsan, çayın tadı daha iyi olacaktır.

El té sabrá mejor si pones más hojas de té en la tetera.

Ama o dağlardan uzak durmak gerekir. Orası havanın en kötü olduğu yer olacaktır.

Pero es mejor evitarla. Allí es donde hay peor clima.

Iğne ve minik tüylerle kaplı, yaşlı bir altınfıçı kaktüsüne göre çok daha kolay olacaktır.

que a aquel cactus de barril cubierto de espinas y vellos.

- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- Hayat varken ümit vardır.
- Hayat varken umut var.

- Mientras hay vida, hay esperanza.
- Mientras haya vida, habrá esperanza.
- Mientras haya vida, hay esperanza.

Uzaya fırlatılması için inanılmaz derecede büyük bir rokete ihtiyacı olacaktır. Von Braun, uzay aracını parçalar halinde

para el viaje necesitaría un cohete increíblemente enorme para lanzarse al espacio.

Ve bunların üstesinden gelen olağanüstü insanları incelediği için bir sonraki adım için harika bir yer olacaktır .

el moonshot y las personas extraordinarias que los superaron.

Senin kadar zeki olan insanları küçük düşürmemelisin. Hatırla: Ne kadar zeki olursan ol, daha zeki olan biri bile her zaman olacaktır.

No deberías denigrar a nadie por su inteligencia. Recuerda que no importa lo listo que seas, siempre habrá alguien más listo que tú.

Ama biliyorsunuz, tüm bu cümleleri toplamak ve kendimiz için saklamak hazin olacaktır. Ki Tatoeba'nın açık olmasının nedeni budur. Bizim kaynak kodumuz açıktır. Bizim bilgimiz açıktır.

Pero sería triste recoger estas frases y guardárnoslas para nosotros, porque se pueden hacer tantas cosas con ellas… Por eso Tatoeba está abierta, nuestro código fuente está abierto. Nuestra información está abierta al público.

Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.

Dices que te da miedo no gustar a otras personas, pero hay personas que a ti tampoco te gustan, ¿no es cierto? Aritméticamente, hay el mismo número de personas que no te gustan que personas a las que no les gustas. No digo que si alguien te deja de caer mal, a otra persona también dejarás de caerle mal; sino que no puedes cambiar el hecho de que si alguien te cae mal, entonces a otra persona tampoco le vas a caer bien. Tu vida irá mucho mejor si simplemente lo dejas correr y aceptas esta verdad.