Translation of "çocukları" in Spanish

0.018 sec.

Examples of using "çocukları" in a sentence and their spanish translations:

- Çocukları korkutuyorsun.
- Çocukları korkutuyorsunuz.

Estás asustando a los niños.

Çocukları korumalıyız.

Debemos proteger a los niños.

Çocukları istemiyorum.

No quiero niños.

Çocukları sevmiyorum.

No me gustan los niños.

Çocukları düşünün.

¡Piensa en los niños!

Çocukları uyandır.

- Levanta a los niños.
- Despierta a los niños.

Çocukları cezalandırma!

No castigue a los niños.

Çocukları duymadın.

No has oído a los niños.

- Çocukları yatağa gönder.
- Çocukları yatağa yolla.

Manda a los niños a la cama.

- Birçok çocukları oldu.
- Birçok çocukları vardı.

- Tuvieron muchos hijos.
- Ellos tuvieron varios hijos.
- Ellos tenían varios hijos.

Çocukları okula gönderin.

Mantengan a los niños en la escuela.

Hediyeler çocukları sevindirecek.

Los regalos les van a encantar a los niños.

Kötü çocukları sevmem.

No me gustan los chicos malos.

Birçok çocukları vardı.

Ellos tuvieron muchos hijos.

Ben çocukları seviyorum.

- Me encantan los niños.
- Me encantan los chicos.

O, çocukları sever.

- Ella ama a los niños.
- Ella ama los niños.
- A ella le gustan los niños.

Çocukları korkutmak istemiyoruz.

- No queremos ahuyentar a los niños.
- No queremos asustar a los niños.

Birçok çocukları oldu.

Tuvieron muchos hijos.

O, çocukları güldürdü.

- Hizo que los niños se rieran.
- Hizo reír a los niños.

Onun çocukları var.

Ella tiene hijos.

Tom'un çocukları var.

- Tom tiene niños.
- Tom tiene hijos.

Çocukları yatırmam gerek.

Tengo que acostar a los niños.

Biz çocukları severiz.

Nos caen bien los niños.

Ben çocukları severim.

Me gustan los niños.

Tom çocukları seviyor.

A Tom le encantan los niños.

Çocukları yatırma zamanı.

Ya es hora de acostar a los niños.

Lütfen çocukları yıkayın.

Haga el favor de bañar a los niños.

Tom çocukları izledi.

Tom observaba a los niños.

Çocukları çantaya koymayın.

No metas a los niños en la maleta.

Çocukları okula götürdüm.

Llevé a los niños a la escuela.

Onlar fakir ailelerin çocukları.

Son niños de familias pobres.

Öğretmenlerin çocukları anlamaları gerekir.

Los profesores deben comprender a los niños.

Yaşlı çiftin çocukları yoktu.

El viejo matrimonio no tuvo hijos.

Artık üç çocukları var.

- Ellos tienen ahora tres hijos.
- Ahora tienen tres hijos.

Tom çocukları yatağa koydu.

Tom llevó a los niños a la cama.

Tom çocukları ile oynadı.

Tom jugó con sus niños.

Onun çocukları var mı?

¿Ella tiene hijos?

Yüksek gürültü çocukları uyandırdı.

El estruendo despertó a los niños.

Çocukları okuldan alabilir misin?

¿Puedes recoger a los niños del colegio?

Anne, çocukları için endişeliydi.

- La madre se preocupó por sus hijos.
- La madre se preocupaba por sus hijos.

Ben kötü çocukları sevmem.

No me gustan los niños malos.

Çocukları göletten uzak tutun.

Mantén a los niños lejos del estanque.

Çocukları bıçaklardan uzak tutun.

Mantengan a los niños alejados de los cuchillos.

Tom'un hiç çocukları yoktu.

Tomás nunca tuvo hijos.

Neden insanların çocukları var?

¿Por qué la gente tiene hijos?

Tom'un çocukları olduğuna inanamıyorum.

No puedo creer que Tom tenga hijos.

Onların üç çocukları var.

Ellos tienen tres hijos.

Maria çocukları okula götürüyor.

María acompaña a los niños a la escuela.

Tom çocukları ikna eder.

