Translation of "Birçok" in Spanish

0.011 sec.

Examples of using "Birçok" in a sentence and their spanish translations:

Birçok insan.

mucha gente,

- Birçok faktör var.
- Birçok etken var.

Existen muchos factores.

- Birçok çocukları oldu.
- Birçok çocukları vardı.

- Tuvieron muchos hijos.
- Ellos tuvieron varios hijos.
- Ellos tenían varios hijos.

- Yumi birçok kitabı vardır.
- Yumi'nin birçok kitabı var.
- Yumi'nin birçok kitapları var.

Yumi tiene muchos libros.

Birçok alanda kullanılıyor;

Se usa en una variedad de cosas

Birçok şey olacaktır.

Se convertirá en muchas cosas.

Birçok uzun yürüyüşte,

En tan largo recorrido,

Birçok insan var.

y reciben facturas fuera de la red.

Birçok sunucuda, oyunlarda,

En la mayoría de los servidores, por las características de los videojuegos,

Birçok müşterimizin olduğunu,

que nuestras ganancias se han duplicado cada año,

Birçok memeliye göre

de acuerdo con muchos mamíferos

Birçok şeyden bahsettik.

Hablamos de muchas cosas.

Birçok diskim var.

Tengo muchos discos.

Birçok sözler verilmiş.

Muchas promesas fueron hechas.

Birçok çiçek açtı.

Un montón de flores florecieron.

Birçok insan toplandı.

Se ha reunido mucha gente.

Birçok denizci yüzemez.

Muchos marineros no saben nadar.

Birçok çocukları vardı.

Ellos tuvieron muchos hijos.

Birçok kişi üzgün.

Mucha gente está disgustada.

Birçok etken düşünülmelidir.

Se deben considerar muchos factores.

Birçok çocukları oldu.

Tuvieron muchos hijos.

Birçok kitap aldım.

Yo compré muchos libros.

Birçok roman okudum.

- Leí muchas novelas.
- Leo muchas novelas.

Birçok fikrim var.

Tengo muchas ideas.

Birçok ağaç yıkıldı.

Se cayeron muchos árboles.

Birçok gıdalar kaynatılabilir.

Muchas comidas se pueden hervir.

Birçok ülkeye gittim.

Fui a muchos países.

Birçok insan tembeldir.

Mucha gente es floja.

Birçok konuyu tartıştık.

Hemos hablado de muchos temas

Birçok kişi avlanır.

Muchas personas cazan.

Birçok zorluklarla karşılaştım.

Tuve grandes dificultades.

Birçok yaralı vardı.

Había muchos heridos.

- Birçok çeşit kahve vardır.
- Birçok tür kahve vardır.

- Hay muchos tipos de café.
- Hay muchas clases de café.
- Hay muchas variedades de café.

- Kuran birçok dile çevrilmiştir.
- Kuran birçok dile çevrildi.

El Corán fue traducido a muchos idiomas.

- Yumi birçok kitabı vardır.
- Yumi'nin birçok kitabı var.

Yumi tiene muchos libros.

- Hindistan'da birçok nehir var.
- Hindistan'da birçok nehir vardır.

Hay muchos ríos en la India.

- Birçok erkek denizde öldü.
- Birçok insan denizde öldü.

Muchos hombres murieron en el mar.

- Birçok Amerikalı Jazzla ilgilidir.
- Birçok Amerikalı Caz'a ilgi duyuyor.

A muchos estadounidenses les interesa el jazz.

- Birçok öğrenci testte başarısız oldu.
- Birçok öğrenci testi geçemedi.

Muchos estudiantes han fallado la prueba.

Başlarından birçok şey geçmişti.

por todo lo que habían pasado en la vida,

Hayatımızın birçok farklı kısmında,

en muchos aspectos de nuestra vida,

Gidebileceğim birçok okul var.

y la cantidad de escuelas a la que puedo ir es limitada.

Ve birçok çözümü var.

Había varias soluciones.

Ve birçok yere ulaştı.

y trajo consigo muchas cosas.

Birçok kişiyi yendiğini bilirim.

Mucha gente no ha podido.

Ben mi? Birçok kez.

¿Yo? Muchas veces.

