Translation of "Derdi" in Spanish

Tom evet derdi.

Tom diría que sí.

''Hepimiz öleceğiz, Susie'' derdi.

"Todos moriremos, Susie", decía,

Babam vakit nakittir derdi.

Mi padre solía decir que el tiempo es oro.

Bana kalırsa onun en büyük derdi bu olmalı.

Que yo calculo que debe ser la principal ocupación que tiene.

Tek amaçları geçim derdi ve yiyecek, değil mi?

tiene que ver con la subsistencia y la comida, ¿no?

O, anaokulundayken, bütün erkek çocukları ona "prenses" derdi.

Cuando estaba en el jardín, todos los niños solían llamarla "princesa".

Sürekli tartışma yaratan bu grubun asıl derdi ilerleme fikrinin kendisi.

Es la idea del progreso lo que irrita a los intelectualoides.

Sachiko her zaman "Hasta olma ihtimaline karşın bir kenara biraz para koysan iyi olur" derdi.

Sachiko siempre dice: "Harías bien en reservar algo de dinero por si acaso enfermas."