Translation of "Olmaması" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Olmaması" in a sentence and their portuguese translations:

Sorun paramızın olmaması.

O problema é que nós não temos nenhum dinheiro.

Sorun yanımda param olmaması.

O problema é que eu não tenho dinheiro comigo.

Asgari ücretin olmaması gerekir.

Não deveria haver salário mínimo.

- Tek derdim hiç derdimin olmaması.
- Tek endişem hiç endişemin olmaması.

Minha única preocupação é não ter preocupações.

Bunun olup olmaması umurumda değil.

Não me importo se isso aconteça ou não.

Tom'un henüz burada olmaması tuhaf.

É estranho o Tom não estar aqui ainda.

Tom burada olmaması gerektiğini biliyor.

Tom sabe que ele não deveria estar aqui.

Tom'un burada olmaması gerektiğinden şüpheleniyorum.

Eu suspeito que Tom não deveria estar aqui.

- Herhangi bir haber olmaması iyi bir haber.
- Hiç haber olmaması iyi haberdir.

- Nenhuma notícia é uma boa notícia.
- Não ter nenhuma notícia é uma boa notícia.
- Nenhuma notícia é boa.
- A falta de notícias é boa notícia.

Sanırım hiç arkadaşının olmaması iç karartıcıdır.

Acho triste não ter nenhum amigo.

Yapacak bir şey olmaması çok sıkıcı.

É muito chato não ter nada que fazer.

O, para olmaması nedeniyle yurt dışında okuyamadı.

Ela não podia estudar no exterior pela carência de dinheiro.

Onun burada olmaması beni hayal kırıklığına uğrattı.

Estou desapontado que ele não está aqui.

- Bunun meydana gelmemesi gerekirdi.
- Bunun olmaması gerekirdi.

Isso não deveria ter ocorrido.

Bence günün bu saatinde sokakta kimsenin olmaması garip.

Acho estranho não haver ninguém na rua a esta hora do dia.

Maduro'nun bu oylamasında, Venezüellalılar meclisin var olup olmaması hakkında bir söz sahibi değildi

Com a recente votação de Maduro, os venezuelanos não tiveram voz em saber se a assembléia deveria existir.

Halatla inmek iyi olur, hemen oraya ineriz. Kötü yanı, halatı bağlayacak pek bir şeyin olmaması.

Fazer rapel é bom, íamos parar mesmo lá. Por outro lado, não há nada de jeito a que atar a corda.