Translation of "Dünyayı" in Polish

0.004 sec.

Examples of using "Dünyayı" in a sentence and their polish translations:

O, tüm dünyayı gezdi.

Podróżowała po całym świecie.

Dünyayı görmek istemez misin?

Nie chcesz zobaczyć świata?

Tom dünyayı dolaşmak istedi.

Tom chciał podróżować dookoła świata.

Dünyayı değiştirebilecek nadir şeylerden biridir.

jest jedną z niewielu rzeczy, które mogą zmienić świat.

İnanın bana, güzellik dünyayı kurtaracak.

Uwierzcie mi, to piękno uratuje świat.

...ve bu olağanüstü dünyayı keşfedebiliyoruz.

i odkryć wyjątkowy świat...

Eşimle hayatlarımızı dünyayı değiştirmeye adadık

Oboje z żoną oddaliśmy się zmienianiu świata

Bugün ben bütün dünyayı seviyorum.

Kocham dziś cały świat.

Etrafımızdaki dünyayı anlamamıza yardım eden şey.

Pomaga nam zrozumieć świat wokół nas.

Balkanlarda başlayan savaş tüm dünyayı sarmaladı.

Wojna, która zaczęła się na bałkanach, rozniosła się na prawie cały świat

- Devr-i âlem yaptık.
- Dünyayı dolaştık.

Podróżowaliśmy po świecie.

Bir de dünyayı genel olarak ele alalım.

Jak to wyglądało na świecie?

İncil'e göre Tanrı dünyayı altı günde yarattı.

Według Biblii, Bóg stworzył świat w sześć dni.

Bir dünyayı yönlendirmede daha yüksek bir kapasite demek.

większą zdolność rozeznania się w zmieniającym się świecie.

Eğer dünyayı düz bir harita şekline getirirseniz isterseniz,

Jeśli chcę zamienić ten globus na płaską mapę,

Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?

Czy Bóg naprawdę stworzył świat w jeden dzień?

Ortak ebeveynlik, biz bu dünyayı terk ettikten çok sonra

Byłoby tu pełno miłości w krzepiącym i bezpiecznym środowisku,

Onun yerine tuzak tellerinden oluşan ağları aracılığıyla yoklar dünyayı.

Zamiast tego pająk wyczuwa świat przez sieć pułapek.

Biliyorum ki bu şeylerin hiçbiri tek başına dünyayı değiştirmez.

Żadna z tych rzeczy nie zmieni świata,

Yani dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmek demek.

Oznacza więc czynienie świata lepszym.

Üniversiteden mezun olduktan sonra, dünyayı gezerek iki yıl geçirdim.

Po skończeniu studiów dwa lata jeździłem po świecie.

Vin Diesel şınav çekerken kendini yukarıya çekmez, dünyayı aşağıya iter.

Kiedy Vin Diesel robi pompki, to nie wypycha się w górę - on pcha Ziemię w dół.

1500'lü yıllardan beri, matematikçiler dünyayı düz bir düzeye çeviren

Od około 1500 roku, matematycy postanowili stworzyć algorytm,

Ve dünyayı daha iyi bir yer hâline getirecek bir şey.

i uczyni świat lepszym.

Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bu donuk dünyayı bize gösteriyor.

Wysokoczuła kamera odsłania ten zamarznięty świat.

Dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmek için ne yapabileceğimize odaklanmalıyız.

na tym, co możemy zrobić dla innych ludzi i uczynić świat lepszym.

Senin konuşabildiğinin yarısı kadar iyi İngilizce konuşabilsem, tüm dünyayı seyahat etme hakkında endişeli olmam.

Gdybym tylko umiał mówić po angielsku choć w połowie tak dobrze jak ty, nie obawiałbym się podróżowania po świecie.