Ben mi? Birçok kez!

¿Yo? Muchas veces.

Bu, birçok durumda yaşanmış:

en todo tipo de circunstancias:

Birçok durumda oy verensiniz.

o, en muchos casos, votante.

Vesaire birçok sorun nedeniyle

los contratos de arrendamiento, etc.,

Birçok hastalığın çıkış noktasıdır

es el punto de partida de muchas enfermedades

Birçok işten veya projeden

de muchos trabajos o proyectos

Daha sayamadığımız birçok departman.

Muchos departamentos que aún no hemos contado.

Hayatta birçok gizemler vardır.

La vida está llena de misterios.

Birçok zorluklarla mücadele edecek.

Te enfrentarás a muchas dificultades.

Hava birçok gazın karışımıdır.

El aire es una mezcla de varios gases.

Para birçok şeyi mahveder.

El dinero arruina a muchos.

Öğrenciler birçok şiiri ezberledi.

- Los alumnos aprendieron muchos poemas de memoria.
- Los estudiantes se han aprendido muchos poemas de memoria.

Devrim birçok değişiklikler getirdi.

La revolución ha traído muchos cambios.

Birçok zorlukların üstesinden gelmeliyiz.

- Debemos superar muchas dificultades.
- Debemos sobrepasar muchas dificultades.

Birçok konu hakkında konuştuk.

Hablamos sobre muchos temas.

Yönetici birçok sorunla ilgilenir.

El gerente tiene muchos problemas.

Bill'in birçok arkadaşı var.

Bill tiene muchos amigos.

Gökyüzünde birçok yıldız parıldıyor.

Montones de estrellas brillan en el cielo.

Birçok yüksek bina var.

Hay muchos edificios altos.

Odada birçok mobilya vardı.

- Había muchos muebles en la habitación.
- Había muchos muebles en esa habitación.

Tayfun birçok evi yıktı.

El tifón destruyó muchas casas.

Kütüphanenin birçok kitabı var.

La biblioteca tiene muchos libros.

Bataklıkta birçok balıkçıl yaşar.

Muchas garzas viven en el pantano.

Roman birçok dile çevrildi.

La novela fue traducida a muchas lenguas.

Şair birçok şiir yazdı.

El poeta escribió muchos poemas.

O, birçok şiir yazdı.

Ella escribió muchos poemas.

Birçok portakaldan su sıktı.

Ella exprimió el jugo de un montón de naranjas.

Birçok yönden bana benzerdi.

Ella era parecida a mí en muchas formas.

Ona birçok yetenekler bahşedilmiş.

Él está dotado de muchos talentos.

Birçok tehlikelere maruz kaldı.

Él estaba expuesto a muchos peligros.

O, birçok insan tanıyor.

Él conoce a mucha gente.

Dünyada birçok kültür vardır.

Hay muchas culturas en la Tierra.

Birçok politikacı sözünü tutamaz.

Muchos políticos fallan en mantener sus promesas.

Benim birçok fotoğrafım var.

Tengo muchas fotos.

Birçok kitaba ihtiyacım var.

- Necesito muchos libros.
- Necesito un montón de libros.

Birçok kadın alışverişi sever.

La mayoría de las mujeres disfrutan comprando.

Onun birçok mendili var.

Ella tiene muchos pañuelos.

Cenazesine birçok insan katıldı.

Mucha gente asistió a su funeral.

Onu birçok kez azarladım.

Le he llamado la atención muchas veces.

Ben birçok dil bilirim.

Yo sé muchos idiomas.

Birçok vatandaş orduya katıldı.

Muchos ciudadanos se unieron al ejército.

Konseri birçok kişiyi çekti.

Su concierto atrajo a muchas personas.

İspanya'da birçok dil konuşulur.

En España se hablan muchas lenguas.

Ben birçok şeyi severim.

Me gustan muchas cosas.

Bu birçok şeyi açıklıyor.

- Explica mucho.
- Eso aclara mucho.

Birçok politikacı sözlerini tutmuyor.

Muchos políticos no cumplen sus promesas.

Onun birçok parfümü var.

Ella tiene muchos perfumes.

Birçok erkek denizde öldü.

Muchos hombres murieron en el mar.