Translation of "Şikayet" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Şikayet" in a sentence and their spanish translations:

Şikayet etmemelisin.

No deberías quejarte.

Ben şikayet etmiyorum.

Yo no me quejo.

Şikayet etmeyi kes.

- ¡Dejen de quejarse!
- ¡Dejad de quejaros!
- ¡Para de quejarte!

Tom şikayet etti.

Tom se quejó.

Hiç şikayet etmedim ama.

Pero nunca me quejé.

Ne cüretle şikayet ediyor?

- ¿Cómo se atreve a quejarse?
- ¿Cómo osa quejarse?

O hep şikayet eder.

Él se queja todo el tiempo.

Tom yöneticiye şikayet ediyor.

Tom se está quejando con el gerente.

Ben müdüre şikayet ediyorum.

Me estoy quejando con el director.

Hiç şikayet duymak istemiyorum.

No quiero oír quejas.

Hey, şikayet etmekten vazgeç.

- Oye, basta de quejarse.
- Che, dejá de quejarte.

Şikayet etme. Gitmek zorundasın.

No te quejes. Tienes que ir.

Müşteriler hizmet hakkında şikayet ediyorlar.

Los clientes se están quejando de la atención.

Çiftçiler sürekli havadan şikayet eder.

Los granjeros se la pasan quejando del clima.

Hiç yöneticiye şikayet ettin mi?

¿Te has quejado alguna vez con el gerente?

İnsanlar genelde havadan şikayet eder.

La gente se queja a menudo del tiempo.

Onlar ne hakkında şikayet ediyorlar?

- ¿De qué se quejan?
- ¿Por qué protestan?

Çok şikayet etmem gerektiğini düşünmüyorum.

No creo que deba quejarme tanto.

Çok fazla şikayet etmemeye çalışıyorum.

Intento no quejarme demasiado.

Tom şikayet etmeyi seven kişi türüdür.

Tom es la clase de persona a la que le gusta quejarse.

Şikayet etmeyi kes ve itaat et!

¡Deja de quejarte y obedece!

Odanın çok sıcak olmasından şikayet etti.

Ella se quejó de que la pieza estaba muy calurosa.

Şikayet etme yerine belki yardımcı olmalısın.

- En lugar de quejarte, quizá deberías ayudar.
- En lugar de quejaros, quizá deberíais ayudar.

Hava hakkında her zaman şikayet ediyorsun.

Siempre te quejás del clima.

Babam trafik gürültüsü hakkında şikayet etti.

Mi padre se quejaba del ruido del tráfico.

Işçiler çalışma saatlerinin uzatılmasını şikayet ettiler.

Los trabajadores se quejaron cuando les aumentaron el número de horas de trabajo.

Tom her şey hakkında şikayet ediyor.

Tom se queja de todo.

Seni ısırdığında bana şikayet etmeye gelme.

No me vengas con quejas cuando te muerda.

Keşke ona verdiğimi şikayet etmeden yese.

Ojalá se comiera lo que le doy sin quejarse.

O hizmet hakkında yöneticiye şikayet etti.

Ella se quejó con el gerente sobre el servicio.

Tom karısından her zaman şikayet ediyor.

Tom siempre se está quejando de su esposa.

O sürekli olarak para kalmadığından şikayet ediyordu.

Ella no paraba de quejarse de que no quedaba dinero.

Oğlan üç gündür baş ağrısından şikayet ediyor.

El niño ha estado quejándose de dolor de cabeza durante tres días.

Kira gerçekten ucuz, bu yüzden şikayet etmiyorum.

La renta es baratísima, así que no me quejo.

O çok çalışır ve asla şikayet etmez.

Él trabaja duro y nunca se queja.

Bana gelince şikayet edecek bir şeyim yok.

Lo que es yo, no tengo ninguna queja.

O her zaman şikayet eden ilk kişi.

Siempre es el primero en quejarse.

