Translation of "şeyi" in Japanese

0.018 sec.

Examples of using "şeyi" in a sentence and their japanese translations:

Her şeyi, her şeyi hatırlıyorum.

何もかもよく覚えています

Her şeyi anlamak her şeyi affetmektir.

全貌を理解すれば人を理解する事が出来る。

Her şeyi öğrenmeliydim.

‎すべて学ばないと

İstediğiniz şeyi yiyin.

好きな食べ物は何でも食べなさい。

Her şeyi yiyin.

全部食べなさい。

Hoşlandığın şeyi al.

- 好きなものを取っていいよ。
- 好きなものを取れ。

Aynı şeyi düşünüyordum.

私も同じこと考えてた。

Aynı şeyi düşünüyorum.

同じことを考えています。

Her şeyi düşünemem.

私は全てのことについて考えることはできない。

Her şeyi yerim.

何でも食べるよ。

Aynı şeyi düşündüm.

同じことを考えていた。

Her şeyi duyabiliyorum.

- モロ聞こえです。
- モロに聞こえる。

Söylediğin şeyi anlamıyorum.

私はあなたの言っていることがわからない。

Her şeyi gördük.

私たちは全てを見ていた。

Her şeyi aldın.

お前はすべてを奪っていった。

Her şeyi bilemezsin.

すべてを知ることはできない。

- Deprem her şeyi kırıp döktü.
- Deprem her şeyi mahvetti.

その地震は何もかもめちゃくちゃにした。

- Deprem her şeyi tahrip etti.
- Deprem her şeyi mahvetti.

- 地震が全ての物を破壊した。
- その地震は全てを台無しにした。

- Her şeyi dikkate aldım.
- Her şeyi göz önünde bulundurdum.

- 私はすべてを考慮に入れた。
- あれこれ考え合わせると。

Diğer her şeyi etkiliyorlar.

その他全ての限界に影響を及ぼすのです

Eğer bu şeyi yapacaksam,

これについて調べるんだったら

Her şeyi birlikte çözdük.

そして一緒に 解決していったんです

Her türlü şeyi yönetiyoruz.

私たちは何事も管理したがります

"Söylediğin hiçbir şeyi duyamıyorlar."

「彼らはあなたが言っていることを聞くことができません。」

Res Publica: Halkın Şeyi.

RES-PUBLICA 公共のもの

Bu şeyi gözle göremiyoruz,

目で見ることは不可能です

Yapabileceğim her şeyi yaptım.

できることはなんでもしました

Ve her şeyi bilemeyeceğiz

不可能なんです 全てのことを知るとか

Yapabileceğim her şeyi yaptım.

手は尽くした。

Tam aradığın şeyi buldum.

君が捜していたズバリそのものを見つけました。

Para birçok şeyi mahveder.

金は多くの人を破滅させる。

Her şeyi unutanlar mutludur.

何もかも忘れてしまう人は幸せだ。

Her şeyi oluruna bırak.

- 眠れる獅子は起こすな。
- 眠っている子を起こすな。
- 眠っている犬はそのままにしておけ。
- 寝ている子は起こすな。
- 寝た子を起こすな。
- 触らぬ神に祟りなし。
- やぶを突いて蛇をだすな。

Herkes aynı şeyi düşünüyor.

- みんなが同じことを考えている。
- みんな同じ事を考えている。

Sahip olmadığın şeyi tüketemezsin.

無い袖は振れぬ。

Hiçbir şeyi senden gizlemeyeceğim.

- 僕は君に何一つかくしだてするつもりはない。
- 私は君に何一つ隠しだてするつもりはない。

O her şeyi bilir.

彼はなんでも知っている。

Isı birçok şeyi genişletir.

熱はたいていの物を膨張させる。

O her şeyi kazandı.

彼は全てを勝ち取った。

Her şeyi doğal karşılar.

彼女はあらゆることを当然だと思っている。

Şimdi her şeyi açıklayamam.

今のところ全部説明はできない。

Neredeyse her şeyi anladım.

ほとんど全部分かった。

Bu birçok şeyi açıklıyor.

それで謎が解けました。

Yapacağını söylediği şeyi yapamadı.

彼は言ったことをし損なった。

Kadınlar her şeyi paylaşırlar.

女たちは何でも共有している。

Her şeyi anlıyor musun?

全て理解していますか。

Her şeyi sepetime koy.

全部私のかごの中に入れなさい。

Kimse her şeyi bilemez.

すべてを知ることはできない。

Dövüş hiçbir şeyi halletmez.

喧嘩では何事も解決しない。

Tamamen aynı şeyi düşünüyordum.

僕も全く同じこと考えてた。

Tom aynı şeyi yapardı.

