Translation of "Edilmiş" in Portuguese

0.022 sec.

Examples of using "Edilmiş" in a sentence and their portuguese translations:

İhanet edilmiş hissediyorum.

Eu me sinto traído.

Tehdit edilmiş hissettim.

Eu me senti ameaçado.

Rahatsız edilmiş görünüyorsun.

Você parece estar encrencado.

Alışveriş merkezi terk edilmiş.

O shopping está deserto.

Yer neredeyse terk edilmiş.

O local está quase deserto.

Tom ihanet edilmiş hissetti.

Tom sentiu-se traído.

Tom ihmal edilmiş hissetti.

- O Tom se sentiu negligenciado.
- O Tom se sentia negligenciado.

Eski terk edilmiş kasabalara gireceğiz.

com muitos sítios onde se podem esconder.

Terk edilmiş bir yer bulduk.

Conseguimos uma loja abandonada.

Ayrıntıya büyük miktarda dikkat edilmiş

Grande atenção aos detalhes

Kilise, Gothic tarzında inşâ edilmiş.

A igreja foi construída em estilo gótico.

Tehdit edilmiş hissetmek zorunda değilsin.

Não precisa se sentir ameaçado.

Deniz köpek balıklarıyla istila edilmiş.

O mar está infestado de tubarões.

Tom'un arabası dışarıda park edilmiş.

O carro de Tom está estacionado lá fora.

Tom'un kamyonu oraya park edilmiş.

O caminhão de Tom está estacionado ali.

O, terk edilmiş binaları seviyor.

Ele gosta de prédios abandonados.

- Kaldırımlar bomboş.
- Kaldırımlar terk edilmiş.

As calçadas estão desertas.

Yani, dengesiz ve terk edilmiş madenlere,

Isso significa navegar por minas abandonadas,

Kutsal Smolensk şehri neredeyse yerlebir edilmiş.

A cidade sagrada de Smolensk foi virtualmente destruída.

Tom çok motive edilmiş gibi görünüyor.

Tom parece estar muito motivado.

O, terk edilmiş bir binada saklandı.

Ele se escondeu em um prédio abandonado.

Tom'un biraz tehdit edilmiş hissettiğini düşünüyorum.

- Eu acho que Tom se sentiu um pouco ameaçado.
- Acho que Tom se sentiu um pouco ameaçado.

Terk edilmiş şehir, orman tarafından yutuldu.

A cidade abandonada foi tragada pela selva.

Bu ev 1870 yılında inşa edilmiş.

Esta casa foi construída em 1870.

Bu çeşme 18. yüzyılda inşa edilmiş.

Esta fonte foi construída no século XVIII.

Tom'un dairesi hamamböcekleri tarafından istila edilmiş.

O apartamento de Tom está infestado de baratas.

Yani kutsal bilgelik kilisesi olarak inşa edilmiş

isto é, construído como uma igreja da sabedoria sagrada

Dünyada terk edilmiş hâlde birçok kedi var.

Há muitos gatos abandonados no mundo.

Tom izole edilmiş bir çiftlik evinde yaşıyor.

Tom vive numa casa de fazenda isolada.

Bu, Malezya'dan ithal edilmiş bir ham maddedir.

Isso é matéria-prima importada da Malásia.

Fabio'nun arabası Elena'nın evinin önünde park edilmiş.

O carro do Fábio está estacionado em frente à casa da Helena.

2013'te inşa edilmiş bir evde yaşıyorum.

Eu moro numa casa que foi construída em 2013.

Irmağın kenarında terk edilmiş bir araba vardı.

Havia um carro abandonado pelo rio.

Tom terk edilmiş kamyonda bir cüzdan buldu.

Tom achou uma carteira na caminhonete abandonada.

Fadıl, Leyla'yı terk edilmiş bir eve götürdü.

Fadil levou Layla para uma casa abandonada.

Eviminizin önünde park edilmiş bir araba var.

Há um carro estacionado em frente à nossa casa.

Eski ve terk edilmiş bir madenci kasabasına benziyor.

Parece uma cidade mineira abandonada.

Daha çok pagan dinine göre inşa edilmiş gibi

como se fosse construído de acordo com a religião pagã

Çoğu zaman yer altı suları terk edilmiş madenlerde toplanabilir

Muitas vezes, a água do solo acumula-se nas minas subterrâneas

Tom, okulun önünde park edilmiş araba olmadığını fark etti.

Tom percebeu que não havia nenhum carro estacionado em frente à escola.

Burada önümüzdeki yıl yeni bir otel inşa edilmiş olacak.

Vão construir um novo hotel aqui no próximo ano.

Bu katedral, dört yüzyıldan fazla süre önce inşa edilmiş.

Esta catedral foi construída há mais de quatro séculos.

Partiye davet edilmiş konuklar arasında iki yabancı bayan vardı.

Entre os convidados para a festa, havia duas mulheres estrangeiras.

Polisler park yakınında terk edilmiş bir arabada bir ceset buldu.

A polícia achou um cadáver num carro abandonado perto do parque.

Tom yıllardır kötü bir şekilde darmadağın edilmiş garajını temizlemeye niyetleniyor.

O Tomás tem intenção de limpar a sua garagem seriamente atafulhada durante anos.

Uzun zaman önce terk edilmiş küçük kasaba zamanla donmuş gibi görünüyor.

A cidadezinha, abandonada há muito tempo, parece congelada no tempo.

Fadıl arabayı terk edilmiş bir eve kadar sürdü ve oraya sakladı.

Dirigindo o carro, Fadil foi até uma casa abandonada e o escondeu.

- Bilgisayara bir virüs bulaşmış gibi görünüyor.
- Bilgisayar bir virüs tarafından enfekte edilmiş görünüyor.

Parece que o computador foi infectado por um vírus.