Translation of "Yalnız" in Spanish

0.026 sec.

Examples of using "Yalnız" in a sentence and their spanish translations:

- Yalnız mısın?
- Yalnız mısınız?

- ¿Estás solo?
- ¿Estás sola?

- Yalnız seyahat ediyorum.
- Yalnız geziyorum.
- Yalnız yolculuk ediyorum.

- Viajo sola.
- Estoy viajando solo.
- Estoy viajando sola.

- Yalnız yaşıyorum.
- Ben yalnız yaşıyorum.

- Yo vivo solo.
- Vivo solo.

Yalnız çalışır.

Ella trabaja sola.

Kız yalnız.

La chica está sola.

Yalnız mısın?

¿Estás solo?

Yalnız değilsin.

- No estás solo.
- No estás sola.

Yalnız değiliz.

- No estamos solos.
- No estamos solas.

Tom yalnız.

Tom está solo.

Yalnız gel.

Ven solo.

Yalnız gidiyoruz.

Vamos solos.

Yalnız olmamalısın.

No deberías estar sola.

Yalnız gidemezsin.

No puedes ir solo.

Yalnız çalışacaksın.

Trabajarás solo.

Yalnız yaşayamam.

No puedo vivir solo.

Yalnız hissettim.

- Me sentía solo.
- Me sentí solo.

Yalnız değildim.

Yo no estaba sólo.

Yalnız mıydın?

- ¿Estabas solo?
- ¿Estabas sola?

Yalnız olamazsın.

No estarás solo.

Yalnız gitmelisin.

Debes ir solo.

Yalnız olacağım.

- Estaré solo.
- Voy a estar solo.

Yalnız gitmemelisin.

- No deberías ir solo.
- No deberías ir sola.

Yalnız gidiyor.

Se va solo.

- Beni yalnız bırakma.
- Beni yalnız bırakmayın.

- No me dejes solo.
- No me dejéis sola.
- ¡No me dejes sola!

- Yalnız olmak istemiyorum.
- Yalnız olmak istemem.

No quiero estar solo.

- Yalnız yürümeyi sever.
- O yalnız yürümekten hoşlanır.

Le gusta andar sola.

- Yalnız mı geziyorsun?
- Yalnız mı yolculuk ediyorsun?

Estás viajando solo?

- Burada yalnız mısın?
- Burada yalnız başına mısın?

¿Estás aquí sola?

Yalnız olmaktan bahsediyorum.

Hablo sobre sentirse solo.

Yalnız olmadığımı hatırlatıyor.

me recuerda que no estoy sola.

Yalnız da değil.

No está sola.

Yalnız olmadığımı gördüm,

Me di cuenta de que no estaba solo,

Ve yalnız değildim.

Y no estaba sola.

Yalnız kalmak istiyordum...

clases privadas de yoga

Yalnız yaşamaya alıştım.

Me he acostumbrado a vivir solo.

Onu yalnız bırakalım.

Dejémosla sola.

O yalnız görünüyor.

Ella se ve sola.

Onu yalnız bırak.

Déjalo en paz.

Oraya yalnız gidiyorum.

Voy allí solo.

Onu yalnız bırakın.

Déjenle solo.

Yalnız kalmak istiyorum.

- No me gusta estar solo.
- No me gusta estar sola.

Yalnız yaşamaya alışkınım.

- Estoy acostumbrado a vivir solo.
- Estoy acostumbrada a vivir sola.

Yalnız mı yaşıyorsun?

¿Vives sola?

Yalnız yemeğe alışkınım.

Estoy acostumbrado a comer solo.

Yalnız yürümeyi seviyorum.

Me gusta caminar solo.

Onları yalnız bırakmayın.

- No los dejéis solos.
- No los deje solos.
- No las deje solas.

Asla yalnız olmayacaksın.

Nunca estarás solo.

Bizi yalnız bırak.

- Déjanos solos.
- Déjanos solas.

Tom yalnız öldü.

Tom murió solo.

O çok yalnız.

Él es muy solitario.

Tom'u yalnız bırakamayız.

No podemos dejar solo a Tom.

Yalnız olduğumu düşündüm.

Pensaba que estaba solo.

Kendimi yalnız hissediyorum.

- Me siento solo.
- Me siento sola.

Yalnız olmak istedim.

Yo quería estar sola.

Biz yalnız değiliz.

- No estamos solos.
- No estamos solas.

Ailemi yalnız bırak.

Deja en paz a mi familia.

Evrende yalnız mıyız?

¿Estamos solos en el universo?

Artık yalnız değil.

Ya no está sola.

Seni yalnız bırakamazdım.

No pude dejarte solo.

Tom yalnız değildi.

Tom no estaba solo.

Arabamı yalnız bırakın.

Deja mi coche en paz.

Ben yalnız gideyim.

Déjame ir solo.

Beni yalnız bırak!

- ¡Déjame en paz!
- ¡Déjeme en paz!
- ¡Déjame sola!
- Déjame en paz.
- ¡Dejame en paz!
- Déjame solo.

Yalnız yaşamak istemiyorum.

- No quiero vivir solo.
- No quiero vivir sola.

Orada yalnız yaşamaktadır.

- Él vive allí solo.
- Él vive ahí solo.

O yalnız görünüyordu.

- Parecía sola.
- Ella lucía sola.

Yalnız hissettiğini biliyorum.

Sé que te sientes solo.

Tom yalnız görünüyor.

Tom parece solitario.

Hala yalnız mısın?

¿Todavía estás solo?

Yalnız olmayı seviyorum.

Me encanta estar solo.

Tom yalnız olmalı.

Tom debe estar solo.

Kendimi yalnız hissettim.

Me sentía solo.

Beni yalnız bırak.

Déjame en paz.

O yalnız yaşıyor.

Él vive solo.

Beni yalnız bırakma.

No me dejes solo.

Onunla yalnız konuşacağım.

Voy a hablar con él a solas.

Yalnız ölmek istemiyorum.

- No quiero morir solo.
- No quiero morir sola.

Yalnız olmayı severim.

Me gusta estar sola.

Burada yalnız mıyım?

¿Estoy solo aquí?