トムでも同じことをしただろう。

Tom yaptığı şeyi durdurdu.

トムは行動をやめた。

Yapmamı istediği şeyi yaptım.

私は彼女にするように頼まれことをした。

Söylediği şeyi zorla anlayabildim.

私は彼女が言うことをほとんど理解できなかった。

Her şeyi sana borçluyum.

- 私は君に何から何まで恩恵を受けている。
- 何もかも君のおかげだよ。

Her şeyi şansa bırakma.

行き当たりばったりの仕事をするな。

Onun yaptığı şeyi sevmiyorum.

私は君がやったことが気に入りません。

Bu her şeyi açıklar.

これがすべてを物語っています!

Tom her şeyi reddetti.

トムは全てを否定した。

Tom her şeyi biliyordu.

トムには全てが分かっていた。

Her şeyi inkar ediyorum.

私は全てを否定する。

Tom'un hiçbir şeyi yok.

トムには何もない。

Sahip olmadığın şeyi kaybetmezsin.

持たないものは失うことはない。

Biz her şeyi stokluyoruz.

私たちは何でも買い込んでいます。

Para her şeyi cevaplar.

お金はすべてのものに答える。

Dünyada bir şeyi umursamıyorum.

- この世に思い煩らうことはない。
- 私には悩みなど何もない。

Yapmak istediğin şeyi yap.

- 勝手にしろ。
- お好きなように。

Değerli olan şeyi yapmak.

「価値あることする」ということでした

İstediğiniz bir şeyi yiyin.

- 何でも好きなものを食べなさい。
- 好きなもの食べていいよ。

Bana her şeyi anlat.

そのことについてすべて私に話してください。

O başladığı şeyi sonuçlandırır.

彼はやろうと志すものは、何でもやり遂げる。

İşe yaramaz şeyi atın.

役に立たないものは省きなさい。

Bu her şeyi değiştirdi.

- 完全にを変えられました。
- すっかり変えられた。

Büyük bir şeyi kaçırabiliriz.

僕らは何か大きなことを見逃しているかもしれない。

Ben her şeyi yerim.

何でも食べるよ。

- Her şeyi biliyormuşsun gibi davranma.
- Her şeyi biliyormuş gibi davranma.

知ったかぶりすんなよ。

- Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşur.
- Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.
- Sanki her şeyi biliyor gibi konuşuyor.
- Her şeyi biliyormuş gibi konuşur.
- O her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.

- 彼はまるで何でも知っているかのような口ぶりだ。
- 彼はあたかもすべてを知っているかのように話す。

- Bir şeyi değiştirmeyecek.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- O bir şey değiştirmeyecek.

何も変わらない。

- Sana söylediklerimi unutma.
- Sana söylediğim şeyi unutma.
- Size söylediğim şeyi unutmayın.

私の言ったことを絶対に忘れるな。

- Ona yapmasını söylediğim şeyi yaptı.
- O, ona yapmasını söylediğim şeyi yaptı.

彼は私に言われたとおりにやった。

Her şeyi doğru yapmaya çalışmıştı.

何もかもを正しくこなそうとしたのです

Açıkçası, bir şeyi yarım yapmak,

実は 中途半端っちゅうのは

Statik sağkalım denen şeyi deneyebiliriz.

1つの場所にとどまるのが

Sahip olduğum her şeyi depoladım,

荷物をすべて倉庫に預けて

Sistemin hakkımda düşündüğü şeyi değiştiremezdim.

社会の描く私の姿を 変えさせることはできません

Bana her şeyi veren kişi.

私に全てを与えてくれた人です

Ve yaklaşık 135 diğer şeyi.

そのほか135種類の物です

Yani bir şeyi araştırmak imkânsız.

調査のしようがないのです

Ve her şeyi dengede tutuyor.

‎すべてが調和している

Her şeyi gördüm ve biliyorum.

すべて実体験です

Geçen hafta söylediğin şeyi düşündüm.

先週あなたが言った事を私はじっくりと考えていました。

Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yap.

君が正しいと思うことをしなさい。

Yapmamı söylediğin her şeyi yapacağım.

君がしなさいと言う事は何でもする。

Muhabir söylenilen her şeyi kaydetti.

- 記者は話されたことはすべて書き留めた。
- リポーターは言われたことをすべて書き留めた。

Hiçbir şeyi kesin olarak öngöremeyiz.

我々は本当に何も予言できはしない。

Yanlış yaptığımız şeyi düzeltmek zorundayız.

我々は自分の犯した過ちを正さなければならない。

Yerinde olsam, aynı şeyi yaparım.

もし私があなたの立場なら同じ事をするでしょう。

Her şeyi biliyormuşsun gibi konuşuyorsun.

まるでなんでも知っているような口ぶりだね。