Translation of "Miktarda" in Portuguese

0.011 sec.

Examples of using "Miktarda" in a sentence and their portuguese translations:

Bol miktarda su var.

Tem bastante água.

Büyük miktarda para bağışladı.

Ele doou bastante dinheiro.

Ayrıntıya büyük miktarda dikkat edilmiş

Grande atenção aos detalhes

Fransa'da büyük miktarda şarap tüketildi.

Na França consome-se uma grande quantidade de vinho.

Avustralya'da mineraller bol miktarda bulunur.

Os minerais são abundantes na Austrália.

Mantarlar önemli miktarda mineral içerirler.

Cogumelos contêm uma quantidade significativa de minerais.

Kilerde bol miktarda yiyecek var.

Há muita comida na despensa.

Tarım büyük miktarda su tüketir.

A agricultura consome um grande volume de água.

Tom çok miktarda nakit taşımaz.

Tom não carrega muito dinheiro.

İsviçre çok miktarda bira tüketiyor.

Os suíços consomem muita cerveja.

Fasulye yüksek miktarda demir içerir.

O feijão contém muito ferro.

Bunun çok büyük miktarda olduğunu düşünün

acho que isso é uma quantidade enorme

Japonya büyük miktarda ipek ticareti yapardı.

O Japão costumava negociar seda em grandes quantidades.

Büyük şehirlerde çok miktarda suç var.

Há muitos crimes em cidades grandes.

Yeni köprüye büyük miktarda para harcandı.

Uma grande quantidade de dinheiro foi gasta na nova ponte.

Portakallar bol miktarda C vitminine sahiptir.

As laranjas são ricas em vitamina C.

Bizim büyük bir miktarda yiyeceğimiz var.

Temos uma enorme quantidade de comida.

Mandalina çok miktarda C vitamini içerir.

As tangerinas contêm muita vitamina C.

Japonya büyük miktarda petrol ithal eder.

O Japão importa grande quantidade de petróleo.

- Çok miktarda sahibiz.
- Bizde çok var.

- Nós temos bastante.
- Temos bastante.

Tom'un bol miktarda yardıma ihtiyacı olacak

O Tom terá muita ajuda.

Portakallar bol miktarda C vitamini içerir.

As laranjas são ricas em vitamina C.

Sahip olduğum az miktarda parayı ona verdim.

Dei-lhe o pouco dinheiro que tinha.

Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var.

Você tem bastante tempo para pegar o trem.

Bu iki şişede aynı miktarda ilaç var.

Há a mesma quantidade de remédio nestes dois frascos.

Önemli miktarda zaman ve emek harcanmış durumda.

Uma quantidade razoável de tempo e esforço já foi gasta.

Böyle büyük bir miktarda parayı nasıl kazandın?

Como você conseguiu ganhar tanto dinheiro?

O, çok miktarda un ve yağ satın aldı.

- Ele comprou um monte de farinha e de óleo.
- Ele comprou muita farinha e óleo.

Bu ayı, bol miktarda fıstık ve meyve tüketiyor olmalı

Portanto, o urso está a comer muitos frutos secos e fruta,

Böyle bir altınfıçı kaktüsünde bol miktarda iyi sıvı bulunur.

O cato-barril contém muitos líquidos.

Türkiye'de de var Amerika'daki sayıyı zaten söylemiştik muazzam miktarda

O número nos EUA na Turquia já disse que tínhamos uma quantidade enorme de

Geri almak için çok miktarda para ödemek zorunda kaldım.

Precisei pagar uma grande quantia para recuperá-lo.

Neden olmaz? Çünkü yeterli miktarda su kütlesi yok bu kadar basit

Por que não? Porque não há corpo d'água suficiente, é simples assim

Su kütlesi yeterli miktarda olmadığı için sadece dev dalgalar ortaya çıkar

apenas ondas enormes emergem porque o corpo de água não é suficiente

Ama kayda değer bir enerji almak için bundan çok fazla miktarda yemem lazım.

Mas teria de comer uma quantidade enorme para ter um aporte de energia significativo.

Daha sonraki yıllarda da minareler ve türbeler eklenerek Ayasofya çok büyük miktarda genişletildi

Nos anos seguintes, Hagia Sophia foi ampliada em grande parte pela adição de minaretes e túmulos.