- Hiç kimse şikayet etmedi.
- Kimse şikâyet etmedi.

Nadie se quejó.

- "Nasılsın?" "Şikayet edemem."
- "Nasılsın?" "Bir şikayetim yok."

- «¿Cómo estás?» «No me puedo quejar.»
- «¿Qué tal?» «No me puedo quejar.»

Değiştirilemeyen şeyler hakkında sürekli şikayet etmekten vazgeçmelisin.

Tienes que parar de quejarte todo el rato por cosas que no pueden cambiarse.

Her zaman bir şey hakkında şikayet ediyorsun.

Siempre te quejas de algo.

- Tüm yapabileceğin şikâyet etmektir.
- Bütün yaptığın şikayet etmek.

¡Todo lo que haces es quejarte!

Sen, buradaki yemeklerden şikayet etmeyen bildiğim tek insansın.

Tú eres la única persona que conozco que no se queja de la comida de aquí.

Tom her zaman bir şey hakkında şikayet eder.

Tom siempre se está quejando de una cosa u otra.

Şikayet etmeyi bırakın ve yapmanız istenilen şeyi yapın.

Deja de quejarte y acaba pronto el trabajo que te encargaron.

- Kapa çeneni!
- Sus!
- Şikayet etmeyi bırak.
- Sızlanmayı bırak!

¡Cállate!

O her zaman bir şey hakkında şikayet ediyor.

Siempre está quejándose de una cosa o la otra.

Ve azınlık temsilinden sürekli o kadar da şikayet etmeyiz.

Y no hacemos esto siempre quejándonos de la representación minoritaria.

- Şikâyet etmenin bir faydası yok.
- Şikayet etmenin faydası yok.

- No tiene caso quejarse.
- No sirve de nada quejarse.

Sabahtan akşama kadar şikayet etmekten başka bir şey yapmaz.

No hace más que quejarse todo el día.

O her zaman işleri yapma tarzım hakkında şikayet ediyor.

Siempre se está quejando de la forma en la que hago las cosas.

O, kış sırasında soğuktan ve yaz sırasında sıcaktan şikayet eder.

Durante el invierno, él se queja del frío y en verano se queja del calor.

İş ne kadar zor olursa olsun Tom asla şikayet etmez.

Tom nunca se queja, no importa lo difícil que sea la tarea.

- Annesi sürekli bundan şikayet eder.
- Annesi sürekli olarak bundan şikâyet ediyor.

Su madre se queja constantemente de ello.

Bugünün ev hanımları, yüksek fiyatlardan şikayet etmekten başka hiçbir şey yapmıyor.

Las amas de casa de hoy en día no hacen otra cosa que quejarse de los altos precios.

Hiç kimse şikayet etmediği için oldukça iyi bir iş yaptığımızı farz ediyorum.

Asumo que estamos haciendo un buen trabajo teniendo en cuenta que nadie se ha quejado.

- Karım hep bir şeylerden şikayet ediyor.
- Karım her zaman bir şey hakkında şikâyet ediyor.

Mi mujer siempre se está quejando de algo.

Sadece Tom'u görmezden gel. O her zaman bir şey hakkında şikayet ediyor gibi görünüyor.

Simplemente ignora a Tom. Siempre parece estar quejándose de todo.

"Basit bir özel benden daha mutludur," diye şikayet etti Berthier, "Tüm bu iş yüzünden ölüyorum."

"Un simple soldado raso es más feliz que yo", se quejó Berthier, "todo este trabajo me está matando".

- Niçin onların şikâyet ettikleri sadece benim? Onlar sadece beni örnek veriyorlar ve beni bir günah keçisi olarak kullanıyorlar.
- Neden ben onların tek şikayet ettiğiyim?Onlar sadece benim üzerimden örnek veriyor ve beni günah keçisi olarak kullanıyorlar.

¿Por qué soy el único del que se quejan? Ellos sólo quieren que yo sirva de ejemplo y me están usando como chivo expiatorio.