Translation of "Duymak" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Duymak" in a sentence and their spanish translations:

Onların duymak istediğini duymak istiyorum.

Quiero oír lo que quieren oír.

Merak duymak gerekiyor.

y adoptar tu curiosidad.

Bunu duymak istemiyorum.

No quiero oírlo.

Ne duymak istiyorsun?

¿Qué quieres escuchar?

Tavsiyeni duymak istiyorum.

Me gustaría oír tu consejo.

Tom'u duymak istemiyorum.

No quiero que Tom lo oiga.

Onu duymak istemiyorum.

No quiero escuchar eso.

Gerçeği duymak istiyorum.

- Quiero saber la verdad.
- Quiero escuchar la verdad.

Mazeretlerini duymak istemiyorum.

No quiero escuchar tus excusas.

Konuştuğunu duymak istemiyorum.

No quiero ni escuchar sus voces.

Fikrinizi duymak istiyorum.

- Me gustaría oír su opinión.
- Me gustaría escuchar tu opinión.

Şikâyetlerinizi duymak istemiyorum.

No quiero oír vuestras quejas.

- Senin bütün havadislerini duymak istiyorum.
- Tüm haberini duymak istiyorum.

Quiero que me cuentes todas tus noticias.

Insanlardan kahkahalar duymak ister.

quiere obtener las risas del público.

Gurur duymak -- gurur esastır.

El sentido de orgullo... el orgullo es esencial.

Bunu duymak beni rahatlattı.

Me alivia oír eso.

Piyanoyu çaldığını duymak istiyorum.

Me gustaría oírte tocar el piano.

Piyano çalışını duymak istiyorum.

Quiero oírte tocar piano.

Benden ne duymak istiyorsun?

¿Qué quieres oír de mi?

Bunu tekrar duymak istiyorum.

Quiero escucharlo otra vez.

Çığlık attığını duymak istiyorum.

Quiero oírte gritar.

Bunu Tom'dan duymak istiyorum.

Quiero oirlo de Tom.

Bunu senden duymak istiyorum.

Quiero escucharlo de vos.

Tom bunu duymak istemiyor.

Tom no quiere oírlo.

Hiçbir bahane duymak istemiyorum.

No quiero oír ninguna excusa.

Sadece nedenlerini duymak istiyorum.

Sencillamente quiero oír tus razones.

Tom konuşmasını duymak istiyorum.

Quiero oír hablar a Tom.

Bu duymak istediğim şey.

Eso me gusta oír.

Hiç şikayet duymak istemiyorum.

No quiero oír quejas.

O hikayeyi duymak zorundayım.

Aún no he oído esa historia.

Senin sesini duymak istiyorum.

Quiero escuchar tu voz.

Biz onu duymak istiyoruz.

Queremos oírlo.

Sizi duymak zor değil.

No es difícil escucharte.

Onlar hakkında duymak istemiyorum.

No quiero oír hablar de ellos.

Gitar çaldığını duymak istiyorum.

- Quiero oírte tocar guitarra.
- Quiero oírte tocar la guitarra.

- Tom ne söylediğini duymak istiyorum.
- Tom ne söylüyor duymak istiyorum.

- Quiero escuchar lo que dice Tom.
- Quiero oír lo que dice Tom.

Neleri duymak istediğimi çoktan belirlemişti.

ya había establecido los patrones que me gusta escuchar.

Yerel geleneklere saygı duymak zorundayız.

Debemos respetar las costumbres locales.

Bu benim duymak istediğim şey.

Eso es lo que quiero escuchar.

Daha fazla duymak istemiyor musunuz?

¿Te gustaría oír más?

Tom'un itiraf etmesini duymak istedim.

Quería que Tom confesara.

Duymak istediğin şey bu mu?

¿Es eso lo que querés escuchar?

Geri kalanını duymak istemiyor musun?

¿No querés escuchar el resto?

Yalanlarından herhangi birini duymak istemiyorum.

No quiero escuchar ninguna de tus mentiras.

Şikayetlerinin herhangi birini duymak istemiyorum.

No quiero escuchar tus quejas.

Artık şikâyet ettiğini duymak istemiyorum.

- No quiero escuchar tus quejas nunca más.
- No quiero oírte quejar más.
- No quiero seguir escuchando una más de tus quejas.
- No quiero escuchar una más de tu quejas.
- No quiero seguir escuchando tus quejas.
- No quiero oír una más de tus quejas.

