Translation of "Hala" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Hala" in a sentence and their arabic translations:

- Leyla hala düzeliyordu.
- Leyla hala iyileşiyordu.

كانت ليلى لا تزال تتعافى.

Hala benimle misiniz?

هل ما زلتم معي؟

Hala da öyleler.

ولازالت كذلك.

Günümüzde hala vardır

لا تزال موجودة اليوم

Günümüzde hala var

لا يزال قائما اليوم

Ve hala ayakta

ولا يزال قائما

hala öğrenemedik mi?

ألم نتعلم بعد؟

Bu imparatorluk hala

ولكنها لا تزال تفتقر إلى أشكال الحكومة اللازمة

Hala Polonya'dayız sanıyorum!

أظن أننا ما زلنا في بولندا.

Onlar hala çocuk.

ما زالوا صغارًا.

Bebek hala iyi.

الصّبيّ على ما يرام.

Sami hala telefondaydı.

كان سامي لا يزال يتحدّث في الهاتف.

Sami hala klinikteydi.

كان سامي لا يزال في العيادة.

O hala bir yük millet, hala bir yük.

ما زال يُعد عائقًا يا جماعة، ما زال عائقًا.

- Hala yeterince zamanımız var.
- Hala bol zamanımız var.

ما زال عندنا ما يكفي من الوقت.

Virüs hala ellerinizde. Sizi ve diğerlerini hala hasta edebilir.

بمعنى أن الفيروس لا يزال موجوداً وقادراً على إصابتك أنت وغيرك.

hala istedikleri yerde değiller.

ولا ينجحون بالضرورة.

Evet, hala kömür yakıyorlar.

نعم، ما زالوا يحرقون الفحم.

hala daha geçerliliğini koruyor

لا تزال صالحة

hala var onlardan görüyorum

لا يزال هناك ما أراه منهم

hala bunlar nasıl barınabiliyor?

كيف يمكن استيعابها؟

Diyeceğim ama hala daha

ولكن لا يزال أكثر

hala daha yabancıların kaynakları

لا تزال مصادر الأجانب

Günümüzde yine hala vardır

لا يزال قائما اليوم

Tunguska hala gizemini koruyor

لا تزال تونغوسكا تحافظ على الغموض

Hala daha sosyal medyada

لا يزال على وسائل التواصل الاجتماعي

O hala fist lady

ما زالت سيدة قبضة

Fadıl hala Dania'yı seviyor.

لا يزال فاضل يحبّ دانية.

Leyla hala Kahire'de yaşıyor.

لا تزال ليلى تعيش في القاهرة.

Sami hala Leyla'yı özlüyor.

لا زال سامي يشتاق لليلى.

Sami hala telaşlı görünüyordu.

- بدى سامي مضطربا.
- بدا سامي مضطربا.

Sami hala tedirgin görünüyordu.

كان سامي لا يزال يبدو قلقا.

Sami'nin televizyonu hala açıktı.

كان تلفاز سامي لا يزال يشتغل.

Ben hala iş arıyorum.

أنا ما زلت أبحث عن وظيفة.

"Paula bunu hala aklım almıyor

قال: "باولا، أنا لا أفهم هذا،

Bu kandiller hala daha Ayasofya'da

هذه المصابيح لا تزال في آيا صوفيا

Günümüzde de sanki hala öyle

لا يزال مثل اليوم

hala şimdi ki düzende bile

حتى في الطلب الآن

hala daha birilerini dinsizlikle suçluyorlar

لا يزالون يتهمون شخصًا بالإلحاد

Belediyelerde hala daha buna benzer

لا يزال مثل هذا في البلديات

Belki de hala yeriz. Denemedim

ربما ما زلنا نأكل. أنا المحاكمة

Günümüzde ise hala devam ediyor

ما زالت مستمرة حتى اليوم

çalışmalar ise hala devam ediyor

الدراسات لا تزال جارية

Ve göbeklitepe hala gizemini koruyor

و Göbeklitepe لا يزال يحافظ على سرها

Günümüzde dahi hala görememekteler maalesef

لسوء الحظ ، ما زالوا لا يستطيعون رؤية اليوم

Hala imkansız görüyor musunuz acaba?

هل ما زلت ترى ذلك مستحيلاً؟

Hala araştırılacak çok yer var

لا يزال هناك مساحة كبيرة للمسح

Affedersin, hala burada olduğunu bilmiyordum.

المعذرة . لم أكن اعلم انك مازلت هنا .

hala o mavi fayansları hatırlarım.

لازلت أتذكر أرضية الغرفة الزرقاء حتي هذا اليوم.

Hala Tom'u görmek için bekliyorum.

لا أزالُ أنتظر رؤية توم.

Bu gerçekten hala oldukça kötü sonuçlar.

لذا هذه ما زالت بعض النتائج السيئةً جدًا.

hala bu ticari kampanyaların başında geliyor.

تبقى المرأة البيضاء في مقدمة حملاتهم الإعلانيّة.

Hala gövdeye bağlı olduğumdan emin değilim.

ولم أكن متأكدة أنني لازلت مرتبطة في الجذع.

Ancak ne ölçüde olduğu hala saptanamamıştır.

