Translation of "Oğlunun" in Portuguese

Oğlunun adı ne?

- Qual é o nome de seu filho?
- Como se chama o seu filho?

Oğlunun karısı senin gelinindir.

A mulher do seu filho é sua nora.

Senin oğlunun adı ne?

Como é que o seu filho se chama?

Tom'un oğlunun ismi John'dur.

O filho de Tom se chama John.

Doktor oğlunun hastalığını tedavi edebilir.

O médico pode curar seu filho da doença.

Bay Smith, oğlunun başarısından memnun.

O Sr. Smith está contente com o sucesso do filho dele.

Oğlunun eline biraz para koydu.

Ela passou algum dinheiro para a mão de seu filho.

Tom oğlunun şehirde yaşamasını istedi.

Tom queria que o filho morasse na cidade.

O, oğlunun gittiğini biliyor mu?

Ele sabe que o filho foi embora?

Tom oğlunun dondurma yemesine izin vermiyor.

O Tom não permite que seu filho tome sorvete.

Oğlunun doğumu sebebiyle kendisini tebrik ettim.

Eu o parabenizei pelo nascimento do filho dele.

Bayan Harris oğlunun geleceği hakkında çok şüpheli.

A senhora Harris tem muitas dúvidas sobre o destino do seu filho.

O, oğlunun geri dönüşü için dua etti.

Ela orou pelo retorno do seu filho.

Anne zaman zaman oğlunun mektubunu yeniden okuyordu.

A mãe relê a carta do seu filho de vez em quando.

Ona oğlunun tamamen kana bulanmış giysisini getirdik.

Trouxemos-lhe a roupa do seu filho completamente ensanguentada.

Haftada bir kez anne oğlunun odasını denetler.

Uma vez por semana, a mãe inspeciona o quarto do filho.

Oğlunun ölüm haberini duyduğu an o, gözyaşlarına boğuldu.

No momento em que ela ouviu a notícia da morte do filho, explodiu em lágrimas.

Tom'un karısının adı Mary ve oğlunun adı Horace'tır.

A mulher do Tom é Maria e o filho dele é Horace.

Ona savaşın kaybolduğunu söylediler ve Karın - mümkünse oğlunun lehine.

Disseram-lhe que a guerra estava perdida, e ele deve abdicar - em favor de seu filho, se possível.

Oğlunun uçak kazasından sağ kurtulduğunu duyduğunda sevinç çığlığı attı.

Ela chorou de alegria quando ela ouviu que o filho tinha sobrevivido ao acidente de avião.

Tom oğlunun intihar etmesi gerçeğiyle başa çıkmada sorun yaşıyor.

Tom está tendo dificuldade em lidar com o fato de que seu filho cometeu suicídio.

Tom oğlunun eğitimi için nasıl ödeme yapacağı hakkında endişelenmeye başladı.

Tom começou a se preocupar como ele iria pagar pela educação de seu filho.