Translation of "Anlamaya" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Anlamaya" in a sentence and their spanish translations:

Anlamaya başlıyorum.

- Ya he empezado a entender.
- Estoy empezando a entender.

anlamaya hazırlıklı değil.

sobre las tasas de cambio en los datos.

Şimdi anlamaya başlıyorum.

Ahora comienzo a comprender.

Tom anlamaya çalışıyor.

- Tom está tratando de entender.
- Tom intenta entender.

Bunu anlamaya çalış.

Trata de averiguarlo.

Sanırım anlamaya başlıyorum.

Pienso que estoy empezando a entender.

Nedenini anlamaya çalıştım,

Y quería entender porqué,

Birbirimizi anlamaya çalışalım.

- Intentemos entendernos los unos a los otros.
- Intentemos entendernos el uno al otro.

Tüm yörüngeyi anlamaya koyuldular.

para descubrir toda su órbita.

Ve anlamaya çalışmak istiyor.

y está dispuesto a intentarlo.

Yavaş yavaş anlamaya başladı.

- Ella empezó de poco a poco a entender.
- Lentamente comenzó a entenderlo.

Biz birbirimizi anlamaya çalışmalıyız.

Deberíamos tratar de entendernos el uno al otro.

Bir şeyi anlamaya çalışıyorum.

Estoy intentando comprender algo.

Bana ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

sino lo que me pasaba a mí.

Sen beni anlamaya çalıştın mı?

¿Has intentado entenderme?

Dedektif suç inceliklerini anlamaya çalıştı.

El investigador intentó descubrir los entresijos del crimen.

Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.

Sorprenderse, extrañarse, es comenzar a entender.

Tom'u neden sevmediğini anlamaya başlıyorum.

Estoy empezando a entender por qué no te gusta Tom.

Ama yine de anlamaya çalışmak istiyorum."

pero estoy dispuesto a intentarlo".

Endokrin sistemini anlamaya yönelik ilerlemeler kaydetsek?

para ampliar las opciones de las personas trans,

Bir ergeni anlamaya hiç çalıştınız mı?

¿Alguna vez han intentado entender a un adolescente?

Ve sosyal hayatta bunu anlamaya çalışıyoruz.

Y en lo social, lo estamos averiguando.

Tom'un Boston'u neden sevdiğini anlamaya başlıyorum.

Empiezo a comprender por qué a Tom le gusta Boston.

Çoğumuzun yeni anlamaya başladığı bir şeye...

Que la mayoría de nosotros apenas empieza a entender.

Özellikle de beynimizin duyguları nasıl oluşturduğunu anlamaya.

Concretamente, cómo funciona nuestro cerebro para generar emociones.

Problemin ne kadar büyük olduğunu anlamaya çalışmalıyız.

primero tenemos que entender la importancia de este momento.

Yaşlandıkça sağlığın her şey olduğunu anlamaya başlarsın.

- Según te haces mayor empiezas a pensar que la salud es lo más importante.
- Cuando te vas haciendo más viejo empiezas a sentir que la salud es todo.

Tom'un kime para vermiş olabileceğini anlamaya çalışıyorum.

He estado tratando de deducir a quién Tom le pudo haber dado el dinero.

O konudan bahsetmek istemiyorsan seni anlamaya çalışırım.

Si usted no quiere hablar sobre eso, intentaré entenderla.

İngilizce çeviri olmadan bunu İspanyolca anlamaya çalışın.

Trata de entenderlo en español, sin traducir al inglés.

Tom'un yaptığı şeyi neden yaptığını anlamaya çalış.

Trata de entender por qué Tom hizo lo que hizo.

Bilginin nasıl bulunduğu konusundaki bu düşünceyi anlamaya çalışmaktır.

trata de explorar esta idea de dónde está alojado el conocimiento.

Ve dünyanın ilerlemesine nasıl katkıda bulunacağımızı anlamaya çalışıyorum.

y contribuir de esa manera a mejorar el mundo.

O hâlde, onun genç olduğunu ama anlamaya başladığını gösteriyor.

Ella es joven, pero está mostrando que empieza a comprenderlo.

Ve benim gibi insanlardan neden nefret ettiklerini anlamaya çalışacaktım

para tratar de entender por qué odian a la gente como yo,

Bu canlı ışık olgusunu daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Este fenómeno de luz viviente apenas comienza a entenderse.

Bu oyunu neden bu kadar çok sevdiğini anlamaya başlıyorum.

Comienzo a ver por qué te gusta tanto este juego.

Yavaş yavaş çeviriler veya açıklamalar olmadan metni anlamaya başlayacaksınız.

Poco a poco comenzarás a comprender el texto sin traducciones ni explicaciones.

Bazı şeyleri neden Tom'a açıklama zahmetinde bulunmadığını anlamaya başlıyorum.

Estoy empezando a entender por qué no te molestas en explicarle las cosas a Tom.

Bilimle ilgili her şeyi anlamaya yönelik esrarengiz bir yeteneğim var,

pero tengo una extraña habilidad para entender todo sobre la ciencia,

Birbirimizi anlamaya çalışarak yakınlaşırız fakat sadece birbirimizi incitiriz ve ağlarız.

Nos acercamos, intentando entendernos el uno al otro, pero sólo nos herimos y lloramos.

İklim değişikliğinin yaşamlarımızı nasıl etkileyeceğini anlamaya acil bir ihtiyaç var.

Se requiere urgentemente entender como los cambios climáticos afectarán nuestras vidas.

Nedenini daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz. Belki de av çekmek içindir.

Pero recién comenzamos a entender por qué. Quizá sea para atraer presas.

Hmm, bence bir şey oldu. Bir saniye bekle, onu anlamaya çalışacağım.

Hmm, creo que pasó algo. Espérame un segundo, trataré de averiguarlo.

Bir çocuğun çevresini anlamaya çalışmasındaki sonsuz merakı görüyorum; yani daha iyi bir toplum için hâlâ umut var demektir.

Veo la curiosidad infinita con la que un niño trata de entender su entorno; Es decir, aún hay esperanzas de una mejor sociedad.