Translation of "Göç" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "Göç" in a sentence and their spanish translations:

Gençler göç ettiğinden,

A medida que los jóvenes migran,

Anadolu'ya göç ettiğimizde

Cuando migramos a Anatolia

Savaş, göç, ekonomik çalkantı

Llevan las cicatrices y las evidencias de guerras, migraciones,

Göç yaparken çok ilginç

muy interesante cuando inmigras

Avustralya'ya göç etmeyi planlıyorum.

Planeo emigrar a Australia.

Avustralya'ya göç etmek istiyorum.

Quiero emigrar a Australia.

Johnson-Reed 1924 Göç Olayları,

la ley Johnson anti inmigración de 1924,

Karıncalarda göç olağan bir olay

la migración es común en las hormigas

Ülkemize ne zaman göç ettiniz?

- ¿Cuándo emigró a nuestro país?
- ¿Cuándo emigraron a nuestro país?

Bugün küresel göç için hazırlanmaya başlamalıyız.

Hay que empezar a prepararse para la migración global de hoy.

Insanlar iklim değişikliği yüzünden göç ediyor

la gente está migrando debido al cambio climático,

...her yıl yüzlerce kilometre göç eder.

luego de la floración.

Birden fillerin göç yolu üzerinde bitiverdi.

este pueblo apareció en el camino migratorio de los elefantes.

Sonbaharda birçok kuş güneye göç eder.

En otoño muchos pájaros emigran al sur.

Onlar Amerika Birleşik Devletleri'ne göç edecekler.

Ellos van a emigrar a los Estados Unidos.

Konut güvensizliği gibi çökmüş göç sistemi gibi

como la inseguridad de la vivienda, sistemas de inmigración disfuncionales

Ve gelecekte daha da çoğu göç edecek.

y que más lo hará en el futuro,

Onun ailesi Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti.

Su familia emigró a los Estados Unidos.

Bu kuşlar kışın Kuzey Afrika'ya göç ederler.

Estas aves emigran al norte de África en invierno.

Annem gibi bazıları da Büyük Göç vagonuna bindi --

Algunos, como mi madre, se subieron al tren de la Gran Migración,

Amerika'nın batı kıyısından aşağıya 5.000 kilometrelik göç yolundalar.

en una migración de 5000 kilómetros por la costa oeste de los Estados Unidos.

. Balinalar, üreme ve göç için okyanustaki belirli bir sıcaklığa

cambio climático. Las ballenas no estarán presentes en el año 2000

Onun zengin olması gerekir: Göç etmeden önce her fırsatı vardı.

Él debería ser rico. Si tuvo todas las oportunidades antes de inmigrar.

O daha iyi bir yaşam aramak üzere Brezilya'ya göç etti.

Él emigró a Brasil en busca de una vida mejor.

Ama göç idaresi yetkilileri onu yine de biz tahliye emri alana

Aún así, los funcionarios de inmigración la retuvieron por tres meses más,

Evlerini boşaltmak ve göç etmek zorunda kalacak . Güneydoğuda yer alan ve

desaparecer de la faz de la tierra. Como Bangladesh, que se ubica en el sureste y tiene una

Bu dişi ateş böceği mürekkep balığı abisten yüzlerce metre yukarıya doğru göç ediyor.

Esta hembra de calamar luciérnaga está migrando a cientos de metros desde el abismo.

Koum'un ailesi Ukrayna'dan Amerika Birleşik Devletlerine göç ettikten sonra yemek fişlerine güvenmek zorundaydı.

La familia de Koum tuvo que depender de cupones de alimentos después de emigrar de Ucrania a los Estados Unidos.