Translation of "Korumak" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Korumak" in a sentence and their portuguese translations:

- Seni korumak istedim.
- Sizi korumak istedim.

- Eu queria protegê-lo.
- Eu queria te proteger.

Kendilerini korumak için

começaram a organizar grupos de autodefesa,

Tom'u korumak istiyorum.

Eu quero proteger o Tom.

Beni korumak zorundasın.

- Você tem que me proteger.
- Você deve me proteger.

Tom'u korumak zorundaydım.

- Tive que proteger o Tom.
- Eu tive de proteger Tom.

Tom beni korumak istiyor.

Tom quer me proteger.

Tom Mary'yi korumak istiyor.

Tom quer proteger Mary.

Herkes seni korumak ister.

- Todos querem te proteger.
- Todo mundo quer te proteger.

Bush dünyayı korumak istiyor.

Bush quer proteger o mundo.

Sadece seni korumak istedim.

- Eu só queria protegê-lo.
- Eu só queria protegê-la.
- Eu só queria te proteger.

Sami ailesini korumak istedi.

Sami queria proteger sua família.

Ben Tom'u korumak için buradayım.

Estou aqui para proteger o Tom.

Tom beni korumak için burada.

Tom está aqui para me proteger.

Kötü ruhlardan korumak için diğer insanlar

outras pessoas para proteger dos maus espíritos

İnsanlar kendilerini korumak için sığınaklar tasarladı.

As pessoas criaram abrigos para se protegerem.

Tom beni korumak için yalan söylüyor.

O Tom está a mentir para me proteger.

Kafanı korumak için bir kask takmalısın.

Você tem que usar um capacete para protejer a sua cabeça.

Yasalar insanları kendilerinden korumak için vardır.

As leis estão aí para proteger as pessoas delas mesmas.

Tom'u korumak için elimden geleni yaptım.

Fiz o que pude para proteger Tom.

Vatanımızı korumak için sonuna kadar savaşacağız.

Lutaremos até o último instante para proteger a nossa pátria!

Boynumu korumak istiyordum. Bu yüzden kolumu uzattım,

Queria proteger o pescoço. Então levantei o braço

Korumak istediğim sivri kısım da burası. Pekâlâ.

Quero proteger a corda desta aresta afiada. Certo.

Hepimiz ulusal mirasımızı korumak için özen göstermeliyiz.

Devemos todos ter o cuidado em preservar nossa memória nacional.

Ben her şeyi olduğu gibi korumak istiyorum.

Eu quero deixar as coisas como estão.

Tom, Mary'yi korumak için her şeyi yapar.

Tom faria qualquer coisa para proteger Mary.

Tom'un beni korumak zorunda olduğunu düşünmesini istemiyorum.

Eu não quero que o Tom pense que tem de me proteger.

Ama yakında annesi onu korumak için yanında olmayacak.

Mas, em breve, ela não estará por perto para o proteger.

Tom kendini korumak için Mary'yi vurduğunu iddia ediyor.

Tom argumenta que atirou em Mary em defesa própria.

Bunu şu amaçla kullanacağım, halatı, sivri köşelerden korumak için.

E agora posso usá-las para proteger a corda da aresta.

Bazı çiftçiler koyunlarını vahşi köpeklerden korumak için eşekleri kullanıyorlar.

Alguns fazendeiros estão usando burros para proteger suas ovelhas de cachorros selvagens.

Birçok ülke kendilerini şarbon ve çiçeğe karşı daha iyi korumak için önlemler alıyor.

Muitos países fazem preparativos no sentido de melhor se defenderem do antraz ou da varíola.

Ama hiç halat korumak için kullanmamıştım. Bu iyi bir şey ve bu yüzden her zaman iç çamaşırı giymelisiniz.

Mas nunca para proteger uma corda. Isto é ótimo, e é por isso que devemos sempre usá-las.