Translation of "Alışık" in Spanish

0.003 sec.

Examples of using "Alışık" in a sentence and their spanish translations:

Yalnız yatmaya alışık değildi.

Él no estaba acostumbrado a dormir solo.

Alışık olduğu bir eylem bu.

Es una movida experta.

Annem zor işe alışık değildir.

Mi madre no está acostumbrada al trabajo duro.

Çeşmeden su içmeye alışık değilim.

No estoy acostumbrado a tomar agua del grifo.

Onu karanlıkta yapmaya alışık değilim.

No estoy acostumbrado a hacer eso en la oscuridad.

Ben herkesin önünde konuşmaya alışık değilim.

No estoy acostumbrada a hablar en público.

Yeni akıllı telefonuma hala alışık değilim!

Todavía no estoy acostumbrado a mi nuevo Smartphone.

Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.

Tom no está acostumbrado a andar descalzo.

John gece yarısına kadar yatmamaya alışık.

John está acostumbrado a quedarse levantado hasta medianoche.

Herkesin önünde konuşmalar yapmaya alışık değilim.

No estoy acostumbrado a hacer discursos en público.

O,tüm gece boyunca ayakta kalmaya alışık.

Ella acostumbra quedarse despierta toda la noche.

Bir nevi düşüyor gibiydi, tam bir usta, ortamına tamamen alışık.

Era casi como una caída libre, completamente hábil, muy cómodo en su ambiente.

Bu yarasalar hızlı ve uzun mesafe uçmaya alışık... ...havada cambazlığa değil.

Estos murciélagos están adaptados para vuelos rápidos, de larga distancia, no para acrobacias aéreas.