Translation of "Yiyecek" in English

Yiyecek!

Food!

Yiyecek arıyorum.

I'm on the lookout for food.

Sürekli yiyecek,

concerned, always, about food

Yiyecek yetersiz.

Food has been in short supply.

Yiyecek soğuyor.

The food is getting cold.

Yiyecek berbat.

The food is terrible.

Yiyecek getir.

Bring food.

Yiyecek arıyordum.

I was searching for food.

Yiyecek nasıl?

How is the food?

Yemek yiyecek.

He will have dinner.

Yiyecek alacağım.

I'll get the food.

Yiyecek olacaktır.

Food will be available.

Yiyecek harika.

The food is fantastic.

Yiyecek korkunç.

The food is horrible.

Yiyecek iyiydi.

The food was decent.

Yiyecek yok.

- There's no food.
- There is no food.

Yiyecek almalıyım.

I must buy groceries.

Yiyecek azalıyor.

- Food is running low.
- Food is running out.

Yiyecek tükeniyor.

Food is running out.

- Kütüphaneye yiyecek getiremezsiniz.
- Kütüphaneye yiyecek getiremezsin.

- You're not allowed to bring food into the library.
- You aren't allowed to bring food into the library.

yiyecek taşıdım, içine yiyecek koyup ağaçlara astım.

carry food, put food up trees in my underpants.

- Hiç yiyecek kalmadı.
- Yiyecek bir şey kalmadı.

- There is no food left.
- There's no food left.
- There isn't any food left.

Yiyecek hazırlama merkezlerinde,

I see far-UVC lights in food preparation areas.

Onlara yiyecek verdik.

We gave them food.

Tom pasta yiyecek.

Tom is going to eat cake.

Biraz yiyecek istiyorum.

I want some food.

Yemek yiyecek miyiz?

Are we going to eat?

O yiyecek istedi.

He asked for food.

O, onu yiyecek.

He shall have it.

Hiç yiyecek kalmadı.

- There is no food left.
- There's no food left.
- There isn't any food left.

Şunu yiyecek misin?

Are you going to eat that?

Yiyecek alacağını düşündüm.

- I thought you were going to buy groceries.
- I thought that you were going to buy groceries.

Biraz yiyecek alalım.

Let's get some food.

Bu yiyecek kimin?

Whose is this food?

Yiyecek boşa gitmedi.

- The food didn't go to waste.
- The food did not go to waste.
- The food didn't get wasted.
- The food did not get wasted.

Evsize yiyecek ver.

Give food to the homeless.

Yeterli yiyecek yok.

There's not enough food.

Yiyecek iyi değil.

The food is not good.

Yüzünde yiyecek var.

You've got food on your face.

Kütüphaneye yiyecek taşıyamasın.

You're not allowed to carry food into the library.

Bu yiyecek değil.

It’s not food.

Tüm yiyecek bitti.

All the food is gone.

Biraz yiyecek hazırlayacağım.

I'll prepare some food.

Tom yemek yiyecek.

Tom will have dinner.

Mary yemek yiyecek.

Mary will have dinner.

Yemek yiyecek misin?

Are you going to eat?

Tom yiyecek istedi.

Tom asked for food.

Yiyecek istiyor musun?

Do you want food?

Rulonu yiyecek misin?

Are you going to eat your roll?

Pudingini yiyecek misin?

- Are you going to eat your pudding?
- Are you going to eat your dessert?

Bunu yiyecek misin?

Are you going to eat this?

Yiyecek hakkında konuşalım.

Let's talk about food.

Ona yiyecek sağladım.

I provided him with food.

Masada yiyecek var.

There's food on the table.

Tom kek yiyecek.

Tom will eat cake.

Biraz yiyecek almalıyım.

- Must get some food.
- I need to buy some food.

Buzdolabında yiyecek var.

There's food in the fridge.

Ben yiyecek arıyorum.

I'm searching for food.

Çok yiyecek var.

- There is plenty of food.
- There's plenty of food.

Yiyecek böyle görünmemeli.

Food shouldn't look like this.

Yiyecek sipariş edeceğim.

I'll order food.

Bedava yiyecek var.

There's free food.

Hiç yiyecek yok.

- There's no food.
- There is no food.

Buradaki yiyecek berbat.

The food here is terrible.

Yiyecek israf edilmemelidir.

Food shouldn't be wasted.

Yiyecek umurumda değil.

I don't mind the food.

Bol yiyecek getireceğiz.

We'll bring plenty of food.

Elmayı kim yiyecek?

Who will eat the apple?

Köylülere yiyecek sağladılar.

They supplied the villagers with food.

Kalanını kim yiyecek?

Who'll eat the rest?

Bu yiyecek sağlıksız.

This food is unhealthy.

Köpeğe yiyecek vermeyin.

Don't feed the dog.

Tavuklar yiyecek arıyordu.

Chickens were looking for food.

Onlara yiyecek sağladık.

We provided them with food.

Yiyecek Tom'a dokundu.

The food disagreed with Tom.

Biraz yiyecek istedim.

I wanted some food.

Tom yiyecek alıyor.

Tom is buying food.

Yiyecek şeylerimiz tükeniyor.

We're running out of things to eat.

Biraz yiyecek ısmarladım.

I ordered some food.

Yiyecek alışverişine gittim.

I went food shopping.

Tom ne yiyecek?

What's Tom going to eat?

Şimdi yiyecek misin?

Are you going to eat now?

Kim bizimle yiyecek?

Who'll eat with us?

Oradaki yiyecek iğrenç.

The food there was disgusting.

Burada yiyecek pahalıdır.

Food here is expensive.