Translation of "Yiyecek" in Chinese

0.015 sec.

Examples of using "Yiyecek" in a sentence and their chinese translations:

Tom yiyecek istedi.

汤姆要食物。

Ona yiyecek sağladım.

- 我提供了他食物。
- 我為他提供了食物。

Yiyecek israf edilmemelidir.

食物不該被浪費。

Bu yiyecek sağlıksız.

这食物不卫生。

- Yiyecek bir şey istiyorum.
- Yiyecek bir şeyler istiyorum.

我想吃點東西。

Masanın üzerinde yiyecek vardır.

书桌上有食物。

Uzayda nasıl yiyecek bulursun?

你怎么在太空里找到食物?

Restorandaki yiyecek helal mi?

这个饭馆的菜是清真吗?

- Bu yemek.
- Bu, yiyecek.

它是食物。

Yiyecek bir şeyleri yok.

他們沒有東西吃了。

Yiyecek bir şey istiyorum.

我想吃点东西。

Yiyecek bir şey alabilir miyim?

我能些吃的東西嗎?

Yiyecek bir şeyin var mı?

你有东西吃吗?

Yiyecek bir şey ister misiniz?

您想吃点什么吗?

Pizza benim en sevdiğim yiyecek.

比薩是我最喜歡的食物。

Onlar bize yiyecek temin ettiler.

他們為我們提供了食物。

Hepimize yetecek kadar yiyecek var.

我們有足夠的食物。

Bana yiyecek bir şeyler ver.

給我點東西吃。

Tom'a yiyecek bir şey ver.

给汤姆些吃的。

Bana yiyecek bir şey getir.

給我東西吃。

Yiyecek bir şey istiyor musun?

- 你想要吃任何東西嗎?
- 您想吃点什么吗?

Sen cidden bunu yiyecek misin?

你真的吃得下這東西?

Yiyecek bir şey satın almak istiyorum.

我想買點東西吃。

O, bana yiyecek bir şey vermedi.

他沒有給我任何東西吃。

Eğer açsan yiyecek bir şey al.

要是饿,就吃饭。

Bana yiyecek ve para da verdi.

他给了我食物和钱。

Herkes için yeterli yiyecek var mıdır?

有足夠的食物給大家嗎?

O bize yiyecek çok şey verdi.

她給了我們很多吃的東西。

Onlar için yiyecek ve elbise sağladık.

我們為他們提供了食物和衣服。

Onlara giyecek ve biraz yiyecek verdim.

我給了他們衣服和一些食物。

Lütfen bana yiyecek bir şey ver.

請給我點東西吃。

Aslanlar yiyecek almak için birbirleri ile dövüştüler.

狮子为了得到食物相互争斗。

Xiao Wang eğer sadece vanilyalıysa dondurmayı yiyecek.

当且仅当冰淇淋是香草口味,小王会吃这个冰淇淋。

Ben ailem için yiyecek ve giyecekler sağlayabilirim.

我可以给我的家庭提供衣食。

Açım, bu yüzden yiyecek bir şeyler alacağım.

我餓了,所以我要吃東西。

O biraz yiyecek almak için dışarı çıktı.

她出去買些食物了。

Köpek yiyecek bir şey istiyor gibi görünüyor.

那隻狗看起來好像想吃東西。

- Lütfen bana yiyecek bir şey ver. Çok açım.
- Lütfen bana yiyecek bir şey verin. Çok açım.

可以給我一點吃的嗎?我快餓瘋了啦。

Sadece ölüm kaldığında, son çare yiyecek için yalvarmaktır.

除死无大事,讨饭到了家。

Tom muhtemelen buralarda yiyecek bir şeyi nereden alabileceğimizi biliyor.

湯姆應該知道這附近哪裡有東西吃。

Yaşamak için yiyecek, giyecek ve bir eve ihtiyacımız var.

食物、衣服和住所都是生活的必需品。

- Yiyecek bir şey istiyor musun?
- Bir şey yemek ister misin?

你想吃什么东西吗?

Bir içki için mi ya da yiyecek bir şey için mi gitmek istersin?

你想出去喝几杯或吃个饭吗?

Mademki yiyecek ve içecek hayvanlar için, öyleyse yağmur ve güneş de bitkiler içindir.

動物需要食物和飲料,而植物則需要雨水和陽光。