لكن لا يوجد طريقة جيدة لقياسها

Dev çarpışma teorisinin başı hala dertteydi

كانت نظرية الاصطدام العملاق لا تزال مهددة،

Kubbe hala daha orijinal şeklini koruyor

لا تزال القبة تحتفظ بشكلها الأصلي

O kubbe hala ayakta ve çökmedi

تلك القبة لا تزال قائمة ولا تنهار

Mozaiklerde bulunan meleklerin sırrı hala çözülemedi

سر الملائكة في الفسيفساء لا يزال دون حل

Bu film de hala izlendiğine göre

بما أن هذا الفيلم لا يزال قيد المشاهدة

Günümüzde de hala aynı değil mi

أليس هذا هو نفسه اليوم؟

Neden! hala daha öyle değil mi

لماذا ا! لا يزال أليس كذلك؟

hala daha öyle değil mi sanki

أليس الأمر كذلك؟

Ve İtalya'da hala dolaşıyorlar biliyor musunuz?

وهل تعرف أنهم ما زالوا يتجولون في إيطاليا؟

. Bu, onu, hala birlikte hizmet etmediği

الذي لم يخدم معه حتى الآن.

Fakat Kutuzov hala Kaluga yolunu tıkıyordu.

كوتوزوف الان يقف بين نابليون و كالوقاء

Fadıl'ın hala hayatta olması bir mucizeydi.

بقاء فاضل حيّا كان معجزة.

Fadıl hayatı hala dolu dolu yaşıyor.

لا يزال فاضل يتمتّع بحياته إلى حدّ أقصى.

Ve hala hiçbir şey,bunu bir düşünün.

و مازال لا شيء و هراء، فكروا في ذلك

Babam artık yaşlanıyor ama hala oldukça zeki

والدي يتقدم في السن الآن،

hala düzenli olarak beni acil servise gönderirken?"

وظلت شبكة الإندوبلازما تفرز بانتظام؟"

Bu, hala çevrimdışı veya bağlantı dışı olan

هذا يعني أن هناك أكثر من 600 مليون شخص

Ve aynı zamanda hala o milletvekilleri meclisteyken

ولا يزال أثناء وجود هؤلاء المشرعين في البرلمان

şimdi anladınız mı filmlerin neden hala izlendiğini

الآن أنت تفهم سبب استمرار مشاهدة الأفلام

Aslında hala aynı olmasa bu filmler izlenmez

في الواقع ، لن تتم مشاهدة هذه الأفلام إذا لم تكن متشابهة.

Bir çok espriye hala daha konu olur

العديد من النكات لا تزال موضوعا

Ama bu film hala daha izlendiğine göre

ولكن بما أن هذا الفيلم لا يزال قيد المشاهدة

şimdi gerçekten bir düşünün neden hala izliyoruz

فكر الآن في سبب استمرار مشاهدتنا

Bütün eleştirdiği şeyler günümüzde hala devam ediyor

كل الأشياء التي ينتقدها لا تزال مستمرة اليوم

Ama bu huyumuz galiba hala devam etmekte

لكن هذا المزاج لا يزال يبدو مستمراً

Şu anda arkeolojik kazılar devam ediyor hala

لا تزال الحفريات الأثرية مستمرة الآن.

Günümüzde dahi hala daha bu uygulamalar var

حتى اليوم ، لا تزال هناك هذه التطبيقات.

Yani deprem varsa ve hala devam ediyorsa

أي إذا كان هناك زلزال ومازال مستمرا

Hala daha bugün Humanizmin sembolü olarak gösteriliyor

لا يزال يظهر اليوم كرمز للإنسانية

Yine de fatih olarak seni hala yönlendiriyorum

ومع ذلك ما زلت أقودكم ، كغزاة

Seçimi nasıl kazandığı konusunda hala şüpheler var

لا تزال هناك شكوك حول كيفية فوزه في الانتخابات

O hala uyuyorken saat altıda uyumaya gitti.

هو ذهب للنوم في تمام الساعة السادسة ومازال نائماً.

Fadıl, Leyla'nın hala hayatta olduğunu fark etti.

علم سامي أنّ ليلى كانت حيّة.

Hepsi çorbamın bir parçasıydı ama soğanlar hala yakıyordu.

إنهم جميعا جزء من حسائي ولكن البصل لا يزال يلسع.

Bu hala büyük bir genel sağlık sorununu oluşturuyor,

إلا أن ذلك يبقى مشكلة صحية كبيرة وعامة

Çin'de hala sadece nüfusun %56'sına ulaşabilmiş halde.

في الصين، لا يزال الإنترنت يصل لـ 56 بالمئة فقط من السكان.

Bu sırada, Roma gözcü birlikleri hala hatlarını koruyorlar.

وفي الوقت نفسه، فإن الطليعة الرومانية لا تزال قائمة

Herkes güldü geçti. durum peki hala aynı mı?

ضحك الجميع ومرت. هل مازال الوضع كما هو؟

Ve Fatih Portakal hala bizim karşımızda yayın yapıyorsa

ولا يزال فاتح بورتاكال يبث أمامنا

Ki hala bu bölünme günümüzde dahi devam ediyor

الذي لا يزال يواصل هذا التقسيم حتى اليوم

Diye düşünenler hala daha var mı bilmiyorum ama

لا أدري إذا كان لا يزال هناك من يفكر ولكن

Biz hala daha bu umursamaz şekilde devam edersek

إذا واصلنا هذا بلا مبالاة

Çok tanınmış biri değildi ama Da Vinci hala

لم يكن معروفًا جدًا ، لكن دافنشي لا يزال

Kilise hala ayakta duruyor. Her şey tahrip edildi.

مازالت الكنيسة قائمة. كل شيء آخر دُمر.

Fakat geri döndüm, hala buradayım ve hayatımı yaşıyorum.

لكنني عدت ٬ مازلت هنا ٬ و أعيش حياتي

Bütün bunlar olurken, Romalılar Hannibal'ın hala kuzeyde kaldığını düşünmekteydi.

افترض الرومان أن حنبعل موجود في الشمال