Translation of "Tuhaf" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Tuhaf" in a sentence and their arabic translations:

Çok tuhaf görünüyordu.

بدت غريبة جدًّا.

Bu tuhaf olacak.

سيكون غريبًا.

Tuhaf bir gürültü duydum.

- سمعت ضجة غريبة.
- سمعت صوت ضجة غريبة.

Bu tuhaf bir sorun.

هذا سوال غريب.

Anormal veya tuhaf yaftasını yapıştırıyor

نصنفه كأمر شاذ وغير طبيعي،

Eh, tuhaf şeyler meydana geldi.

حصل أغرب من ذلك.

O tuhaf kokarsa onu yeme.

إن كانت رائحتة غريبة، فلا تأكله.

Tom tuhaf bir ses duydu.

سمع توم صوتا غريبا.

Tom tuhaf bir şey görmüş.

توم رأى شيئا غريبا.

tuhaf olan şu, meğerse görüyoruz ki

ولكن الغريب، نجد وبشكل مفاجئ ومبهر،

Yani umutlarımın kırılmadığı, beni tuhaf bulmayan,

بحثت دائماً عن مكان في الحياة اين آمالي لن تنكسر، أين لست غريبة الاطوار

Gezegen tuhaf bir biçimde diskle bağlantılıydı.

كان الكوكب مرتبطًا بالقرص بشكل غريب.

Ancak uzun süreli iklim dengesi tuhaf,

لكن استقرار المناخ على المدى البعيد هو أمر غريب،

Öyle bir dünya ki, tuhaf yaratıklar...

‫يعج بالمخلوقات العجيبة...‬

Kolunu tuhaf bir silah gibi kullanıyor.

‫تستخدم ذراعها هكذا كسلاح غريب.‬

Dün gece tuhaf bir rüya gördüm.

حلمت بحلم غريب ليلة الأمس.

Sami, Leyla'ya gerçekten tuhaf mektuplar gönderdi.

أرسل سامي رسائل غريبة لليلى.

Kar seviyesi bele kadar. Gerçekten çok tuhaf.

‫والثلوج تصل إلى الخصر.‬ ‫موقف صعب.‬

Tuhaf bir çatırtı duydum ama hepsi bu.

‫سمعت ذلك الصرير الغريب،‬ ‫ولكن هذا كل شيء.‬

Bu kişilerin çoğu aynı tuhaf şeyden bahsetmiş.

والكثير تحدثوا عن نفس الشيء الغريب:

O tuhaf şeyler söylüyor. Ben gerçekten anlamıyorum.

تقول غرائب، لا أستطيع أن أفهم.

Bu şimdiye kadar yediğin en tuhaf şey.

هذا أغرب شيء تناولته على الإطلاق.

Ve tuhaf bir şekilde Norveç'in çok kültürlülüğü açısından

وأصبحت بشكل غريب واحدةً من وجوه

...gerçekten de çok tuhaf gece yaratıklarının yaşam alanı.

‫هي موطن بعض مخلوقات الليل العجيبة.‬

Vücudunu kaya gibi görünen tuhaf bir pozisyona sokuyor.

‫تضع جسدها في تلك الوضعية الغريبة‬ ‫والتي تبدو وكأنها صخرة.‬

- Hayat ne kadar garip!
- Hayat ne kadar tuhaf!

- ما أغرب الحياة!
- كم غريبة الحياة!

''Hem opera hem makine mühendisliği okumak tuhaf olmaz mı?

أليس من الغريب أن أدرس الغناء الأوبرالي والهندسة الميكانيكية؟

"Keyif" aldım derken, ki orası için tuhaf bir kelime,

وحين أقول أني استمعت إنها كلمة غريبة يمكن استخدامها

Ailelerin sürekli tuhaf işlerde çalışıp sonunda boşta bir iş olmadığını

لقد شاهدت العديد من العائلات تعمل بواظئف غريبة،

Ve belki de bunun sayesinde tuhaf bir ahtapot sevinci yaşıyor.

‫وربما يمنحك ذلك‬ ‫بعض من مستوى فرح الأخطبوط الغريب.‬

Yeni bir yol kazıyorlardı ve bir yığın iskelet, yaklaşık 50 tuhaf

كانوا يحفرون لطريق جديد ووجدوا كومة من الهياكل العظمية ، حوالي 50 فردًا ،

En tuhaf şey onun en büyük düşmanını kaçılmaz bir ölümden kurtarmış olmasıdır.

أغرب ما في الأمر أنه أنقذ عدوه اللدود من موت محتم.

Tatoeba ilkeleri altında, üyelerin sadece kendi anadillerinde cümleler eklemeleri ve/veya anlayabilecekleri bir dilden anadillerine tercüme yapmaları önerilir. Bunun sebebi de kişinin, anadilinde doğal olan cümle kurmasının çok daha kolay olmasıdır. Anadilimiz dışında bir dilde yazdığımızda ise kulağa tuhaf gelen cümleler oluşturmamız çok kolaydır. Lütfen cümleyi sadece ne anlama geldiğini bildiğinizden eminken tercüme ettiğinizden emin olunuz.

في إطار المبادئ التوجيهية لتاتويبا، يوصى الأعضاء اضافة الجمل الى لغتهم الأم فقط و/أو ترجمتها الى لغة يفهمونها كلغتهم الأم. والسبب في ذلك هو أنه من السهل كثيراً تكوين الجمل المتناغمة حسياً مع لغتنا الأم. فعندما نكتب بلغة أخرى غير لغتنا الأم، يكون من السهل جداً تكوين الجمل التي تبدو غريبة. يرجى الحرص على ترجمة الجملة فقط في حال كنت متأكداً من أنك تعرف ماذا تعني.