Translation of "Yürümeye" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Yürümeye" in a sentence and their portuguese translations:

Yürümeye devam et.

- Continue caminhando.
- Continuem caminhando.

Biz yürümeye başladık.

Começamos a andar.

Sadece yürümeye başla.

Apenas comece a andar.

Ben yürümeye başladım.

- Comecei a caminhar.
- Comecei a andar.

- Onlar yürümeye devam ettiler.
- Onlar yürümeye devam etti.

- Eles continuaram andando.
- Elas continuaram andando.

Bunu toplayıp yürümeye başlayacağız.

Vou arrumar isto e depois vamos a pé.

Yürümeye başlayan çocuk ağladı.

A criança chorou.

Sonra o tekrar yürümeye başladı.

Depois ela começou a andar de novo.

Tom daha hızlı yürümeye başladı.

Tom começou a andar mais rápido.

Tom ve Mary yürümeye başladılar.

O Tom e a Mary começaram a andar.

Tom sadece yürümeye devam etti.

Tom apenas continuou caminhando.

Bir süre yürümeye devam etti.

Ele continuou a caminhar por um momento.

Bisiklete binmeyi yürümeye tercih ederim.

- Eu prefiro andar de bicicleta a caminhar.
- Prefiro andar de bicicleta a caminhar.

Tom yalınayak yürümeye alışkın değildir.

Tom não está acostumado a andar descalço.

Sen yürümeye başladığında kaç yaşındaydın?

Quantos anos você tinha quando começou a andar?

Tepenin zirvesine kadar yürümeye ne dersin?

Que tal caminhar até o topo da colina?

Ayaklarım yoruluncaya kadar yürümeye devam ettim.

Eu continuei caminhando até que meus pés não aguentassem.

Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.

- Tom não está acostumado a andar de pés descalços.
- Tom não está acostumado a andar descalço.

Tom, Mary'nin kolunu tuttu ve yürümeye başladılar.

Tom pegou a Mary pelo braço e eles começaram a andar.

Yürümeye başlayan çocuk ilk ayağa kalktığında yalpaladı.

A criança bamboleou quando ficou de pé pela primeira vez.

En büyük dişinin önderliğindeki sürü ufaklıkları yürümeye zorluyor.

Liderados pela fêmea mais velha, a manada não deixa parar os mais pequenos.

O yemek yemeyi bitirir bitirmez tekrar yürümeye başladı.

Assim que ele terminou de comer, ele voltou a andar.

Yani, ben şunu yapıyorum, çok erken bir saatte uyanıp yürümeye,

Então, o que eu estou fazendo é tentar acordar bem cedo e sair.

Harold Godwinson çok hızlı bir şekilde York'a yürüdü ve York'ta yürümeye devam etti

Harold Godwinson marchou muito rapidamente até York, e continuou marchando por York, e