Tom tiene buena mano con los niños.

Anne dövüşen çocukları ayırdı.

La mamá separó a los niños que peleaban.

Gök gürültüsü çocukları korkuttu.

El trueno asustó a los niños.

Onun çocukları şımartmasını istemiyordu.

Ella no quería que mimara a los niños.

Tom çocukları parka götürdü.

Tom llevó a los niños al parque.

Ve yardım isteyen çocukları reddettik.

rechazamos a los niños pequeños que vienen pidiendo ayuda.

Onların çocukları bugün vaftiz edilecek.

Sus hijos van a ser bautizados mañana.

Çocukları oynarken izlemekten zevk alırım.

Me gusta mirar a niños jugando.

Bazı erkek çocukları sınıfa geldi.

- Algunos chicos entraron en la clase.
- Algunos chicos entraron a la sala.

Bütün erkek çocukları aynı yaştalar.

Todos los niños son de la misma edad.

Karısını ve çocukları terk etti.

Abandonó a su esposa e hijos.

Adam küçük çocukları çok korkuttu.

El hombre aterrorizó a los niños.

Bir oyun odası, çocukları bekliyor.

A los niños les espera una sala de juegos.

O, onu çocukları için yaptı.

Ella lo hizo por sus hijos.

Çocukları okuldan sen alabilir misin?

¿Puedes recoger tú a los niños de la escuela?

Çocukları, sokakta oynamamaları için uyardı.

- Ella advirtió a los niños de que no jugasen en la calle.
- Les advirtió a los niños que no jueguen en la calle.

Kız kardeşim çocukları çok seviyor.

Mi hermana adora a los niños.

Parkta bazı erkek çocukları var.

Hay algunos chicos en el parque.

Onların şimdi üç çocukları var.

Ellos tienen ahora tres hijos.

Çocukları için her şeyden vazgeçti.

Ella dejó todo por sus niñas.

Çocukları övmek önemli bir şeydir.

Halagar a los niños es algo importante.

Çocukları yalnız bırakmak, tamamen düşüncesizlikti.

Dejar a los niños solos fue una gran imprevisión.

Tom ve Mary'nin çocukları yok.

Tom y Mary no tienen hijos.

Neden erkek çocukları çok aptal?

¿Por qué los chicos son tan tontos?

Tom'u döven çocukları tanıyor musun?

¿Conoces a los chicos que le dieron una paliza a Tom?

Tom asla çocukları hakkında konuşmaz.

Tom no habla nunca acerca de sus hijos.

Ayakkabıcının çocukları yalın ayak gider.

En casa de herrero, cuchillo de palo.

Yaşlı çiftin hiç çocukları yoktu.

El viejo matrimonio no tuvo hijos.

Tom Mary'nin çocukları olduğunu bilmiyordu.

Tom no sabía que Mary tenía hijos.

O, çocukları derede oynarken izledi.

Ella observó a los niños jugando en el arroyo.

Tom çocukları için hediyeler aldı.

Tom compró regalos para sus hijos.

Erkek çocukları oyuncak bebeklerle oynamaz.

Los niños no juegan con muñecas.

Kız çocukları oğlanlardan daha romantikler.

Las niñas son más románticas que los niños.

Ve iletişim metotları olmayan ebeveynlerin çocukları.

que no tienen ni idea sobre la sordera ni métodos para comunicarse.

Onun eşi, çocukları ve arkadaşları yok.

No tiene mujer, hijos ni amigos.

Onlar erkek çocukları arasında çok popüler.

Ellas son muy populares entre los chicos.

Tom okuldan sonra çocukları gelip alacak.

Tom recogerá a los niños después de la escuela.

Çocukları severim. Öğretmen olmamın nedeni budur.

Me gustan los niños, por eso me hice profesor.

Neredeyse tüm erkek çocukları beyzbol oynayabilir.

Casi todos los niños saben jugar al béisbol.

Onlara biraz büyü göstererek çocukları eğlendirdi.

Él divirtió a los niños haciendo magia.

Senin kız kardeşinin çocukları var mı?

¿Tu hermana tiene hijos?

Tom her gün çocukları okula götürür.

Tom lleva a los niños a la escuela todos los días.