Translation of "Bilmez" in Spanish

0.012 sec.

Examples of using "Bilmez" in a sentence and their spanish translations:

Tom Fransızca bilmez.

Tom no sabe francés.

O, hiç Fransızca bilmez.

Él no sabe nada de francés.

O, hiç İngilizce bilmez.

Él no sabe inglés para nada.

Tom okumayı bilmez bile.

Tom no sabe ni leer.

O, adımı bile bilmez.

Ni siquiera conoce mi nombre.

Onların hiçbiri İngilizce bilmez.

Ninguno de ellos habla inglés.

O, araba sürmeyi bilmez.

Él no sabe conducir un auto.

Senin sırlarını kimse bilmez.

Nadie sabe tus secretos.

Google her şeyi bilmez.

Google no lo sabe todo.

O, Kazak dilini bilmez.

Él no sabe lengua kazaja.

Tom hiç Fransızca bilmez.

Tom no sabe nada de francés.

O, daha iyisini bilmez.

Él no sabe algo mejor.

Ebeveynlerimden hiçbiri Fransızca bilmez.

- Ninguno de mis padres sabe hablar francés.
- Ni mi padre ni mi madre saben hablar francés.

Herkes benim planım hakkında bilmez.

No todo el mundo conoce mi plan.

Japonya hakkında çok şey bilmez.

Él no sabe mucho sobre Japón.

"Kimse onu bilmez" dedi doktor.

—Nadie lo sabe —dijo el doctor.

O benim kim olduğumu bilmez.

No sabe quién soy.

Tom bu tür şeyleri bilmez.

Tom no sabe acerca de esas clases de cosas.

- Tom yüzemez.
- Tom yüzme bilmez.

Tom no sabe nadar.

Tom nasıl bisiklete binileceğini bilmez.

Tom no sabe montar en bicicleta.

Bir bebek iyi veya kötüyü bilmez.

Un bebé no distingue el bien del mal.

O, siyaset hakkında bir şey bilmez.

Él no sabe nada de política.

Ne zaman deprem olacağını kimse bilmez.

Nadie sabe cuándo será el terremoto.

Tom sporlar hakkında çok şey bilmez.

Tom no sabe mucho de deportes.

Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.

Un hombre sano no conoce el valor de la salud.

Tom Endonezya hakkında çok şey bilmez.

Tom no sabe mucho acerca de Indonesia.

Tom sanat hakkında çok şey bilmez.

- Tom no sabe mucho sobre el arte.
- Tom no sabe mucho sobre arte.

Tom Fransızcayı adam akıllı konuşmayı bilmez.

Tom no sabe hablar francés adecuadamente.

Ama Carver'ın bunu neden yaptığını herkes bilmez.

Pero no todos saben por qué lo hizo.

Tom, Avusturyalı ve Alman arasındaki farkı bilmez.

- Tom no sabe la diferencia entre un austriaco y un alemán.
- Tom no conoce la diferencia entre un austriaco y un alemán.

Çoğu insan Lojban dilinin var olduğunu bilmez.

La mayoría de las personas no saben que la lengua Lojban existe.

O, iyi ve kötü arasındaki farkı bilmez.

No distingue el bien del mal.

- O, araba sürmeyi bilmez.
- O araba süremez.

- Ella no sabe conducir.
- No sabe conducir un coche.

Tom'dan başka hiç kimse onun adresini bilmez.

Nadie excepto Tom conoce su dirección.

Pek çok insan onun bir senfoni yazdığını bilmez.

No mucha gente sabe que él escribió una sinfonía.

Birçok kişi antibiyotiklerin viral hastalıklara karşı etkisiz olduğunu bilmez.

Mucha gente no sabe que los antibióticos son ineficaces contra las enfermedades virales.

Nasıl sessiz kalacağını bilmeyen biri nasıl konuşacağını da bilmez.

Alguien que no sabe cómo mantenerse callado tampoco sabe cómo hablar.

Herkes her şeyi bilmez ama hiç kimse hiçbir şeyi bilir.

¡Todos lo saben todo y nadie sabe nada!

O, bir bilgisayarı nasıl bozacağını bilir fakat nasıl tamir edeceğini bilmez.

Él sabe cómo echar a perder un computador, pero no sabe cómo arreglarlo.

Goethe iddia etti, "yabancı dilleri konuşamayan birisi kendi dilini de bilmez".

Goethe afirmó, "el que no puede hablar un idioma extranjero, tampoco conoce bien su propio idioma".

- Tom kendi adını bile yazmayı bilmez.
- Tom kendi adını bile yazmayı bilmiyor.

Tom ni siquiera sabe cómo escribir su propio nombre.

- O, kumsalın yanında yaşıyor ama yüzemez.
- O, kumsalın yanında yaşar ama yüzmeyi bilmez.

Ella vive cerca de la playa, pero no sabe nadar.

- O, iyi şarkı söyleyemez.
- O iyi şarkı söyleyemez.
- O,iyi şarkı söylemeyi bilmez

Él no sabe cantar bien.

- Gelecekte ne olacağını hiç kimse bilmiyor.
- Gelecekte ne olacağını kimse bilmiyor.
- Gelecekte ne olacağını kimse bilmez.

Nadie sabe qué sucederá en el futuro.

- Tom ve Mary'nin ikisi de araba kullanmayı bilmez.
- Hem Tom hem de Mary araba sürmeyi bilmezler.

Tom y Mary no saben manejar.