Onu söylediğini duymak beni üzüyor.

Me entristece oírte decir eso.

Herhangi bir şapırdatma duymak istemiyorum.

No quiero oír sorbeteos.

Ben de, sesinizi duymak istiyorum.

A mí también me gustaría escuchar tu voz.

Artık bu zırvaları duymak istemiyorum.

No quiero escuchar más estas bobadas.

İlgilenmediğim hiçbir şeyi duymak zorunda değilim.

No tenemos que escuchar nada que no nos interese.

Anlıyorum ama hata yapıldığını duymak istemiyorum.

Entiendo, y no quiero oír sobre errores.

Bir başkasının yaşantısına saygı duymak için

y estaba dispuesto a hacer todo lo necesario

Senden bir kelime daha duymak istemiyorum.

No quiero oírte decir una palabra más.

Yolculuğun hakkında her şeyi duymak istiyorum.

Quiero oír todo sobre tu viaje.

Söylemek zorunda olduğun şeyi duymak istiyorum.

Quiero escuchar lo que tenés para decir.

Tom hikayenin iki tarafını duymak istiyor.

Tom quiere oír ambos lados de la historia.

Onun hakkında bir şey duymak istemiyorum.

No quiero oír nada al respecto.

Tom'un boşanması hakkında duymak bir şoktu.

Oír acerca del divorcio de Tom fue un shock.

Eğer anlayışım hala insanlardan kahkaha duymak olsaydı,

SI mi objetivo aún fuera obtener risas,

Onların sesini duymak için harika bir yol.

ha sido una forma tremenda de darles voz.

Tom Mary'ye duymak istemediği bir şey söyledi.

Tom le dijo a María algo que ella no quería oír.

Bunun hakkında bir sözcük daha duymak istemiyorum.

¡No quiero oír una palabra más al respecto!

Duymak istediğin özel bir şey var mı?

¿Hay algo en particular que te gustaría oír?

Ben sadece onu tekrar söylediğini duymak istiyorum.

Quiero escucharte decir eso otra vez.

Herkesin söylemek zorunda olduğu şeyi duymak istiyorum.

Quiero oír lo que todos tienen que decir.

Tom'un söylemek zorunda olduğu şeyi duymak istiyorum.

Quiero escuchar lo que Tom tiene para decir.

Boston'a yolculuğun hakkında her şeyi duymak istiyorum.

Quiero oírlo todo sobre tu viaje a Boston.

Onun fikrini duymak için onunla buluşmanı istiyorum.

Me gustaría que te reunieras con él para que escuches su opinión.

Tekrar çalalım, apaçık olsun. Duymak ister misiniz?

De nuevo, claro como el agua. ¿Quieren escucharlo de nuevo?

Onun şıngırdadığını duymak için para kutusunu sallarım.

Agito la hucha para oír su tintineo.

Çoğu insan, sadece kendi gerçeklerini duymak ister.

La mayoría de las personas sólo quieren oír su propia verdad.

Bu konu hakkında artık konuşulanları duymak istemiyorum.

- Quiero olvidarlo.
- Quiero olvidarla.

Bu konuda söyleyeceğin ne var duymak isterim.

Me gustaría oír qué tienes que decir sobre esto.

Paul Bunyan hakkındaki hikayeyi duymak ister misiniz?

- ¿Te gustaría oír la historia de Paul Bunyan?
- ¿Os gustaría oír la historia de Paul Bunyan?

İnsanlara duymak istediklerini söylersen, onlar senin istediklerini yaparlar.

Si le dices a la gente lo que quiere oír, harán lo que tú quieras.

Seni bir kez daha şarkı söylerken duymak istiyorum.

Solo quiero oírte cantar una vez más.

Ben bir daha asla onun adını duymak istemiyorum.

Jamás quiero volver a oír su nombre.

Tom söylemek zorunda olduğum hiçbir şeyi duymak istemiyordu.

Tom no quería oír nada de lo que yo tenía que decir.

Eğer insanlara duymak istediklerini söylersen, onlar senin istediklerini yaparlar.

Si le dices a la gente lo que quiere oír, harán lo que tú quieras.

O kişinin senin hakkında ne söylediğini duymak ister misin?

¿Quieres oír lo que esa persona dijo sobre ti?

Kapa çeneni. Ben tatildeyim. Tüm duymak istediğim kuş ötüşüdür.

Callate la boca. Hoy es mi día de descanso. Todo lo que quiero oír hoy es el canto de los pájaros.